Güncelleme Tarihi:
Kılıçdaroğlu’nun Suriye konusundaki tutumunun “mezhepsel” olduğu imasında da bulunan Başbakan Erdoğan, partisinin dünkü TBMM grubunda şunları söyledi:
Sıfır sorunu yanlış anladılar
“Sıfır sorun dedik ve bu politikamız ilkeli şekilde ilerliyor. Ama onlar, bunu da yanlış anladılar, tıpkı kendilerinin yıllarca yaptıkları gibi adam sendecilik, fırsatçılık, her koyun kendi bacağından asılır olarak anladılar. Sıfır sorun boyun eğmek, görmezden gelmez, haksızlık karşısında susmak, tepkisiz kalmak demek değildir. Hoşgörü, tahammül, iletişim olduğu kadar dik, mert durmak, yiğit davranmaktır. Haksızlığı, korsanlığı, kendi halkına silah doğrultan zalimleri görmezden gelmeyiz. Biz krizi görünce sıvışan, sırtını dönen, fırtınanın dinmesi için fırsat kollayanlardan da değiliz. Biz Yunus’un, Mevlana’nın diliyle konuşan bir milletiz ama gerektiğinde Köroğlu’nun diliyle de konuşmasını çok iyi biliriz.
Mezhep gözünden bakılmasın
Suriye’ye mezhep değil insan, kalp, vicdan gözlüğüyle bakılmalıdır. Mezhep yandaşlığı ya da karşıtlığı boyutuyla bakanlar, insanlık dersinden sınıfta kalırlar. Yüreğinde Kerbela’nın acısından zerre kadar olan, Hazreti Hüseyin’in sevgisini yüreğinde hisseden herkes bu meseleye kardeşlik hukukuyla bakmak zorundadır. La ilahe illallah diyen, kıbleye dönen herkes kardeşliği birbirine hatırlatmalıdır. CHP Genel Başkanına sesleniyorum, Suriye konusunda dilinizin altındaki baklayı çıkarın. Suriye yönetimine neden sempati duyduğunuzu cesaretle söyleyin. CHP Genel Başkanı’nın bilinç altında gözettiği farklı hassasiyetler, teşkilatına, seçmenine dahi açıklamakta zorlandığı bir dış politika anlayışı var. ‘Erdoğan’a rahat gideceği ülke bırakmayacağım, Avrupa’ya da Arap ülkelerine de gidemeyecek’ diyor. Ey CHP Genel Başkanı, senin kalibren ne, kapasiten ne? Cürmün kadar yer yakarsın. Biz dünyanın her ülkesine gittik, bundan sonra da gideriz. Bu ülkenin sokaklarında, köpekleri Arap diye çağıran zihniyetin arkasında da siz varsınız.
PKK’ya cesaret veren tavır
İnsan hakları ödülünü almak için Almanya’ya gidemediğimi söylüyor. Afganistan’da 12 şehit vermemiz nedeniyle bu programı son anda iptal ettik. Orada, PKK’lılar, Ermeni örgütleri ile Alevi kardeşlerimi tenzih ediyorum, isminin başında Alevi sıfatı bulunan bazı dernek ve federasyonlar işte o gösteriyi birlikte organize ettiler. CHP Genel Başkanı bu gösterilerden dolayı oraya gitmediğimizi ima ediyor. Bunu da CHP’nin başarısı gibi sunmaya çalışıyor. Bu son derece tehlikeli, ayrımcı bir tavırdır. Bu, PKK’lılara, Türkiye düşmanı Ermeni örgütlerine cesaret veren bir tavırdır. Daha dur bakalım Sayın Kılıçdaroğlu, sen Sivas’ın ötesine yeni gitmeye başladın, Hakkâri’ye PKK destekli gittin, bir tane Türk bayrağı açamadın orada. CHP’de böyle bir genel başkan gerçekten CHP seçmeni için büyük bir talihsizliktir, bizim için de talihtir. Kendi teşkilatının, belediye başkanlarının arkasında kalan, her fırsatta posta konulan biri genel başkan olabilir, ama hiçbir zaman lider olamaz.”
Çocuklara şeker versek gider ellerinden alırlar
“ÇOCUKLARIN süt içmesini engellemek için ne gelirse yapıyorlar. CHP ve MHP genel başkanlarının bu istismarcı tavırlarından dolayı çocuklar, öğretmenler, aileler tereddüt yaşıyor. Bunların muhalefet anlayışları bu kadar çirkin, sorunlu. Çocukların elindeki sütü almaya yeltenecek kadar gözleri dönmüş vaziyette. Biz çocukların eline şeker versek inanın bunlar gider o şekeri de elinden alırlar.”
Tutuklu vekiller
Seçilme olayını sulandırma hareketi
BAŞBAKAN Tayyip Erdoğan, tutuklu milletvekilleri için yapılacak düzenleme ile ilgili olarak, Meclis’ten çıkarken gazetecilerin sorularını yanıtladı. Erdoğan şunları söyledi: “Tutuklu milletvekilleri ile ilgili olarak herkes yorumunu yapmakta serbesttir. Bizim yorumlara müdahale etme yetkimiz yok. Şu anda başından itibaren bu iş zaten gerek anayasal, gerekse yasal düzenlemeleri bilinerek atılmış bir adımdır. Bu atılan adımlar anayasaya da yasaya da uygun olmadığı halde maalesef kenardan köşeden dolaşarak yapılmış bir adımdır ve milletvekili seçilme olayını sulandırma hareketi olarak görüyoruz. Bundan dolayı da bu olaya olumlu bakmıyoruz. Ama tabii yargının vereceği kararla ilgili de bizim söyleyecek herhangi bir şeyimiz yok.” Erdoğan, “Yeni bir formüle nasıl bakarsınız?” sorusuna ise “Bunun formülü olmaz. Bunun yasal noktadaki Anayasa’nın 14’üncü maddesi çok açık net ortada” yanıtını verdi.