A.A
Oluşturulma Tarihi: Aralık 14, 2006 22:21
DİSK genel başkanlarından Kemal Türkler'i yaklaşık 26 yıl önce öldüren kişilerden biri olduğu öne sürülen Ünal Osmanağaoğlu'nun yargılandığı davada, müdahil avukatın mahkeme heyetinin davadan çekilmesi yönündeki talebi reddedildi.
Bakırköy 2. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, başka suçtan hükümlü sanık Ünal Osmanağaoğlu katıldı.
Duruşmada, Kemal Türkler'in eşi Sabahat Türkler, kızı Yasemin Akpınar müdahil sıfatıyla hazır bulundu.
Türkler'in torunu avukat
Burç Akpınar da annesi ve teyzesi Nilgün Soydan'ın avukatı olarak duruşmaya katıldı.
Duruşmada söz alan müdahil avukatı Rasim Öz, daha önce davanın “görevsizlik kararı” ile özel yetkili ağır ceza mahkemesine gönderilmesini talep ettiklerini hatırlattı.
Bu talebin mahkemece reddedildiğini belirten Öz, mahkemenin kararıyla CMK'nın 250. maddesinin buyurucu hükmüne aykırı hareket ettiğini öne sürerek, eski karardan vazgeçilmesini istedi.
Mahkeme heyeti, Öz'ün talebini daha önce bu konuda karar alındığı gerekçesiyle reddetti. Bunun üzerine tekrar söz alan avukat Öz, “Buyurucu hükme uymak göreviniz. Bunu yapmayarak tarafsızlığınızı yitirdiniz. Çeyrek yüzyıllık bir davanın selameti için sizi çekilmeye davet ediyorum” dedi.
Verilen aradan sonra mahkeme heyeti, avukat Rasim Öz'ün çekilme talebinin CMK'nın 22. maddesinde belirtilen durumların hiçbirine uymadığını bildirdi. Bu talebin aynı zamanda heyetin reddedilmesi anlamına geldiğini belirten mahkeme heyeti, talebin yargılamayı uzatmaya yönelik olduğunu bildirdi.
Mahkeme heyeti, Öz'ün talebinin CMK'nın 30 ve 31. maddeleri uyarınca geri çevrilmesine hükmetti.
Dava dosyasının, varsa soruşturmanın genişletilmesi yönündeki taleplerini bildirmesi, yoksa mütalaasını hazırlaması için Cumhuriyet Savcısı'na verilmesini kararlaştıran mahkeme heyeti, duruşmayı erteledi.
DAVANIN GEÇMİŞİ
Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, DİSK genel başkanlarından Kemal Türkler'in, 22 Temmuz 1980 tarihinde evinin önünde otomobiline binmek üzereyken Ünal Osmanağaoğlu ile arkadaşları Aydın Eryılmaz, Abdülsamet Karakuş ve İsmet Koçak tarafından öldürüldüğü, koruma polisi Ali Bilsev'in de yaralandığı belirtiliyor.
İddianamede, bu olaya ilişkin, Osmanağaoğlu'nun suç ortakları hakkında Ankara Sıkıyönetim Komutanlığı Askeri Mahkemesinde kamu davası açıldığı, İstanbul ilinde sıkıyönetimin kalkması nedeniyle sanık hakkındaki dosyanın ayrılarak, genel hükümler uyarınca suç yeri sorumluluk alanı olarak Bakırköy Ağır Ceza Mahkemesine gönderildiği kaydediliyor.
“Suçun, DGM'nin kuruluşu hakkındaki kanunun geçici 1. maddesi gereğince, kanunun yürürlüğe girdiği 1 Mayıs 1984'ten önce işlenmesi nedeniyle Osmanağaoğlu'nun DGM'de yargılanmasının mümkün olmadığı” vurgulanan iddianamede, sanığın, TCK'nın 149/2. maddesi uyarınca “ahaliyi ayaklandırarak birbirini öldürmeye sebebiyet vermek” suçundan cezalandırılması talep ediliyor.
Bakırköy 2. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen davanın 14 Nisan 2003 tarihli duruşmasında, sanık Osmanağaoğlu'nun beraatına karar verilmişti.
Yargıtay 9. Ceza Dairesi'nin ilamında ise Abdülsamet Karakuş, Aydın Eryılmaz, Celal Adan, İsmet Koçak ve İsmail Aydın Esi'ye ait dava dosyalarının akıbeti ve kesinleşip kesinleşmediği konusu dosya kapsamı ile anlaşılamadığı gerekçesiyle bu hususun yeniden araştırılıp denetime olanak verecek şekilde gerekli bilgi ve belgeler getirtilip dosya içine konulduktan sonra sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerektiği belirtilerek, eksik soruşturma gerekçesiyle karar bozulmuştu.