Zeynep GÜRCANLI- LEFKOŞA
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 02, 2012 00:00
Ve Kıbrıslı Rumlar, AB Dönem Başkanlığı’nı resmen devraldı. 1 Temmuz’dan itibaren altı ay boyunca, AB’de tüm görüşme gündemlerini, toplantıları Rumlar ayarlayacak.
2004’te Kıbrıs’ın iki yakasında Annan planı referandumları yapılırken, Kıbrıslı Türkler’e pek çok söz verilmişti. “Evet” derlerse referandumda, AB’ye üye olacak, Avrupalı olmanın tüm avantajlarından yararlanacaklardı. Türk tarafı “evet”, Rum tarafı “hayır” dedi.
Ve 2012’de gelinen nokta; Annan planına “hayır” diyen Kıbrıslı Rumlar “AB dönem başkanı”.
Peki barışa “evet” diyen Kıbrıslı Türklerin durumu ne? Altı ay sürecek Rum dönem başkanlığında ne olacak?
KKTC Başbakanı İrsen Küçük ile öğle yemeğinde yaptığımız sohbette, bu soruların yanıtlarını aradık.
Küçük, öncelikle binbir sözle plana “evet” demeye ikna edilen Kıbrıslı Türklerin durumunu anlattı. Çok çarpıcı detaylar var;
Kıbrıslı Türkler’e uluslararası ambargo sürüyor. Hiçbir uluslararası spor müsabakasına katılamıyorlar. Ürettikleri malları ihraç edemiyorlar. KKTC’ye, Türkiye dışında dünya ülkelerinden doğrudan uçak seferi yapılamıyor. Uluslararası bir telefon kodu, uluslararası bir posta adresi bile yok; Tümü Türkiye üzerinden sağlanıyor. Mesela KKTC’ye mektuplar, “Mersin 10” yazarak ulaştırılıyor. Telefonlar, Türkiye üzerinden bağlanıyor.
Ama daha somut yaşananlar da var. Mesela, Rumlar’ın “dönem başkanı” olduğu Avrupa Parlamentosu’nda bulunan iki Kıbrıslı Türk vekilin durumu. İrsen Küçük’ün anlattıkları ilginç ve hüzünlü;
“Bizim Avrupa Parlamentosu’nda iki temsilcimiz var. Biri iktidar, biri muhalefet. Ama Brüksel seyahatim sırasında gördüm ki, bu iki temsilcinin konuşma ve oy verme hakları olmadığı gibi bir odası da yok. Görüşmelerini, kafeterya kısmında randevulaşarak yapıyorlar. Bu çok acı.”
Ama Başbakan Küçük’ü daha çok kızdıran, bir Avrupalı vekilin geçen haftaki temasları sırasında kendisine yaptığı yorum olmuş;
“Bir de bazı AB yetkilileri kalkmış diyor ki: “Kıbrıs’ı bilen bir AB Dönem Başkan (Kıbrıs Rum Kesimi) geliyor sorunları daha iyi çözebilirsiniz. Ben buradan sorunu hiç anlamadıklarını çıkarıyorum....”
“TÜRKİYE İLE EYLEM PLANI HAZIRLADIK”
Rumların dönem başkanlığı nedeniyle, Türkiye ve KKTC ortak bir eylem planı hazırlamışlar.
Bu planın ilk adımının, Belçika’da geçtiğimiz günlerde yapılan maskeli eylem ile başladığını anlatan Küçük, devam ediyor;
“TEPKİ SÜRECİ BAŞLIYOR"
“Rumların AB dönem başkanlığını devralmasının ardından atılacak adımlar konusunda Türkiye ile birlikte bir eylem planı hazırladık. Bu eylem planı geçtiğimiz günlerde Belçika’da yapılan maskeli “hayalet” eylemiyle başlatıldı. Ayrıca, Avusturyalı 4500 lise öğrencisinin de Rum Kesimi’nin dönem başkanlığı sürecinde tatil için KKTC’ye getirilmesi de bu eylem planının içinde yer alıyor. Önümüzdeki süreçte de bazı adımlar atılacak. Örneğin Rum Kesimi’nin düzenleyeceği zirveye katılan, siyasetçiler ve sivil toplum kuruluşları Türkiye’nin de yardımıyla KKTC’ye davet ediliyor. Bunların Türk tarafına geçmesini sağlayarak, burada neler olduğunu görmelerini istiyoruz”
“AB HATA OLDUĞUNU KABUL EDİYOR AMA...”
AB ülkeleri, barışa “hayır” diyen Rumları tam üye yapmanın “hata olduğunu” anlamışlar Başbakan Küçük’e göre;
“Geçtiğimiz günlerde, dönem başkanlığı konusu ile ilgili olarak Brüksel’de Avrupa Parlamentosu’nda temaslarda bulundum. Hemen hemen bütün grup liderleriyle görüştüm. Hepsi, “Evet AB Kıbrıs’ı üyeliğe almakla hata ettik ama geri dönüşü olmaz” diyor. Buna karşın AP geçtiğimiz dönemde KKTC için bir Yüksek Temas Grubu oluşturmuştu. Ama gidip üslerini Güney’e kurdular. Üstelik temas grubu üyelerinden bazıları şimdiye kadar hiç Kuzey’e geçmedi bile. Bizi görmeden nasıl rapor yazıyorlar anlayamıyorum.”
“SURİYE KONUSUNDA GERGİNLEŞME İSTEMİYORUZ”
Başbakan Küçük, Doğu Akdeniz’de yükselen Suriye geriliminden de endişeli;
“Suriye ile coğrafi olarak çok yakın bir ülkeyiz. Bu nedenle sürecin daha da gerginleşmesini istemeyiz. İlk olarak jet uçağının düşürülmesi hususu konusunda, bu sadece Türkiye’ye değil NATO’ya yapılmış bir saldırıdır. Bu nedenle sıcak bir müdahale alınması gereken bir karar varsa, bunu alacak organ NATO’dur. Türkiye’nin Suriye konusunda yalnız kalmasını beklemiyorum. Çünkü rejim çok sıkıntılı. Kısa vadede kendi kendine çöker.”
“BAŞBAKANIM AMA ELEKTRİĞİMİ KESTİLER...”
Dünya tanımasa da, Kıbrıs Türk kesiminde bayrağı ile, parlamentosu ile, toprağı ile bir devlet, ayrıca çok da iyi işleyen bir demokratik sistem var.
Başbakan İrsen Küçük’ün geçenlerde başına gelen bir olay, KKTC’nin demokrasi ölçüsünü de ortaya koyar nitelikte;
“Evim Lefkoşa’da. Evimin karşısındaki arsada kendi çapımda sebze yetiştiriyorum. Suyu da, bahçede bulduğumuz su kuyusundan çıkarıyoruz. Ancak karşı arsada su çıkarmak için kullandığımız elektrik sorun yarattı. Elektrik motoruna ayrı elektrik saati takmışlar. Ben de bunun faturasını ödemeyi unutunca, bir memur gelip kesiverdi elektriği. İlgili Bakan arkadaş biraz rahatsız oldu ama ona, “memur görevini yapmış. Hiç müdahale edilmesin” dedim. Hatta görevini yaptığı için memura teşekkür ettim. Gidip elektrik faturamı yatırdım, elekriği açtırdım...”