Oluşturulma Tarihi: Nisan 21, 2004 00:00
Bilimkurgu filmlerinde gördüğümüz havada, suda giden, sürücüz otomobiller artık gerçeğe dönüşüyor. Bilimadamları şimdi de insan vücudunun kendini yenilemesinden yola çıkarak, kendi kendini onaran kaporta malzemesi üzerinde çalışıyorlar. Bu gerçekleştiği taktirde kaza sonucu oluşan hasarlar için kaportacıya gitme dönemi ortadan kalkacak.Otomotiv dünyasına yönelik olarak, filmlerde gördüğümüz bir çok yenilik belirli bir süre sonra hayatımıza giriyor. Uçan, suda giden, kendi kendine giden otomobiller önce filmlerde rol alıyor ve daha sonra da gündelik yaşamımızın bir parçası oluyor. Düşünün düne kadar, suda, karada ve havada giden otomobilleri sadece filmlerde görürdük, oysa şimdi gerçek hayatın birer parçası oldular. Son dönemde beni en çok heyecanlandıran filmlerden biri ise başrollerinde Tom Cruise'un oynadığı Minority Report (Azınlık Raporu) oldu. Birçok kez seyrettiğim filmde geleceğe dair bir çok ip ucu bulma şansına sahip oluyoruz. Ama bunlardan benim için en önemlisi hiç kuşkusuz otomotiv sektörünün geleceğiydi. Filmin başrol oyuncularından biri olarak kabul ettiğim Lexus'un kendi kendini tamir etme özelliği kesinlikle kafalara, ‘Bu ne zaman gerçekleşecek’ sorusunu getiriyordu.Çünkü günümüzde otomobil sahiplerinin en büyük sorunlarının başında aracının kaportasında oluşan vuruklar, ezikler ve çatlaklar geliyor. Otomobil sahibi ne kadar dikkatli olursa olsun karşı taraftan gelen tehditlere karşı her zaman savunmasız olmuştur. Düşünün alışveriş yapmaya gidiyorsunuz ve aracını park ediyorsunuz. O anda hızla gelen bir alışveriş sepeti size çarptığı an kaportada hemen bir göçük oluşabiliyor veya ön kaputun üstüne oturan bir kişi, kaputunuza önemli bir hasar verebiliyor.İşte şu anda otomotiv dünyası bu sorunu aşmanın yollarını arıyor ve Azınlık Raporu'ndaki gibi gelecekte kendi kendini onaran otomobiller üretmeye çalışıyor. Bu konuda Amerikalı bilimadamları iki yeni madde üreterek, kendi kendi onaran otomobillerin çok kısa zamanda gündelik hayatta yerini alacağı müjdesini verdiler. Bu gelişmelerden ilki, otomobilin karbon-fiber alışımdan oluşan gövdesinin mikrokapsül malzemeler ile insan vücudu gibi kendini onarmasından oluşuyor. Diğeri ise 'Bubbloy' isminde darbe aldığı an eski halini alan bir malzeme. Otomotiv dünyası için bana göre devrim niteliğini taşıyan bu gelişmeler şu an halihazırda oluşum aşamasında.Şu an metalin yerine daha sağlam, daha sert ve daha hafif olan karbon-fiber alışımının kullanılamamasının sebebi bu malzemelerin çok dayanıklı olmamasından kaynaklanıyor. Bu tip malzemeler çok kolayca kırılabiliyor veya çatlıyor. Bu malzemenin kullanıldığı otomobillerde oluşan küçük yarıklar veya çatlaklar, ki bazen gözle görünmüyor, zamanla büyüyerek önemli hasarlara sebep olabiliyor. Kuşkusuz kimse yüksek hızdayken otomobilinin parçalanmasını istemez.Otomotiv dünyasında meydana gelen gelişmelere paralel olarak şu an nasıl insan vücudu oluşan yaraları kendi kendine yeniliyorsa, otomobil kaportalarını da benzer bileşik bir malzemeyle kaplanması planlanıyor.Kaporta insan vücudu gibi kendini yeniliyorIllinois Üniversitesi Profesörü Scott White da aynı soruyu kendine sorarak kendini onaran yapıdaki bileşen fikrini ortaya çıkarmış. White, insan vücudunun kendini hayatı boyunca sürekli olarak yenilediğini belirterek, ‘‘Eğer bir yerinizi kesilip, ezilmişse, onarım devresi otomatik olarak devreye giriyor. Kesilen yerin oluşturduğu etki kandaki en yakın pıhtı hücresine siynal gönderir ve beyaz kan hücreleri çalışmaya başlar. Biz de bundan yola çıkarak kendini onaran hasar düşüncesini geliştirdik’’ diyor.Bu düşünce üzerine Scott ve ekibi milyonlarca sıvı dolu mikrokapsülden oluşan bir madde geliştirdi. Mikrokapsüller karbon-fiber kabuğun üzerinde meydana gelen çatlamaların ve kırılmaların ardından sıvı şeklindeki ‘‘onarım ajanı’’ diye tabir edilen bir polimer öncüsünü serbest bırakıyor. Kılcal bir hareket bu sıvıyı oluşan yarığın içine sokuyor ve sıvı katılaşıyor. Yarıkları daha küçükken yakalamak ve yamamakla, otomobilin yüzeyi orjinal gücünün yüzde 90'ı kadarını elinde tutuyor ve ömrünü ciddi ölçüde uzatıyor.Tabiki, mikrokapsüller bir kere kırılırsa, madde daha fazla kendini onaramıyor. White'nin çözümü daha çok maddeyi yaşayan bir canlı yapmaktan meydana geliyor. White, biolojik modeline gittikçe yaklaştıklarını belirterek, ‘‘İnsanlar yüksek gelişim gösteren kan dolaşımına sahip ve bu dolaşım sadece yeniden canlanma ve onarımı sağlamakla kalmıyor, vücudun gıda ve her ihtiyacının da taşıyor’’ diye konuşuyor. White'nin ekibi şimdi yarattıkları bu maddenin seri üretimini gerçekleştirmenin yöntemini bulmak için çalışıyor. White bu konuda şunları söylüyor : ‘‘Bu noktada oluşturduğumuz maddenin veya yapının içinde onarımı sağlayan parçaların sürekli yaşamasını sağlıyoruz ve bu da dış malzemenin içine onarım sağlayan maddelerin pompalanmasını sağlayan bir kalple oluyor.’’ Kendini onaran bileşenler yıllarca çatlak olmayan sürüş imkanı verirken, tabiki çok daha büyük hasarları onarma şansına sahip değil.HEMEN ESKİ HALİNİ ALIYORİşte bu noktada devreye ismini bubble (köpük) ve alloy'den (metal alışımı) den alan bubbloy isimli bir madde geliyor. Kaliforniya Teknoloji Üniversitesi'nin kimya labaratovuarında geliştirilen 'Bublloy', köpük karışımından oluşan palladium, nikel, bakır ve fosfordan oluşan bir bileşen. Bubblloy malzemeden üretilen bir çamurluğa çekiçle vurduğunuz zaman içeri göçen nokta tekrar eski haline geri geliyor. Üniversitede doktorasını yapan Chris Veazey, üniversitede okuyan Greg Welsh ile birlikte yarattığı bu yepyeni madde hakkında şunları söylüyor: ‘‘Bu malzemenin otomobilin kıvrılan, dönen noktalarında kullanılması yararlı olacaktır ve otomobili daha güvenli yapacaktır.’’
button