Genelkurmay, TSK'nın Kıbrıs sorununa kalıcı ve adil bir çözüm bulunmasını her zaman desteklediğini açıkladı.Genelkurmay Başkanlığı'nda düzenlenen Basını bilgilendirme toplantısında çeşitli konularda ilişkin açıklamalarda bulunuldu.Genelkurmay Genel Sekreteri Tümgeneral Sabri Demirezen, Kıbrıs konusunda Türk Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK) kalıcı ve adil bir çözüm bulunmasını her zaman desteklediğini belirtti.    Bu Çerçevede TSK'nın görüşlerinin Çankaya Zirve toplantısında ve MGK toplantısında ifade edildiğini bildiren Tümgeneral Demirezen, 15 Şubat 2004 tarihinde de Başbakanlığa öneriler ve gerekçelerine ilişkinbir yazı sunulduğunu kaydetti.    Tümgeneral Demirezen, 19 Şubat'ta Kıbrıs için görüşmelerin başladığını hatırlatarak, ''Yürütülmekte olan görüşmeler tarafımızdan da yakınen takip edilmektedir'' dedi. Tümgeneral Demirezen, Irak yönetiminin Iraklılar'a devri konusunda hazırlanan Yol Haritasında Geçiş Yönetimi Anayasası,
seçim tarihinin belirlenmesi, Geçici Ulusal Meclisin ve GeçiÅŸ Hükümetinin oluÅŸturulması, buna baÄŸlı olarak Irak Geçici Yönetim Konseyi'nin laÄŸvedilmesi ve Yeni Irak Anayasası çalışmalarının büyük önem arz ettiÄŸini hatırlattı. Tümgeneral Demirezen, Irak'ta devam eden süreç kapsamında, 30 Haziran 2004 tarihine kadar bir genel seçim yapılmasının mümkün olmadığı konusundaki görüşler ve geçiÅŸ sürecindeki olası geliÅŸmelere dair tartışmaların artarak devam ettiÄŸinin gözlendiÄŸini belirtti. Tümgeneral Demirezen, şöyle devam etti: ''Bu baÄŸlamda, BM Özel Temsilcisi'nin hazırladığı raporda; - Irak Geçici Yönetim Konseyi'nin geniÅŸletilerek ve yetkilerinin artırılarak göreve devam ettirilmesi, Nüfus sayımının ve seçimlerin 2004 yılı sonu veya 2005 yılı başınaertelenmesi tavsiyesinde bulunulması dikkat çekmektedir. Daha önce de ifade ettiÄŸimiz gibi, Irak'ın yeni politik yapılanmasında dini ve etnik kökene dayanan bir anayasa ve yapısal deÄŸiÅŸiklik Irak halkı arasında ciddi sorunlar yaÅŸanmasına neden olacaktır. Politik yapılanma ile ilgili geliÅŸmelerin yanı sıra Yeni Irak Güvenlik TeÅŸkilatının oluÅŸumu da dikkatle izlenmesi gereken bir süreçtir. Ordunun yapılanmasının, Irak'ın gerçekleri ve halkın beklentisi ile uyumlu olmasının önemine inanılmaktadır. Gelecekte yönetimin Irak halkına bırakılması ile Irak'ta yürütülenaskeri harekat yeni bir nitelik kazanacak ve bu safhada herhangi bir ÅŸekildNATO da görev alabilecektir.'' Tümgeneral Demirezen, Büyük OrtadoÄŸu konusuna deÄŸinirken de konunun bir süreden beri kamuoyunun gündeminde yer aldığını ifade etti. Bu konunun özellikle güvenlik politikaları üzerine etkisinin önem kazanacağını ve uzun süre Türkiye'nin gündeminde kalmaya devam edeceÄŸini deÄŸerlendirdiklerini