Oluşturulma Tarihi: Eylül 01, 2001 00:00
VALLAHİ hayret ettik. Bir gazeteci yazdığı yazının ilgi görüp görmediğini tepkilerden anlar.Biz de bunca yıldır aldığımız tepkilerden kendimizin okuyucu dünyasındaki yerini, ağırlığını üç aşağı beş yukarı bildiğimizi sanırız.İhtimal o düşünce yüzünden bu sütunda dün yayınlanan ‘‘Bir ihale hikáyesi’’ başlıklı yazıyı kaleme alırken ‘‘Bu yayınlanınca kimbilir ortalık nasıl karışır?’’ diye düşünüyorduk. Çünkü ‘‘MHP'ye bağış’’ adı altında bir müteahhitten 40 milyon DM isteyen bir bakan söz konusuydu.Bir tek MHP'li açıp da ‘‘Kimdir bu adam?’’ diye sormadı.Siz nasıl yorumlarsınız bunu, bilmiyoruz. Ama itiraf edelim ki biz aklımıza geleni káğıda dökmeyi istemedik.Gerçi MHP'nin geleneğinde vurdu-kırdı vardır. Ama böyle para konularında dürüst ve titiz görünürler.O nedenle özellikle Devlet Bahçeli'nin bu konularda koyduğu ve koyacağı tepkiyi ilgi ve merakla bekliyor, hem de izliyoruz.Nitekim Sayın Bahçeli, en az Beyaz Enerji takibatına hedef olmuş Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı kadar içi çürümüş olan Bayındırlık Bakanlığı'yla ilgili iddialar konusunda da henüz net bir tavır koymadı.Hadi biraz daha iyimser bir ifade kullanalım:Koyduğu tavrın ne olduğunu henüz kamuoyu öğrenemedi... Oysa Bahçeli yolsuzluğa, usulsüzlüğe koyduğu tepki ile dikkat çeken bir lider.Kısaca bu çelişki insanı tereddüde sevk ediyor. Hatta bu da bir tür ‘‘MHP kültürü’’ örneği mi diye düşünmeden insan edemiyor.Bir örnek verelim:Sağlık Bakanı Osman Durmuş dün İstanbul'da gazetecilere;‘‘Sahte makbuzdan şeye kadar her türlü yolsuzluk var benim bakanlığımda. Lütfen bunları yazın. Ben bununla mücadele ediyorum. Haberim olursa mücadele ederim. İhbar alırsam ederim. Adamı görevden alıyorsun, 10 defa göreve geliyor. Yolsuzluğu var kardeşim. Neden bunları yazmıyorsunuz?’’ demiş.Oysa aynı Durmuş'un Müsteşarı Prof. Dr. Haluk Tokuçoğlu'nun, 18 Nisan 2001 tarihinde bu görevden istifa ederken söyledikleri var. Ona göre Durmuş'un marifetleri şikáyet ettiklerinden az değil. Nitekim yetkilerini kötüye kullanıp kardeşlerini bakanlığa yerleştirdiği; usulsüz tayinler yaptığı; hakkında ‘‘devleti dolandırdığı’’ iddiasıyla dava açılan insana görev verdiği; hakkında mahkûmiyet kararı olan kişileri bile Başhekim yahut İl Sağlık Müdürü yaptığı; başkalarının bilimsel araştırmasını kendine aitmiş gibi yayınlayan kişiyi Bakanlıkta en üst düzeyde göreve getirdiği biliniyor. Ama sorunca da dürüstlüklerinden geçilmiyor.Yoksa bunlar düşündüğümüzden başka da biz mi kendimizi aldatıyoruz?
button