Güncelleme Tarihi:
Diyarbakır'ın Sur ilçesindeki çatışmalarda hasar gören evini terk edip İzmir'e gelen Kezban Ayata'nın (32) dramı, erkek şiddetine karşı alınması gereken önlemlerin aciliyetini bir kez daha ortaya koydu.
Kezban Ayata, Diyarbakır'ın Sur İlçesi'nde 11 çocuklu bir ailenin 7'nci çocuğu olarak dünyaya geldi. Çocukluğunda en büyük hayalinin polislik olan Kezban Ayata, nüfus cüzdanını 10 yaşında aldı ve aynı yıl babasını kaybetti. Baba vefat edip iyice yoksulluğun pençesine düşünce okuyamayan genç kız, 18 yaşına geldiğinde, mahallede ilk kez gördüğü 35 yaşındaki E.Y.'ye kaçtı.
BIÇAKLANDI, DÖVÜLDÜ
"Kesinlikle aşk değil, yoksulluktan kurtulmak hayalimdi" dediği E.Y. ile 4 yıl dini nikâhla yaşayan Kezban Ayata, bugün 13 yaşında olan iki kız çocuğu dünyaya getirdi.
Ancak günler geçtikçe madde bağımlısı E.Y.'nin şiddeti, işkenceye döndü. Genç kadın iki kez bıçaklandığı, defalarca elektrik kablosuyla dövüldü. İkinci kızının 40'ı çıkmadan dayak yedi, eşi, kızlarıyla o evdeyken evi ateşe verdi. İtfaiye sayesinde canlarını zor kurtarınca, Kezban Ayata iki kızıyla, Sur’daki ana ocağına döndü.
KIZLAR TEŞEKKÜR ALDI
Ancak bu kez de geçen ocak ayında Sur'da terör olayları nedeniyle meydana gelen patlamada evleri hasar gördü. Kezban Ayata, 9 yıldır İzmir'de evli kız kardeşinin çağrısıyla bu kente geldi. Yeşil kart aldı, 300 liraya ev kiraladı. Birinci dönem teşekkür belgesi alan iki kızını okula kaydettirdi. Bundan sonra kızlarını yetiştirmek için mücadele edeceğini vurgulayan Kezban Ayata, gerisini şöyle anlattı:
"Benim hayatım yokluk, yoksulluk, mücadele, acı ve dayakla geçti. Kızımın biri doktor diğeri ressam olmak istiyor. Onları okutmak için mücadeleme devam edeceğim. Benim gibi kurtuluşu bir erkekte aramasınlar. Bilgili, güçlü kadın olsunlar. Okumam, yazmam ve mesleğim yok ama öğrenirim. İş arayacağım, kızlarımı okutacağım."