anlatan Tümgeneral Demirezen, ''Büyük OrtadoÄŸu Kapsamı ve Konsepti henüz tam olarak belirlenmemiÅŸtir. Konu Genelkurmay Karargahında çeÅŸitli platformlarda, deÄŸiÅŸik boyutlarıyla incelenmekte olup, Türkiye'ye olabilecek etkileri ve Türkiye'nin özellikle güvenlik boyutunda izlemesi gereken stratejileri analiz edilmektedir. Uygun zamanda görüşlerimizi kamuoyu ile paylaÅŸmayı düşünmekteyiz'' diye konuÅŸtu.     NATO     SoÄŸuk savaşın ardından, NATO'nun tarihinin en büyük deÄŸiÅŸimini yaÅŸadığını kaydeden Tümgeneral Sabri Demirezen, ''NATO'nun transformasyonu'' olarak isimlendirilen bu büyük deÄŸiÅŸim sürecinde, ''tehdide dayalı'' kuvvet bulundurma anlayışının terk edilerek, ''güvenliÄŸe dayalı'' bir yapılanmaya gidilmekte olduÄŸunu ve daha küçük, fakat modern, yüksek kabiliyetli, intikal edebilir ve uzun sürekendi kendine yeterli bir kuvvet oluÅŸturulmasının esas alındığını vurguladı. Tümgeneral Demirezen, böylece, ''birlik'' esası yerine, ''yetenek paketi'' ÅŸeklinde bir teÅŸkilatlanmanın hedeflendiÄŸine dikkati çekti. Tümgeneral Demirezen, şöyle konuÅŸtu: ''Transformasyon çerçevesinde, 15 Ekim 2003 tarihinden itibaren, dünyanın çeÅŸitli bölgelerinde ortaya çıkabilecek krizlere, uluslararası meÅŸruiyet çerçevesinde kısa sürede müdahale kabiliyetindeve yüksek vurucu güce sahip bir kuvvet oluÅŸturma süreci ileri aÅŸamaya ulaÅŸmıştır. 'NATO Mukabele Kuvveti' adı verilen ve NATO tarihinde örneÄŸi bulunmayan bu kuvvet; kara, deniz, hava ve özel kuvvet unsurlarından oluÅŸmaktadır. Barış döneminde, NATO Mukabele Kuvvetine tahsis edilen unsurlar kendi ülke topraklarında bulunacaklardır. Bu unsurlar, sadece eÄŸitim ve tatbikat maksadıyla, kısa süreli olarak, müşterek faaliyetler için bir araya gelecek ve faaliyetin bitiminde kendi ülkelerindeki barış konuÅŸ yerlerine dönecektir. Bu kuvvetin görevlendirilmesi NATO Konseyinde alınacak siyasi kararın ardından mümkün olabilecektir. NATO Mukabele Kuvvetine iliÅŸkin olarak Türkiye; 15 Ekim 2003 tarihinden 2004 yılı yazına kadar sürecek kuruluÅŸ aÅŸamasında, bu kuvvetin kara unsuru liderliÄŸini üstlenmiÅŸtir. Bu çerçevede oluÅŸturulan NATO tugayının komutası bir Türk generali tarafından yürütülmektedir. BildiÄŸiniz üzere bu uluslararası kuvvetin ilk tatbikatı 20 Kasım 2003  tarihinde Ä°zmir'de 'Allied Response' ismiyle icra edilmiÅŸtir. Türkiye, söz konusu kuvvet içinde yer alan deniz, hava ve özelkuvvet unsurlarına da önemli ölçüde birlik ve personel katkısında bulunmaktadır.'' Tümgeneral Demirezen, yasa dışı göç konusunun zaman zaman çok vahim olaylara dönüştüğünü hatırlattı. Tümgeneral Demirezen, şöyle devam etti: ''Ãœlkeler arasındaki ekonomik seviye farklılıkları, ekonomik sıkıntı içindeki kiÅŸilerin ülke