Güncelleme Tarihi:
Soğuk kış aylarının en sevilen lezzetlerinden kestane; demir, sodyum, potasyum, magnezyum, çinko, A, E ve C vitamini gibi birçok besin ögesini barındırmasıyla sağlık için çok faydalı.
Ancak son günlerde piyasada kestane adı altında Çin'den ithal edilen ve insan tüketimine uygun olmayan ürünler satılıyor. Pek çok uzman, ilk bakışta kestaneye benzeyen ve hayvan yemi olarak kullanılan bu kestanelerde bulunan ‘hemaglutinin’ adlı maddenin insan sağlığına zarar verdiğinin altını çiziyor.
Konuyla ilgili görüşlerine başvurduğum gıda mühendisi Ebru Akdağ, “Kestaneler genellikle iki ana kategoriye ayrılır. Yemek için uygun olan tatlı kestaneler ile yemek için uygun olmayan ve bazen ‘at kestanesi’ olarak adlandırılan türler. Bu iki tür kestane arasındaki farklar önemlidir ve tüketilebilir olup olmadıklarını belirler” dedi ve ekledi:
“Tatlı kestaneler yenebilirken, at kestaneleri zehirlidir. Eğer at kestaneleri yendiği takdirde sindirim problemlerine neden olabilir. Yol açtığı başlıca sorunlar karın ağrısı, mide bulantısı, kusma ve boğaz tahrişidir. Bu nedenle, doğada bulunan kestanelerin hangi tür olduklarını ayırt etmek önemlidir ve yanlışlıkla at kestanesi yemekten kaçınmak gerekir.”
‘UYGUN OLAN KESTANELER CASTANEA TÜRÜNE AİT OLANLAR’
“Castanea cinsine ait tatlı kestaneler, genellikle yemek için uygun olan türlerdir” diyen Ebru Akdağ, “Bu kestaneler yüksek nişasta içeriğine sahip olup, düşük yağ ve protein oranlarına sahiptir. Pişirildiğinde tatlılarda, ayrıca kestane unu, kestane püresi gibi çeşitli yemeklerde kullanılabilirler. Tatlı kestaneler, karbonhidratlar açısından zengin; lif, vitaminler (özellikle C ve B vitaminleri) ve mineraller (potasyum, magnezyum) açısından iyi bir kaynaktır” ifadelerini kullandı.
At kestanesi yiyen ve zayıf hisseden, yürümekte zorlanan, uykulu olan, felç geçiren, kas seğirmesi ve ciddi mide tahrişi yaşayan çocuklarla ilgili bildirimler olduğunu söyleyen Akdağ, “Yetişkinlerde de ciddi semptomların ortaya çıktığına dair raporlar bulunuyor” dedi. Akdağ, şöyle devam etti:
-- İsviçre'de 29 yıllık bir dönemde, 1-4 tohum yutulmasından sonra 15-30 dakika içinde ciddi semptomlarla sonuçlanan üç at kestanesi zehirlenmesi vakası olmuştur. Bu hastalar, kızarıklık, yüzde şişme, yoğun kusma, düşük kan basıncı ve çökme yaşamıştır. Bir hasta, alt yüzdeki şişlikle hava yolunu tıkayan ciddi bir semptom olan anjioödem yaşamıştır.
-- Birisi at kestanesi yediğinde, semptomlar genellikle maruz kaldıktan sonra 15 dakika ila 3 saat arasında gelişir. Semptomlar başladıktan sonra 2-3 gün sürebilir. Yanlışlıkla bir at kestanesinin bir kısmını yemiş kişiye, ağzını nazikçe silerek, kalan bitki materyalini çıkarmak için su ile çalkalayıp tükürmesini ve midesine yıkamak için birkaç küçük yudum su içmesini sağlayarak yardımcı olabilirsiniz.
At kestaneleri, tüm kısımlarını zehirli yapan saponin aesculin adında bir toksin içerir
AT KESTANESİ AĞIZA SÜRÜLDÜĞÜ ANDAN İTİBAREN NE YAPILMALI?
İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Aytaç Karadağ ise, “At kestanesi aslında bazı cilt hastalıklarında ilaç olarak kullanılıyor. Fakat asla yenmemesi gereken bir ürün. Tüketildiğinde hemen baş ağrısı mide bulantısı ve karında kramplar yapıyor. En önemlisi de DNA hasarına yol açtığı için koma, felç ve ölüme neden olabiliyor” dedi.
“Bireyin zehirli kestaneyi ağzına sürdüğü andan itibaren kendini kusturması gerekiyor” diyen Dr. Karadağ, “Eğer kişi kusamıyorsa yoğurt yiyebilir ve bol su içebilir. Ama vücut genelde bu durumda çok akıllıdır ve hemen kusma tepkisi verir. Bir de bu kestane türü bağırsak hareketlerini hızlandırıp ishal yapabilir” ifadelerini kullandı.
Kestanenin bazı alerjik bünyelerde cilde değdiği anda döküntüler yapabileceğinin de altını çizen Dr. Karadağ, “Her insanda aynı durum olmasa da bazı alerjik bünyelerde döküntü, kızarıklık ve yanık hissi oluşturur” diye konuştu.
Fotoğraflar: iStock