Kepengi açmış

Güncelleme Tarihi:

Kepengi açmış
Oluşturulma Tarihi: Mart 03, 2009 00:00

Ahmedinejad, gerçekten çok iyi Türkçe biliyor. Dahası bugüne kadarki yönetimlerin çok ötesinde bir Türkiye ilgisi var.

Haberin Devamı

Bu noktada bir izlenimimi daha aktarmam gerekiyor. Ahmedinejad ilk bakışta kısa boylu, çelimsiz hatta çekingen bir insan izlenimi veriyor. Ama biraz konuşunca anlıyorsunuz ki, o kısa boylu insanda çok büyük bir analiz yeteneği var.

DÜNYANIN gözü şimdi bu saraya kilitleniyor... Ahmedinejad’ın çalışma ofisi... ABD-İsrail-İran krizi nasıl aşılacak? Soru bu... Dünya çapında yüzlerce gazetecinin görüşmek için yazılı müracaatla sıraya girdiği Ahmedinejad’ın ofisine gidiyoruz... Doğrusunu isterseniz, Bağdat’a Saddam’la görüşmeye gittiğim günlerdeki heyecanımı hatırlıyorum. Aslında benzeri bir atmosfer var. Dar yollardan, büyük meydanlardan geçiyoruz. Önümüzde ağır demir kapılar peş peşe açılıyor. Her kapıda ayrı bir kontrol. Ve sonunda Şah’tan kalma saray ve çalışma kompleksinin içine giriyoruz. Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, az sonra dünyanın gözünü diktiği Ahmedinejad’la görüşecek. Kırmızı halılı merdivenlerden çıkıyoruz. Bizi ortasında havuz olan bir salona alıyorlar. Oradaki bir diplomat, havuz için şöyle diyor:

- Bir dönem bu havuzun etrafında gizli şeyler konuşulurken, kimse dinleyemesin diye havuzun fıskiyesi açılıp su sesi çıkartılırmış.

Müthiş disiplin

İşte orada bekliyoruz. Müthiş bir disiplin var. Bizden önce Talabani içerideymiş. O çıkıyor, ardından Suriye heyeti geliyor. Bu sırada birkaç diplomatla konuşunca şunu anlıyorum:

- ABD’ye ve İsrail’e "şeytana uymayın" diye Birleşmiş Milletler’de uyarıda bulunan, bir başka deyişle kafa tutan Ahmedinejad için dünya çapında yüzlerce gazeteci yazılı görüşme talebinde bulunmuş.

Az sonra meslektaşlarımın sırada beklediği Ahmedinejad ile el sıkışacağım. Doğrusunu isterseniz içimdeki "o meslekli kıvılcım" sürekli yanıyor. Evet Ahmedinejad’ın sağ kolu bizi içeri davet ediyor. Oldukça parlak bir şekilde ışıklandırılmış bir salon. Sade, mavi beyaz ve sarı renklerinin kuşattığı bir dekor. Ahmedinejad salonun ortasında bizi ayakta bekliyor. Yüzünde bir gülümseme... Önce Binali Yıldırım yürüyor. Sıcak bir karşılama. Sonra Büyükelçi Selim Karaosmanoğlu... Sonra Müsteşar Yardımcısı Suat Hayri Aka... Ardından Ahmedinejad’ın elini sıkıyorum. Kısık sesle bir "Selamünaleyküm, hoş gelmişsiniz..." Ardından karşılıklı konuşma başlıyor. Binali Bey şöyle diyor:

- Gecenin bu vaktinde (saat 24.00) bizi kabul ettiğiniz için teşekkür ederiz. Ayrıca ev sahipliğiniz için de teşekkür ederiz.

Türkçe’yi biliyor

Burada bir nokta dikkatimi çekiyor. Binali Yıldırım konuşurken, Ahmedinejad tam cümlelerin bittiği yerde kafasını sallıyor. Yani öyle rastgele değil. Daha çevirmen çeviriyi tamamlamadan kafasını sallıyor. Bunun üzerine Binali Yıldırım şöyle diyor:

- Siz Türkçe’yi gerçekten çok iyi biliyor olmalısınız.

Ahmedinejad cevap veriyor:

- Evet öyle diyorlar.

- Öyleyse çevirmene gerek kalmadan konuşalım.

- Ahmedinejad gülüyor.

Sonradan anlıyoruz ki İran Cumhurbaşkanı gerçekten çok iyi Türkçe biliyor. Dahası bugüne kadarki yönetimlerin çok ötesinde bir Türkiye ilgisi var. Bu noktada bir izlenimimi daha aktarmam gerekiyor.

O yarım saat

Ahmedinejad ilk bakışta kısa boylu, çelimsiz hatta çekingen bir insan izlenimi veriyor. Ama biraz konuşunca anlıyorsunuz ki, o kısa boylu insanda çok büyük bir analiz yeteneği var. Peki Ahmedinejad’ın ofisinde geçirdiğimiz yaklaşık yarım saat içinde ne oldu? Herkes merak ediyor:

- İran ile ABD arasındaki kriz nasıl çözülecek?

- Krizin çözülme ihtimali doğrultusunda Türkiye’nin bir rolü olacak mı?

Bu noktada açık bilgi veremem, ancak şu keskin izlenimi aktarabilirim:

- Ahmedinejad bir süre önce indirdiği kepenkleri şu anda açmış durumda.

- Kendisi talepkár değil, ancak makul zeminde, karşılıklı menfaatler doğrultusunda temasa açık.

Bu önümüzdeki dönemde Tahran’ın dünya diplomasisi açısından çok önemli bir merkez haline gelebileceğini gösteriyor.

Erdoğan’dan mesaj

Sanıyorum bu nedenle Başbakan Erdoğan da Türkiye-İran ilişkilerinin daha da kuvvetlenmesi için Ahmedinejad’a yazılı bir mesaj gönderiyor. Yine bu nedenle, Dışişleri Bakanı Ali Babacan, ardından Cumhurbaşkanı Abdullah Gül Tahran’a gidiyor. Evet dünyanın önde gelen gazetecilerinin görüşmek için sırada beklediği Ahmedinejad ile Tahran’daki ofisinde görüştük. Yakında çok önemli gelişmelerin sinyallerini yine o ofiste aldım. Türkiye bu gelişmelerden uzak kalmamalıdır.

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!