rejimlerine gösterdikleri muhalefet, iç karışıklık, bölgesel kriz vb. oluÅŸumlar nedeniyle özellikle son yıllarda, yasadışı göç, göçmen kaçakçılığı ve insan ticareti olaylarının global olarak hızla artması, konunun uluslararası kamuoyunun önemli bir gündemini oluÅŸturmasına neden olmaktadır. Türkiye bu baÄŸlamda, Asya ile Avrupa arasında doÄŸal köprü konumundaki coÄŸrafyası nedeniyle, bazı Asya, OrtadoÄŸu ve Afrika ülkeleri vatandaÅŸlarının Avrupa ülkelerine geçiÅŸi için transit güzergah üzerinde bulunmaktadır. Türkiye, bölgesinde sınırlarını en etkili koruyan ülke olup, bazı Avrupa ülkelerinin iddia ettiklerinin aksine yasadışı göçle gittikçe artan bir etkinlikte mücadele etmektedir. AÄŸustos 2002'de Türk Ceza Kanunu'na eklenen iki madde ile göçmen kaçakçılığı ve insan ticaretinin suç sayılmasının da bu mücadelede etkili olduÄŸu deÄŸerlendirilmektedir. Alınan önlemler ve yapılan çalışmalar sonucunda; bölgemizde mevcut15 civarındaki yasadışı göç güzergahından sadece 2-3 tanesinin ülkemizle baÄŸlantısı kalmıştır. Ãœlkemize sınırlarımızdan yasadışı giriÅŸ veya çıkış esnasında ve ülke içinde kaçak konumda yakalananlarınsayısı 2000 yılında 95.000'in üzerinde iken bu rakam tedricen azalarak geçen yıl 56.000'e kadar düşmüştür. Sahil Güvenlik Komutanlığımızca, deniz yoluyla gerçekleÅŸtirilen yasadışı göçe karşı sürdürülen etkin mücadele sonucunda; 2003 yılında 74 yasadışı göç olayında 1.394 yasadışı göçmen ve 23 organizatör yakalanarak adli mercilere sevk edilmiÅŸtir.'' Türkiye'nin sınır yönetimi konusunda AB müktesebatı ve uygulamaları ile uyum çalışmalarını da baÅŸlattığını ifade eden Tümgeneral Demirezen, bu maksatla, iltica, göç ve dış sınırlar konusunda Türkiye'nin izleyeceÄŸi stratejileri belirlemek amacıyla ilgili kurumların katılımı ile 2002 yılında, İçiÅŸleri Bakanlığı'nın koordinatörlüğünde bir 'Görev Gücü' ve buna baÄŸlı çalışma grupları oluÅŸturulduÄŸunu, bu gruplar tarafından iltica, göç ve dış sınırların kontrolü konularında çalışmaların sürdürüldüğünü söyledi. Tümgeneral Demirezen, ''DiÄŸer taraftan, ülkemizde yakalanan yasadışı konumdaki üçüncü ülke vatandaÅŸlarının geldikleri ülkeye iadesini saÄŸlamak üzere komÅŸu ve kaynak ülkelerle 'Geri Kabul AnlaÅŸmaları' imzalanması yönünde de çalışmalar sürdürülmektedir' dedi.     TOPLUMSAL GELİŞİME DESTEK     Toplantıda, TSK'nın toplumsal geliÅŸime destek faaliyetleri konusunda da bilgi veren Tümgeneral Demirezen, TSK'nın 'ordu-millet' kavramının güzel bir örneÄŸini teÅŸkil eden, Türk Milletinin ayrılmaz bir parçası olduÄŸunu, toplumun öncü nüvelerinden birisini teÅŸkil ettiÄŸini ve daima yeniliklere açılımın öncülüğünü yaptığı vurguladı. TSK'nın erbaÅŸ ve erlere; aldıkları askeri eÄŸitimlere ilave olarak