Güncelleme Tarihi:
Malatya’da  misyonerlik faaliyetinde bulundukları gerekçesiyle 3 kişiyi keserek öldüren grubun lideri olduğu öne sürülen Emre Günaydın, ifadesinde çarpıcı açıklamalarda bulundu. Günaydın, "Bunları öldürdükten sonra Kocaeli'nde de öldüreceğim birisi vardı. 30-40 yıl cezaevinde yatmayı göze almıştım. Ancak eylemler sonucu da misyonerliğin bacaklarını kırmış olacaktım" dedi.
Soruşturmayı yürüten Malatya Cumhuriyet Savcılığı, Emre Günaydın ve 4 arkadaşının arkasında her hangi bir grup ya da örgüt belirleyemedi. 3 kişinin öldürülmesi eylemine katılanlara Emre Günaydın'ın "Bu adamlarda büyük paralar var. Onlara da el koyacağız. Artık para sorunumuz olmayacak" dediği de ortaya çıktı. Emre Günaydın, ifadesinde şunları söyledi:
"DÄ°NSÄ°Z OLARAK TANITTIM"
Â
Malatya'da değişik ortamlarda yapılan konuşmalarda misyonerlerin faaliyetlerinden söz ediliyor, Malatya gibi muhafazakar bir yerde 50'ye yakın kilise ev olduğu söyleniyordu. Bu durumdan çok etkilendim. Bunların içine girmek için araştırma yapmaya başladım. İnternette Ozan Dağhan'la irtibat kurdum. Kendimi bu kişiye 'dinsizim' diye tanıttım. Ancak Hıristiyanlığa ilgi duymaya başladığımı söyledim. Ozan, Kocaeli Pastörü Wolfgang'a irtibat kurmamı sağladı.
"NECATÄ°'YE GÄ°TTÄ°M"
 Pastör Wolfgang aynı zamanda Necati Aydın'ın bacanağı. Benim, Malatya'da Necati Aydın'la irtibat kurmamı önerdi. Bu durumdan Necati Aydın'ı da haberdar ettiler. Bana gelen bir mesaj üzerine Necati Aydın'ın bulunduğu Zirve Kitapevine gittim. Sohbetimizde kendimi dinsiz olarak tanıtmaya devam ediyordum. O da bana, İslam’ın kılıç zoruyla yayıldığını, Hıristiyanlığın esasında sevgi olduğunu anlatıyordu. Bu sözlere çok bozuluyor, ancak kendimi dinsiz olarak tanıttığı için sert tepki vermiyordum. Bir keresinde, aralarına katılması halinde kendisine cip alacaklarını bile söyledi. Buna iyice canım sıkıldı.
UYUYAMIYORDUM
Â
zlediğim bazı diziler, okuduğum bazı kitaplardan hep Mossad ve CIA'ya hizmet edildiğini, onların oyunlarına aracılık yapıldığını düşünüyordum. Öyle bir duruma geldim ki bu işlere iyice kafayı taktığım için uyuyamıyordum. Artık birisinin olup bitenlere 'dur' demesi gerekiyordu.
BUNLARDA PARA ÇOK
 Zirve Kitapevine belki 10 kez gittim. Bir de otelde düzenledikleri geceye katıldım. Bir konuşmamızda Necati kilise evlerinin olduğunu, kendilerine kimsenin karışamayacağını, çok güçlü olduklarını söyledi. Beni de götürmesini istediğim de, her isteyeni bu evlere götürmediklerini, zamanı gelince bunun olabileceğini belirtti. Ayrıca bu kişilerde paranın çok olduğunu da tahmin ediyordum. Bir gidişimde 400 milyar liralık bir çekten bahsediyorlardı.
"PARA SORUNUMUZ OLMAYACAK"
 Abuzer Yıldırım benim çocukluk arkadaşım. Salih Güner, Hamit Çeker, Cuma Özdemir'le birlikte aynı yurtta kalıyorduk. Onların da bu konularda benden farklı düşünmediÄŸini biliyorum. Onlara, hem 400 bin liralık çekten söz ettim, hem de bunlarda büyük paralar olduÄŸunu, Zirve kitapevine gidip bunları korkutarak paralara el koyacağımızı anlattım.ÂOnları ikna etmek zor olmadı.
30-40 YIL YATACAKTIM
Â
Kitapevi eylemini yaptıktan sonra Kocaeli'nde Pastör Wolfgang'ı öldürecektim. Böylece misyonerliğin iki ayağını kırmış olacaktım. Ben de 30-40 yıl cezaevinde yatmayı göze almıştım. Planı ben yaptım. Ancak üç kişinin bıçaklanmasına ben karışmadım.
Daha önce ifadeleri alınan Hamit Çeker, Cuma Özdemir, Abuzer Yıldırım ifadelerinde üç kişiyi de Emre Günaydın'ın öldürdüğünü söylemişti. Salih Güner ise Uğur Yüksel'in öldürülüşüne kendilerinin de katıldığını öne sürmüştü. Emre Özdemir, cinayetlerin işlendiği Zirve kitapevinde ise soğukkanlı tavırlarıyla dikkati çekti.