Güncelleme Tarihi:
DEVLET adamları veya tanınmış isimlerin yaşamını yitirdiği anda başsağlığı ve taziye mesajlarıyla dolan ajans bültenleri, Kenan Evren’in vefatıyla ilgili sessizliğe gömüldü. Cumhurbaşkanı Erdoğan dün Danıştay’ın kuruluş yıldönümü ve Anneler Günü mesajı yayınladı. Cumhurbaşkanlığı, sanatçı Zeki Alasya’nın ölümünün ardından hem aileye başsağlığı mesajı göndermiş hem de internet sitesinden anında yayınlamıştı. TBMM Başkanı Cemil Çiçek ile Başbakan Ahmet Davutoğlu, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ve diğer partilerin tavrı da aynı oldu.
İnternet sayfalarının ‘güncel’ duyurular bölümünde sadece Anneler Günü’yle ilgili mesajlar yer aldı. Çoğunlukla bu mesajın hemen altında Zeki Alasya’nın vefatına ilişkin taziye ifadeleri yer buldu. Genelkurmay Başkanlığı da internet sayfasının ‘Güncel duyurular’ bölümüne dün yeni mesajlar ekledi. Ancak arasında eski Genelkurmay Başkanı Kenan Evren’in ölümüne ilişkin bir mesaj yer almadı.
Genelkurmay, bir gün öncesine ait önemli yurtiçi olaylar ve önemli sınır olaylarının ardından Orgeneral Necdet Özel’in Anneler Günü mesajını yayımladı.
DSP KARŞIT MESAJ YAYINLADI
Tek taziye mesajı ise karşıt yaklaşımla DSP’den geldi. DSP Genel Başkan Yardımcısı Önder Aksakal, “ABD Büyükelçiliği’ne taziye mesajım” başlıklı açıklama yaptı: “Sayın Ekselansları; 12 Eylül 1980 darbesini gerçekleştiren o günkü Türk Silahlı Kuvvetler Komutanı Kenan Evren’in öldüğünü büyük bir ‘üzüntüyle’ öğrenmiş bulunuyoruz. Önemli bir ‘devlet adamını’ kaybetmiş olmanızdan dolayı ABD’ye başsağlığı dileklerimizi sunuyorum. Her ne kadar ‘Bir Kenan gider, bir Kenan gelir’ denilecekse de olsun. Bu ülkede bu gidişle Kenan Evren’ler tükenmez” dedi.
DSP Genel Başkanı Masum Türker ise “Biz Müslümanlara düşen şey, biri vefat ettikten sonra ‘Allah rahmet eylesin’ deyip hakkımızı helal etmektir. Kendisine Tanrı’dan rahmet diliyorum. Ama onun fikirlerini, düşüncelerini hayatta kalarak yürütenleri şu anda affedemeyiz.”
BAKAN ZEYBEKCİ: TÖRENE KATILMAM
Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci de dün soru üzerine, devlet törenine katılmayacağını belirterek “Demokrasimiz adına zaman yüz karası bir dönemdi. Her şeyi ile tarihe, Türk milletine ve Allah’a havale ediyoruz” dedi.
12 eylül neydi!
12 Eylül 1980 askeri darbesinin mimarı Kenan Evren’in ölümü, darbe öncesi ve sonrasında yaşanan acıların tazelenmesine neden oldu. Darbe öncesi ‘sağcı-solcu’ çatışmaları yaşanıyor, kahvehaneler, okullar, evler, işyerleri, devlet daireleri taranıyor, hemen her gün onlarca insan ölüyordu. Kurtarılmış mahalleler, sokaklar ilan ediliyor, sağcı solcunun, solcu sağcının bölgesine giremiyordu. Üniversiteler her gün olaylarla sarsılıyor, aileler büyük tedirginlik yaşıyordu. Milliyet Gazetesi Genel Yayın Müdürü ve Başyazarı Abdi İpekçi ile onlarca aydın suikastlere kurban giderken ülke kargaşa ve kaos ortamı yaşıyordu. Kahramanmaraş ve Çorum’da Alevi vatandaşlara yönelik katliamda çocuklar dahil 200’ün üstünde insanın öldürülmesi Türkiye’yi derinden sarsmıştı. 1 Mayıs 1977’de 37 vatandaşımız hayatını kaybetmişti. Sıkıyönetim nedeniyle askerlerin “İsteselerdi önleyebilirlerdi” eleştirilerine hedef olduğu bu anarşi ortamı Genelkurmay Başkanı Orgeneral Kenan Evren ile kuvvet komutanlarının 12 Eylül’deki müdahalesiyle son buluyor ama toplum, nesilleri etkileyecek yeni acı ve travmalarla tanışıyordu.
İDAMLAR, İŞKENCELER, DAVALAR
12 Eylül gecesi siyasi liderler evlerinden alındı. Sokağa çıkma yasağı ilan edildi. Siyasi partiler, sendikalar, meslek örgütleri kapatıldı. 650 bin kişi gözaltına alındı. 230 bin kişi yargılandı. 7 bin kişi için idam cezası istendi, 517 kişiye idam cezası verildi. 18’i sol görüşlü, 8’i sağ görüşlü, 23’ü adli suçlu, biri Asala militanı 50 kişi idam edildi. 17 yaşındaki Erdal Eren, yaşı büyütülerek asıldı. İdamlar karşısında Evren’in savunması, “Asmayalım da besleyelim mi” sözleriyle tarihe yazıldı. 30 bin kişi ‘sakıncalı’ olduğu gerekçesiyle işten atıldı. 30 bin kişi ‘siyasi mülteci’ olarak yurtdışına gitti. 300 kişi kuşkulu bir şekilde hayatını kaybederken, 171 kişinin işkence sonucu öldüğü belgelendi. Cezaevlerinde toplam 299 kişi yaşamını yitirdi. Kapatma cezaları nedeniyle gazeteler toplamda 300 gün yayın yapamadı. Yüksek tirajlı 13 gazete hakkında 303 dava açıldı. 1402 sayılı Sıkıyönetim Kanunu ile sol görüşlü olduğu düşünülen 71 üniversite personeli YÖK tarafından görevlerinden uzaklaştırıldı. İlk uzaklaştırmalar Şubat 1983’te başladı. Genelkurmay’ın açıklamalarına göre toplam 4 bin 891 kamu personeli görevden alındı. / ANKARA