sivil yaÅŸamda da kullanabilecekleri bir yetenek kazandırmaya çalıştığını ifade eden Tümgeneral Demirezen, bu doÄŸrultuda bugüne kadar 179 farklı yetenek alanında kurslar açıldığını bildirdi. Tümgeneral Demirezen, 350 bin erbaÅŸ ve erin kursa katıldığını ve bunlardan 280 binin kursları baÅŸarı ile tamamladığını, aynı dönemde 175 bin ere de okuma yazma öğretildiÄŸini kaydetti. Tümgeneral Demirezen, imkanları sınırlı olan DoÄŸu ve GüneydoÄŸu Anadolu bölgelerinde eÄŸitimde fırsat eÅŸitliÄŸi yaratabilmek maksadıyla,mehmetçik dershanelerinde ücretsiz üniversiteye hazırlık kursları açıldığını anımsattı. GeçtiÄŸimiz yıl bu kurslara 8 bin civarında öğrencinin katıldığını ve bunlardan yüzde 67'sinin (4.600) sınavda baÅŸarılı olduÄŸunu belirtti. Tümgeneral Demirezen, bu yıl da 9 binin üzerinde öğrencinin kurslara devam ettiÄŸini söyledi. Tümgeneral Demirezen, ''Ayrıca; TSK, mahalli idareler ve gönüllülerin katkılarıyla muhtaç durumdaki bir milyonun üzerinde vatandaşımıza yiyecek ve giyecek yardımı yapmış, 4 milyon vatandaşımızsaÄŸlık ve diÅŸ taramasından geçirilmiÅŸ ve 600 bin vatandaşımıza ilaç yardımı yapılmıştır. Düzenlenen ÅŸenliklerle 23 binin üzerinde çocuk sünnet ettirilmiÅŸ, resmi nikahı olmayan 12 bin 500 çiftin nikahları kıyılmıştır. Bölgenin en önemli gelir kaynağı olan hayvancılık konusunda halk bilinçlendirilmiÅŸtir'' diye konuÅŸtu.     DÄ°ÄžER KONULAR     Tümgeneral Demirzen, TSK bünyesinde doÄŸal afetlerde kullanılmak üzere DoÄŸal Afet Arama ve Kurtarma Birlikleri'nin oluÅŸturulduÄŸunu hatırlattı. Tümgeneral Demirezen, Konya'da çöken apartmanda yapılan arama-kurtarma çalışmaları ile Ä°stanbul'da yaÅŸanan ağır kış koÅŸullarında kurtarma ve barındırma ÅŸeklindeki yardımlarda bulunulduÄŸunu ifade etti. Tümgeneral Demirezen, ''TSK, aynı zamanda, Türk Arama Kurtarma teÅŸkilatının bir unsuru olarak, kazaya uÄŸrayan hava ve deniz vasıtaları personelinin arama kurtarmasında da 24 saat esasına göre etkin olarak görev almaktadır. 2003 yılı içerisinde TSK arama kurtarma vasıtaları tarafından, kara ve deniz sorumluluk sahasında 95 adet arama kurtarma faaliyeti gerçekleÅŸtirilmiÅŸ ve 172 kiÅŸinin hayatı kurtarılmıştır'' diye konuÅŸtu. TSK'nın milleti derinden yaralayan yolsuzluklara kesinlikle müsamaha etmediÄŸini ve kendi içindeki yolsuzlukları engellemek üzere her türlü tedbiri aldığını anlatan Tümgeneral Sabri Demirezen, ''suç iÅŸleyenler hakkında yasal iÅŸlem yapmaktadır. Bu maksatla, sıralı komutanlıkların titiz takip ve kontrolüne ek olarak; Türk Silahlı Kuvvetleri ve personeli hakkında yapılan yolsuzluk iddialarını araÅŸtırmak üzere, 22 Mayıs 2001 tarihinde özel bir birim kurulmuÅŸtur''dedi. TSK'da meydana gelen kaza ve olayları önlemek maksadıyla 1 Kasım 