Güncelleme Tarihi:
Dünya gündeminin nabzı Planet'te atıyor
BM’nin anlaşma için son büyük adımlarını attığı dönemden üç yıl sonra BM Genel Sekreter’i Ban Ki-mun adanın liderlerini açmazın çözümü için New York’a davet etti.
Görüşmelerin tarihi 18 Kasım olarak belirlendi. Ancak BM yetkilileri ve önde gelen Batılı hükümetler müzakerelere verecekleri desteğin bir sınırı olduğunu ve tarafların anlaşamaması dolayısıyla sabırlarının taşmak üzere olduğunu belirtti.
Görüşmelere yakın bir isim, Financial Times’a yaptığı açıklamada, “Eğer şimdi bir anlaşma sağlanamazsa o zaman gerçekten “Güle güle’ demek zorunda kalabiliriz” dedi. Diplomat, BM’nin görüşmelere ev sahipliği yapmaktan vazgeçebileceğini de belirterek, “Ömrümüzün sonuna kadar burada kalıp, anlamsız toplantılara katılıp, anlamsız görüşmeler yapmayacağız” dedi.
Bir Avrupa Birliği ülkesinden bir başka üst düzey diplomat barış görüşmelerinin tamamen çökme riski taşıdığını belirtti. Diplomat, “Bu toplantı çözüm için son şans, çünkü şimdiye kadar sağlanan ilerleme acınacak durumda” dedi.
Diplomat süreçte başarısızlığın acı verici sonuçlarıyla yüzleşme noktasına yaklaşıldığını da sözlerine ekledi.
Kıbrıslı Türk ve Rum liderler anlaşma için yaklaşık 90 tur görüşme yaptı. Aylar süren zorlu görüşmelerin ardından Ocak ayında tek devletli çözüme çok yaklaşıldı ancak Kıbrıslı Rumların Türk tarafındaki mülkler üzerindeki hak iddialarından vazgeçmeleri karşılığında adada ekstra toprak talep etmesi sonucu müzakereler bir kez daha takıldı.
Dahası, Kuzey Kıbrıs’ta Nisan’da yapılan seçimlerde Derviş Eroğlu’nun seçilmesiyle de görüşmelerde bir yavaşlama oldu.
Rum lider Dmitris Hristofyas’ı eleştirenler Kıbrıslı Rumların çeşitli taktiklerle görüşmeleri uzatıp sonuçsuzluğa katlıda bulunduğunu söylüyor. En yaygın eleştiri Rum tarafının danışmanların anlaşmaya yaklaştığı noktalarda geri adım attığı yönünde.
Üst düzey AB diplomatı, bu yıl bir anlaşma sağlanamamasının Kıbrıs’ın resmen bölünmesi riskini beraberinde getireceğini belirtti. Diplomat, “2010 sonunda ciddi bir ilerleme sağlanamazsa bunun sonuçları felaket olur ve Kıbrıs 2011’de kalıcı olarak bölünür” dedi.
Diplomat, BM’nin çekilmesinin bölünmeyi gerçek bir olasılık haline getireceğini ve Türkiye’nin KKTC’nin tanınması için baskısını artırmasına neden olacağını söyledi.
Diplomat, KKTC’nin bağımsız bir ülke olarak tanınma ihtimalinin Uluslararası Adalet Mahkemesi’nin Kosova’nın bağımsızlık ilanının uluslararası hukuku ihlal etmediği yönünde aldığı kararla güçlendiğini ifade ederek, “Bölünme adayı ekonomik, siyasi ve kültürel olarak paramparça edecek” dedi.
Adada bölünmeyle birlikte Yunanistan ve Türkiye’nin askeri harcamalarının artacağının da altını çizen diplomat, bunun bölgesel istikrara tehdit yaratacağını savundu.
Diplomatlar Kıbrıslı Rumların adanın kuzeyindeki bütün mülklerini istediğini, bunun da Kuzey Kıbrıs’taki mülklerin yüzde 75’ine tekabül ettiğini belirtti. Kıbrıslı Türkler ise mülklerini korurken Rumlara tazminat ödemekten yana. Bir BM yetkilisi, “İki taraf da müzakerelerin bazı noktalarında birbirlerine yakınlaştı ancak bir ortak noktaya gelinemedi” dedi.
Eroğlu diğer konular tartışılmadan önce mülkler konusunda anlaşmaya varmak istiyor. Meselenin hassasiyeti, geçtiğimiz hafta Ankara’dan ve Lefkoşa’dan siyasetçilerin Kıbrıslı Rumların taleplerinin nasıl finanse edileceğini tartışmasıyla teyit edilmiş oldu.
Bir Türk bankasının genel müdürünün de katıldığı toplantıyla ilgili basına sızan haberler tartışma yarattı. Kıbrıslı Türk bir yetkili, “Eğer işler olduğu gibi devam ederse bu sadece müzakere yapmak için müzakere yapılıyor demektir derken New York’ta yapılacak görüşmenin açmazın röntgenini ya da çözümün reçetesini vereceğini belirtti.
Financial Times'da yayımlanan "Talks are ‘last chance for solution’ on Cyprus" başlıklı haberden derlenmiştir.
Planet'i Facebook'ta takip etmek için:
http://www.facebook.com/#!/HurriyetPlanet
Planet'i Twitter'da takip etmek için:
http://twitter.com/HurriyetPlanet