Güncelleme Tarihi:
Çiçek, “Keşke Güneydoğu’da şehit olsaydım da bunları yaşamasaydım” derken gözyaşlarını tutamadı. İmzanın taklit olduğunu söyleyen Çiçek “Bana çektirilenlerin hesabını soracağım” dedi.
İSTANBUL 13’üncü Ağır Ceza Mahkemesi, aralarında Yeditepe Üniversitesi kurucusu Bedrettin Dalan ile Kurmay Albay Dursun Çiçek’in de bulunduğu 7 sanığı, İrticayla Mücadele Eylem Planı belgesi davası kapsamında yargılamaya dün devam etti. Duruşmada tutuklu sanıklar Albay Çiçek, avukat Serdar Öztürk, Ufuk Akkaya ve Mehmet Deniz Yıldırım hazır bulundu. Hakkında yakalama kararı bulunan Dalan ile tutuksuz sanıklar Özel Yılmaz ve İlhami Ümit Handan duruşmaya katılmadı. Mahkeme Heyeti Başkanı Köksal Şengün tarafından savunmasını yapmak üzere kürsüye çağrılan Çiçek, “Bu plan değil, pilavdır; iftiradır” dedi. Çiçek, “Keşke Güneydoğu’da şehit olsaydım da bunları yaşamasaydım” diyerek ağlamaya başlayınca, mahkeme başkanı duruşmaya ara verdi. Araya rağmen bir süre daha kürsüde ağlayan Çiçek, savunmasında şu ifadeleri kullandı:
Hesabını soracağım
“Bir albayın bu planı hazırlayıp altına imza atmasına kargalar bile güler. Plan askeri terminolojiye uygun değildir. Bunları bir kurmay albay söyledi diyenlerin alnını karışlarım. Genelkurmay emriyle yazılmayan numarası imzası bulunmayan bir belge olabilir mi? Bu plan değil, yargısız infaz ve iftira belgesi. Bana çektirilenlerin hesabını soracağım. Deniz Kuvvetleri, denizde dolaşır. Cuntadan haberi olamaz. Planın son sayfasındaki imza benimkine benzetilmiştir. Bu durumda diğer sayfalardan nasıl sorumlu tutulabilirim? Bir imza benziyor diye müebbetle yargılanıyorum. Bu hukuk mu, vicdan mı? Bu imza taklit. Ben irtica işinden anlamam. Bu konunun tartışılmasından da rahatsızım. 5 kardeşiz. 3’ü kız ve türban takıyor.”