1998 tarihinde ''Kaza ve Olayları Önleme SeferberliÄŸi'' baÅŸlatıldığınıhatırlatan Tümgeneral Demirezen, sözlerini şöyle tamamladı: ''Bu kapsamda, bütün kaza ve olay raporları tek merkezde toplanarak istatistiksel deÄŸerlendirmeleri yapılmakta ve analize tabi tutulmaktadır. Tüm birlikler tarafından alınması gereken ortak tedbirler tespit edilerek yayımlanmaktadır. Her bir kaza/olayın sebebi araÅŸtırılmakta ve tekerrür etmesini önlemek için zaman geçirmeden etkin tedbirler alınmaktadır. Personelin psikolojik sorunlarından kaynaklanabilecek kaza/olayların önlenmesi maksadıyla birliklerde teÅŸkil edilen Rehberlik ve Danışma Merkezleri her an personele hizmet verecek ÅŸekilde faaliyetlerini sürdürmektedir. Alınan tedbirler sonucunda 1997 yılına göre kaza ve olay sayısındayüzde 76, yaralanan personel sayısında yüzde 75, ölen personel sayısında yüzde 70 oranında azalma meydana gelmiÅŸtir.'' Genelkurmay BaÅŸkanlığı Genel Sekreteri Tümgeneral Sabri Demirezen'in Genelkurmay BaÅŸkanlığı Karargahı Çakmak Salonu'nda düzenlenen aylık basın bilgilendirme toplantısındaki sunumunun ardından, Genel Plan ve Prensipler BaÅŸkanı Hava Korgeneral AydoÄŸan BabaoÄŸlu ile Harekat BaÅŸkanı Korgeneral Metin Yavuz Yalçın, gazetecilerin sorularını yanıtladılar. Bir gazetecinin, hükümet ile Türk Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK) Kıbrıs konusundaki yol haritaları arasında fark bulunup bulunmadığı sorusunu yanıtlarken Korgeneral BabaoÄŸlu, şöyle konuÅŸtu: ''Kıbrıs'ta kalıcı ve adil bir çözümün saÄŸlanmasına TSK her zaman destek vermiÅŸtir. Bu yöndeki görüşlerini deÄŸiÅŸik ortamlarda gündeme getirmiÅŸ, BaÅŸbakanlık'a sunmuÅŸtur. TSK'nın bu görüşlerde herhangi bir deÄŸiÅŸikliÄŸi yoktur. Åžu anda sürdürülen görüşmelerden hem Türkiye'nin hem de Kıbrıs Türk halkının güvenlik beklentilerine cevap verecek bir sonucun çıkması dileÄŸimizdir, beklentimizdir. Dolayısıyla ümit ediyoruz ki görüşmeler beklentilerimiz doÄŸrultusunda sonuçlanacaktır. TSK olarak, görüşlerimizde herhangi birdeÄŸiÅŸiklik yoktur.'' Genel Sekreter Tümgeneral Demirezen de toplantının planlandığı tarihten daha geç bir tarihte gerçekleÅŸtirdiÄŸini söyleyen gazeteciye, basın toplantısının tarihinin karargahın faaliyet takvimine uygun olarak belirlendiÄŸini söyledi.     TERÖR ÖRGÃœTÃœNE YÖNELÄ°K BEKLENTÄ°LER SÃœRÃœYOR     ''ABD'li yetkililerle tümgeneral seviyesinde Irak'taki PKK'nın faaliyetleriyle ilgili yürütülen çalışmalar ne aÅŸamaya geldi? Terör örgütüne yönelik operasyon beklentisi hangi aÅŸamada?'' yönündeki soruyu yanıtlayan Korgeneral Yalçın, tümgeneraller seviyesindeki toplantıların Irak'ın bütünlüğü veya siyasal süreçle ilgili olmadığınıbelirtti. Bu görüşmelerin, Irak'ın kuzeyinde bulunan ABD