Güncelleme Tarihi:
Kıbrıs Otonom Kayıp Şahıslar Komitesi'nde 22 yıl görev yaptıktan sonra emekliye ayrılan Türk üye Rüstem Tatar'ı kabul eden Soyer, Rum yönetimine, saplantıya girmeden bu sorunun çözümlenmesi yönünde çağrı yaparak, bu acıya son verilmesini istedi.
Konu sona erdikten sonra her iki yönetimin de ortak anma töreni düzenlemesini öneren Soyer, bir daha böyle bir hadisenin meydana gelmemesi için Kıbrıs sorununa çözüm bulunması gerektiğini söyledi. Soyer, “Kayıp şahıslarla ilgili demagoji yapılacağına, bu topraklara sevgiyi ve barışı getirmek için çalışma yapalım” dedi.
Kayıplar meselesinin Kıbrıs'ta en zor konulardan biri olduğunu ifade eden Soyer, Türkçe ve Rumca çok ağıtlar yakıldığını, ailelere bu insanların akıbetleriyle ilgili sağlıklı bilgi iletmek gerektiğini söyledi.
Kıbrıs Türk halkının yüzlerce kaybı olduğunu, ama Rumlardan farklı olarak bu kayıpların sivillerden, kadın, çocuk ve asker olmayan erkeklerden oluştuğunu vurgulayan Soyer, partide yıllarca çalıştıkları birçok arkadaşının kayıp şahısların evlatları olduğunu, bu nedenle bu insanların acılarını yakından gözlemlediğini belirtti. Kayıp şahıslar konusunun bir an önce ortadan kalkması gerektiğini belirten Soyer, Rum kayıpların bazılarının kemiklerinin bulunduğunu ve bunların darbede Rumlar tarafından öldürüldüğünün ortaya çıktığını anlattı. Savaşta ölenler de bulunduğunu kaydeden Soyer, bu konunun çözümlenmesi için olağanüstü gayret gösterilmesi gerektiğini ifade ederek, “Bu, insan hakları sorunudur. Politik istismardan uzak tutularak bir çözüme ulaştırılmalıdır” dedi.
Tatar'ın kayıplar konusunda da ciddi çalışmaları olduğunu belirten Soyer, çalışmalarından dolayı Tatar'a teşekkür etti.
“BU MESELE ÇOK UZATILDI”
Rüstem Tatar da bu işin çözümünün uzatıldığını, şimdi de kemikler konusuna kaydırıldığını, artık sağ olmadığı belli olan bu insanların akıbetlerinin ailelerine yazıyla bildirilmesi gerektiğini kaydetti. Tatar, bu konunun çözümlenmemesinde Türk tarafının suçu olmadığını, konuya duyarsız davrananın karşı taraf olduğunu vurguladı.
Tatar, BM destekli Otonom Kayıp Şahıslar Komitesi'nde Türk tarafının temsilcisi olarak 22 yıldır kayıplar sorunu çözülsün diye uğraştığını, “dul muyum, evli miyim” sorusuna yanıt arayan yüzlerce kişiye bu sorunun yanıtının verilmesi için çaba gösterildiğini, ancak komitenin, henüz hiç kimseye, “Komite araştırmalarına göre eşin ölüdür” diyemediğini ifade etti.
RUM KADININ DRAMI
Rum bir kadının, gazete manşetlerine çıkan hikayesini anlatan Tatar, kadına kocasının Türkler tarafından esir tutulduğunun söylendiğini, kadın ve ailesi yıllarca acı çektikten sonra, adamın kemiklerinin Güney Kıbrıs'ta bulunduğunu ve bu şahsın, 15 Temmuz 1974 darbesi sırasında iç çatışmalarda Rumlar tarafından öldürüldüğünün ortaya çıktığını kaydetti. Bu tavır nedeniyle, kayıp yakınlarına büyük acılar çektirildiğini kaydeden Tatar, komitede oybirliğiyle alınması gereken kararların alınamadığını, gelinen aşamada komitenin esas görevinden kaçındığını söyledi.
Yapılması gerekenin bu insanların “sağ mı, ölü mü” olduğunun tespit edilerek açıklanması olduğunu, bu insanların sağ olmadığının da belli olduğunu ve bir an önce bu durumun ailelerine yazıyla bildirilmesi gerektiğini ifade eden Tatar, DNA yoluyla kemiklerden netice çıkarmanın zaman alacağını ve başarının yüzde yüz olmayacağını kaydetti.