Kemancı gelin Türkçe öğreniyor

2000'in Leyla ile Mecnun'u, Sarah ve Alinur Velidedeoğlu aşklarını sadece HÜRRİYET'e anlattılar

Sarah - Alinur çiftinin bir ayakları Amerika’da olacak. Güzel gelinimiz New York'ta kendi adını taşıyan bir erkek giyim butiği açmak üzere. Firmanın adı kendi adı ile eşinin soyadının ilk harfinden oluşuyor; ‘‘Sarah V’’.

Gözlerimle gördükten, kulaklarımla duyduktan sonra diyorum ki; Sarah Bennett ile Alinur Velidedeoğlu kesinlikle 2000'in Leyla ile Mecnun'larıdır. Aman Allahım; o ne aşktır, o ne sevgidir. Her saniye göz göze, diz dize, elele. San Fransisco'lu güzel Sarah, bizim yakışıklı müzmin bekarımızı öyle bir dize getirmiş ki. Boşuna dememişler, ‘Büyük lokma ye, büyük konuşma’ diye. Yeni Dünya'nın bir sarışın afeti adamı işte böyle çarpar.Sarah ile Alinur, Brunei Sultanı'nın sahibi olduğu ünlü New York Palace'ın Le Cirque restoranında dört ay önce mini bir törenle evlendiler.

Düğünde sadece gelin ile damadın anneleri ve birkaç yakını vardı o kadar.

Bunu duyan Alinur'un Türkiye'deki akrabaları, dostları kıyameti kopardılar. Alinur günlerce düşündü, sonunda; ‘‘Hıfzı Veldet'in torununa Atatürk'ün Savarona'sı yakışır’’ dedi. Bırakın kuş sütünü, havyarı bile olmayan, şampanyanın su gibi akmadığı bir partiyle 250 dostuna tanıştırdı güzeller güzeli Sarah'ını. Amerikalı gelinimiz 21 Mayıs 1977 San Francisco doğumlu, Los Angeles'te yetişme. Oxford'daki iki yıllık müzik eğitiminden sonra ülkesine dönüp UCLA'nın İş İdare bölümünden mezun olmuş. Ölen babası çok zengin ve ünlü bir müteahhit. Dünya sosyetesinin gözbebeği Beverly Hills'te bir malikanede yaşayan ünlü Bennett ailesinin üç kızının en küçüğü.

Atatürk’ün yatında olmak muhteşemdi

Sarah'la eşi Alinur'un Ortaköy'de Boğaz manzaralı kiralık evlerinde konuşurken hiç şımarık zengin çocuğu havası yoktu. Nefes kesecek kadar güzel olan Sarah öylesine sıcak, öylesine şirindi ki. Sanki bizden biri gibiydi.

‘‘New York'taki düğünümüzden bir hafta önce günde ikişer saat Türkçe dersi almaya başladım. Madem ki ben bir Türkle evleniyordum, en azından eşime saygımdan dolayı bazı Türkçe kelimeleri bilmeliydim. Şimdi burada da iki ayrı hoca bana Türkçe dersleri veriyor. Türkçeyi hiç zorlanmadan öğreniyorum, çok da hoşuma gidiyor. Konuşmaları rahatça anlayabiliyorum ama, cümle kurmam şimdilik zayıf. Ayrıca bence San Francisco ile İstanbul çok benzer. Orada da iki köprü var. Balık lokantalarından insanlara kadar aynı. Üstelik deprem bakımından bile kardeşiz. Bu arada unutmadan şunu da eklemeyim ki, Türkiye'nin kurucusu Atatürk'ün yatında olmak muhteşem bir duyguydu. Türkiye hakkında en geniş bilgiyi 17 Ağustos depreminden sonra New York Times'ta çıkan haberlerden edindim. Bunun yanısıra Los Angeles'ta satılan havluların büyük çoğunluğu Türk malıdır. Ayrıca üniversitede de Osmanlı İmparatorluğu'nu okumuştuk.’’

Bir Aşk hikayesi

Siyah kazaklı, siyan deri ceketli Alinur, siyahlar içindeki sarı saçlı güzel Sarah'ın yanağına bir öpücük kondurdu.

‘‘Kablo TV şirketimin aylık toplantısı için Los Angeles'e gitmiştim. Prodüktör arkadaşlarımla yemek yerken yandaki masada bir Türk hanım arkadaşımı gördüm. Kür yaptığı bir güzellik çiftliğindeki arkadaş grubuyla gelmiş. Reklamcı olarak dünyanın her yerinde 140'a yakın film çektim, tanışmadığım ünlü kadın kalmadı. Ama o masada gördüğüm Sarah sadece güzel değil, hayalimdeki kızdı. Onu gördüğümün ilk 10 dakikasında yanımdaki Türk arkadaşıma ‘Hayatımda bugüne kadar böyle böyle kız olsaydı evlenirdim' dedim. Bu lafı söyledikten 28 gün sonra evlendik zaten. Aşık olduk birbirimize, bunun ötesi palavra.’’

Kronik bekarlar, evlilik düşmanları Alinur’u dikkatle dinlemeli.

‘‘Sarah'ta beni ilk etkileyen fiziği oldu. Konuştukça her gün onun bir değişik yanını keşfediyorum. Çok mantıklı, çok doğru düşünen, zeki, akıllı bir kız. İki cambaz bir ipte oynuyor gibi değiliz. Şu anda iki cambaz ipin iki ucundan tutmuşlar ortada başkaları oynuyor hale geldik. Yener ağabey, sana da hep söylemişimdir, evleneceğim insanın sonsuz bir maden olmasını isterdim. Sarah bitmeyen, sonsuz bir maden. Kazıyorum kazıyorum, her gün yeni bir şey çıkıyor. Tanıdıkça içine düşüyorum. Meğer benim yıllardır aradığım kadın, alınyazım Sarah'mış.’’

Bizim Alinur sözünü hiç esirgemez. Sarah'a da aynen öyle davranmış.

‘‘Ertesi üç gün Los Angeles'te yemeğe çıktık. Sonra New York'a birlikte geldik. İlk günlerde ne iş yaptığımı, nerelerde yaşadığımı, neyim var neyim yok, ben kimim bunları hiç konuşmadım. Bunu özellikle yaptım, beni kendisi tanısın, keşfetsin diye. Hiç yalan yok, eğri büğrü yok. Tanıştığımızın ilk üç gününde evliliğe ne kadar karşı olduğumu anlattım. İnsanların ancak birbirlerine çok severlerse çocuk yapmalarını, çocuk yapmak için evlenilmeyeceğini söyledim. Üç gün boyunca konuşmalarımda onun güzelliği, gözü, saçı hakkında ağzımdan tek kelime çıkmadı. Elini ilk kez bir hafta sonra New York'a geldiğinde havaalanında tuttum ve aşkımı ilan ettim.’’