kuvvetleri ile bölgedeki Türk unsurlarının faaliyetleri ve koordinasyonunu kapsayan bir çalışma olduÄŸunu ifade eden Korgeneral Yalçın, çalışmanın birincisinin yapıldığını, ikincisinin de ileriki günlerde yapılacağınıbildirdi. Korgeneral Yalçın, PKK terör örgütünün Irak'taki istikrarsızlık ortamından yararlandığına dikkati çekerek, siyasi kimlik altında siyasal çalışmalar yürüttüğünü, Irak'ın muhtelif yerlerinde bürolar açtığını anlattı. Korgeneral Yalçın, şöyle konuÅŸtu: ''Askeri yönde yapılacak herhangi bir harekatla ilgili Amerikalı asker ve sivil karşıtlarımızla, -tabi sivil karşıtlarımızla DışiÅŸleri Bakanlığı seviyesinde görüşmeler yapılıyor- bu konularda belli bir aÅŸamaya gelinmiÅŸtir, görüşmeler devam ediyor. Zamanlama konusunda bazı problemler söz konusu. Beklentimiz, örgütün Türkiye veya diÄŸer ülkelere gitmesi deÄŸil, silahlı varlığının ortadan kaldırılması ve siyasi faaliyetlerinin sona erdirilmesidir.''     KIBRIS     Korgeneral BabaoÄŸlu, ''Kıbrıs müzakerelerini nasıl görüyorsunuz veBaÅŸbakan, Kıbrıs ile ilgili süreçte tahrik edici beyanlardan kaçınılmasını rica etti. Bunu nasıl deÄŸerlendiriyorsunuz?'' sorusuna, bu konunun kendileri dışında olduÄŸu karşılığını verdi. Görüşmeleri yakından takip ettiklerini belirten Korgeneral BabaoÄŸlu, ''Åžu anda görüşmeler devam ettiÄŸine göre görüşmeleri yönlendirecek veya etkileyebilecek açıklamaların tarafımızdan yapılmasının pek uygun olmadığını deÄŸerlendiriyoruz. Ancak, görüşlerimizin devam ettiÄŸini belirtmekle yetineceÄŸiz. Bununla ilgili gayretlerin gösterildiÄŸine inanıyoruz'' diye konuÅŸtu. Bir gazetecinin, ''RTÃœK üyesi Mehmet DoÄŸan'ın TSK aleyhinde yazı yazdığı söyleniyor'' sözleri üzerine, Tümgeneral Demirezen, bu konununyargıya intikal ettiÄŸini belirterek, yargı sürecindeki bir konu hakkında yorum yapmalarının söz konusu olmadığını söyledi. Korgeneral Yalçın da, NATO'da yaÅŸanan deÄŸiÅŸim süreci içinde Ege Ordu Komutanlığı'nın kaldırılıp kaldırılmayacağı sorusunu yanıtlarken,bunu ilk defa duyduÄŸunu belirterek, transformasyon çalışmalarının devam ettiÄŸini kaydetti.     ABD'NÄ°N BÃœYÃœK ORTADOÄžU PROJESÄ°Â Â Â Â Â ABD'nin ''Büyük OrtadoÄŸu Projesi'' ile ilgili bir baÅŸka soru üzerine de Korgeneral BabaoÄŸlu, bu konunun çok tartışıldığını belirterek, bu projenin esas hedeflerinden birinin bütün dünyayı tehdit eden terörizmin ortadan kaldırılması olarak ABD tarafından açıklandığını anımsattı. Bu amaçla hukuki ve siyasal deÄŸiÅŸiklikler yapılmasının, ekonomik, eÄŸitim, güvenlik konularında uzun süreçli bir takım deÄŸiÅŸimlerden söz edildiÄŸini ifade eden Korgeneral BabaoÄŸlu, şöyle konuÅŸtu: ''Ancak Büyük OrtadoÄŸu Projesi'nin konsepti, kapsamı henüz belli deÄŸil. Bazı bilinmeyenler var. Bunu