Güncelleme Tarihi:
Dün Washington Post Gazetesi'nde okuduğum bir haberden sonra durup dururken Key West'e taktım.
Bu Key West denilen yer pek ilginçtir.
Amerika'nın en güney noktasıdır burası.
Buraya gelen her insan Amerika'nın en uç noktasına geldiğini komşularına filan ispat edebilmek için ilk önce ‘‘Amerika'nın güneydeki en uç noktası'' yazılı fenerin önünde durup aile fotoğrafı çektirir.
Akşam vakti olunca bunun aslında son derece utanç verici bir şey olduğunu anlarsınız.
Rana ile ben de fenerin önünde durup askerlik hatırası türünde bir fotoğraf çektirmiştik.
Akşam bir bara gittik. Resme bakarken aniden barda diyelim 200 kişi var ise bunlardan en azından 170'inin de elinde tıpa tıp aynı pozda çekilmiş fotoğraf olduğunu gördük.
Benim gibi kitlesel hareketlerden pek hoşlanmayan bir insan için bu özellikle üzücü bir hatıraydı, bunun da kayda geçmesini istedim.
* * *
Key West'i hatırlamamın nedeni Ernest Hemingway ile ilgili gazete haberiydi.
Hemingway'in, babaları adına vakıf kurmuş olan çocukları adada Ernest Hemingway'in adını kullanarak para kazanan herkesten para talep etmeye başlamışlardı.
Bu istek bence son derece anlamsız ve de acımasızdı.
Eğer Key West'de Ernest Hemigway adını kullanan herkesten para alınacak olursa o zaman kasabanın toplam gelirinin tamamını doğrudan Hemingway'in çocuklarına yollamak gerekecekti.
Çünkü Key West'te tek turistik olay Ernest Hemingway şu anda.
1930'lu yıllarda Hemingway bu kasabada yaşamış.
Onun burayı mesken seçmesinin tek nedeni Florida Eyaleti sınırları içinde yer aldığı halde Key West'in Havana'ya Miami'den daha yakın olmasıymış.
Siyasi bir nedenden değil, sadece Kübalı kadınlar ve puroları nedeniyle Havana'yı çok seviyormuş.
Key West'e geldiğiniz zaman elinizde olmadan Hemingway ile ilgili şeylere rastlarsınız. Örneğin yazarın müdavimi olduğu Sloppy Joe barında Hemigway'in orada içki içtiğini anlatan en azından bir 30 ilan vardır etrafta.
Barın yüz metre ötesinde ise Hemingway'in evi var. Turistler 7 dolar civarında bir para ödeyip eve giriyorlar ve Hemigway'in yemek yediği mutfağı, rahatladığı tuvaleti filan görüyorlar.
Allah'tan Rana ile ben bunu katiyen yapmadık ve Japon ve Amerikan turistlerine karşı Türklüğün onurunu koruduk.
Orada bulunduğumuz günlerde Ernest Hemingway'den hiç gereği yokkan gına geldi ve onun adına katiyen rastlamayacağımız bir yer bulmak istedik.
Bunun imkânsız olduğunu kısa sürede anladık, çünkü uzun aramalardan sonra bulabildiğimiz Hemigway ile en az ilgili olan barda bile duvarda ‘‘Hemingway bu barı katiyen sevmezdi. Burada hiç içki içmedi'' yazıyordu.
Üstelik daha önce adamın tuvaletini gezmiş olan Japon ve Amerikalı turistler aynen bu bara da gelip sırf bu yazı yüzünden etrafın fotoğrafını çekiyordu.
* * *
Hemingway'in adının böylesine sömürülmesine karşı çıkan mirasçılarının da pek temiz vukuat dosyaları olduğu söylenemez.
Çocukları babalarından para kazanma yolunda ilk ticari adımlarını bir tüfek üreticisine ürettiği markalara ‘‘Ernest Hemingway'' adını kullanma hakkını vererek atmışlar.
Kabul etmelisiniz ki bu Amerika standartlarına göre bile son derece büyük bir düşüncesizlik ve kalitesizlik örneğiydi.
Çünkü bilmem hatırlıyor musunuz ama, Hemingway bir tüfek ile intihar etmişti.
Babası tüfekle intihar eden bir çocuğun adamın isim hakkının kullanımını bir tüfek üreticisine satmasının altında yatan derin anlamı 500 psikolog yıllar boyu araştırsalar bile zor bulurlar vallahi.
* * *
Key West'liler, Hemingway gibi Küba'ya takmış durumdalar.
Ancak onların nedeni başka. Kadın ve puro arayışı içinde değiller.
Onlardan zaten kasabada bolca var, ancak erkekler özellikle kadınlarla pek ilgilenmiyorlar. Çünkü:
1- Key West'te erkek nüfusun yüzde 60'ı homoseksüel.
2- Geride kalan erkek nüfus ise Kübalı.
Yanlış anlamayın, Kübalı diye yeni bir cinsiyet türü filan icat etmek değil amacım.
Ancak Kübalı erkeklerin kadınlarla vakit kaybedecek durumları hakikaten yok.
Çünkü hepsi her an Küba ile başlayacak büyük savaşa hazırlık içindeler.
Bugün Key West'te, Fidel Castro'nun aniden ABD'yi işgale başlayacağı anı elinde silah bekleyen yüzlerce adam var.
Anlayacağınız bunlar oldukça delirmiş durumdalar. Üstelik tehlikeliler de.
Çünkü Küba'dan kaçmadan önce bunların meslekleri cinayetti ve ABD'de uzun zamandır birkaç kişiyi rahatlıkla öldürememenin ıstırabını yaşıyorlardı.
Bu adamların gün boyunca yaptığı tek iş açık havalarda uzakta hafiften gözüken Küba'ya doğru bakmaktadır.
Bu durum da Key West'te aynen Hemingway olayında olduğu gibi abartılı yaşanmaktadır.
Rana ile gezerken kasabanın ortasında en yüksek binada yer alan otele geldik.
En üst kata, terasa çıktık.
Amacımız kasabayı şöyle yukardan seyretmekti.
Terasta durum çok tuhaftı. 30 adet teleskop vardı terasta.
Hepsinin yönü de Küba'ya çevrilmişti.
Anladığım kadarıyla burası gayri resmi bir karargâhtı. Küba'dan gelecek ilk çıkartma birliklerini buradan tespit etmeyi planlamışlardı.
Zaten iki adam sürekli olarak teleskopun başındaydı. Onlar da üniforması olmayan gayri resmi ordunun subaylarıydı.
Bir süre sonra adamlardan bir tanesi panik içinde aşağıya koştu. Ben adamın yanlış bir alarm vererek savaş başlatacağına emin olduğum için eşimle birlikte hemen oradan uzaklaşacak tedbirleri aldım. Oraya bir daha kesin gideceğim.