saÄŸlayacak alt projeler nelerdir. Bunlar bilinemiyor. Akdeniz diyalogu bunlardan biri olabilir. Konu, Genelkurmay BaÅŸkanlığı Karargahı'nda da takip edilmekte, konuyla ilgili çalışmalar, incelemeler yapılmakta. Konuyu milli menfaatlerimiz, milli çıkarlarımız yönünden ciddi ÅŸekilde inceliyoruz.Bunların sonuçları ortaya çıktıkça, bilinmeyenler netleÅŸtikçe çalışmaların sonuçlarını kamuoyunda paylaÅŸacağız.''     ''ABD'DEN YENÄ° ÃœS TALEBÄ° GELMEDÄ°''     Korgeneral BabaoÄŸlu, ABD'nin Ä°ncirlik dışında bir baÅŸka üs talebi olup olmadığıyla ilgili soru üzerine, ABD DışiÅŸleri Bakan Yardımcısı Marc Grossman'ın geçen yıl Aralık ayı sonunda Türkiye'ye gerçekleÅŸtirdiÄŸi ziyarette kendilerine bazı ön bilgiler verdiÄŸini belirtti. Korgeneral BabaoÄŸlu, ''Ancak bu görüşmelerde herhangi bir üstelaffuz edilmedi. Düşündükleri yapılanmayla ilgili genel bilgiler verdiler. Bizim konuyla ilgili çalışmalarımız devam ediyor, ancak bir geliÅŸme yok. ABD'nin yeniden konuÅŸlanmayla ilgili düşünceleri netleÅŸtikçe, bize bu konuda bilgiler ulaÅŸtıkça, biz de deÄŸerlendirmelerimizi yapıp kamuoyuyla paylaÅŸabiliriz. Ancak, ÅŸu anda Türkiye'de konuÅŸulan herhangi bir üs söz konusu deÄŸil'' diye konuÅŸtu. Korgeneral Yalçın da yasadışı göç ve insan kaçakçılığının önlenmesinde, sınır bölgelerinde yeterli önlemlerin alınıp alınmadığı sorusunu yanıtlarken, DoÄŸu Anadolu'nun arazisinin çok haÅŸin bir yapıyasahip olduÄŸunu belirterek, kontrolünün oldukça zor olduÄŸunu kaydetti. Korgeneral Yalçın, sınırlardaki zafiyetleri gidermek için sınır kontrol sistemlerinin yerleÅŸtirilmeye devam ettiÄŸini belirterek, bu iÅŸlemin tamamlanmasının ardından yasadışı göçün minimum seviyeye ineceÄŸini söyledi. Korgeneral BabaoÄŸlu, bir gazetecinin, ''ABD'nin yayınladığı insan hakları raporunda, ordu üzerindeki sivil kontrolünün yetersizliÄŸinden bahsedildiÄŸini'' belirtmesi üzerine, silahlı kuvvetlerin görevinin Anayasa'da ve ilgili yasalarda belirtildiÄŸini ifade ederek, TSK'nın buyasalarda belirtilen çerçevede görevini yaptığını kaydetti. ''RTÃœK ve YÖK'teki askeri üyeliklerin kaldırılacağı'' yönündeki haberleri anımsatan gazeteciye de Korgeneral BabaoÄŸlu, ''Belli organlarda TSK mensuplarının bulunması ilgili yasalar gereÄŸidir'' karşılığını verdi.     NATO'NUN IRAK'TA GÖREV ALMASI     Korgeneral Yalçın da NATO'nun Irak'ta görev alıp almayacağını soran gazeteciyi yanıtlarken, NATO Karargahı'nda bu konuda çalışmalar yürütüldüğünü söyledi. Korgeneral Yalçın, ''Bazı alternatifler üzerinde tartışılıyor. NATO'nun ne zaman Irak'a gireceÄŸi konusunda üyeülkelerle bir araya gelinip karar verilirse, Türkiye de kendi milli sistemi içerisinde oluÅŸacak kararı gerektiÄŸi ÅŸekilde ifa edecektir'' dedi.   Â
button