Güncelleme Tarihi:
EN DERİN DARBE
“Düşünce açıkladı diye bir akademisyen tutuklanıp hapse mi atılır. Hangi yargı, hangi evrensel hukuk bunu öngörüyor. Bu olay bizatihi Türkiye’de demokrasiye vurulan en derin darbelerden birisidir. Bu, 12 Eylül darbe dönemlerinde yaşadığımız sürecin tekrar yaşanması anlamına geliyor. O dönem DGM’ler (Devlet Güvenlik Mahkemeleri) vardı, istediği kişiyi tutuklatıyorlardı. Yine siyasi iktidarın sopası, istediği kişiyi tutukluyor, hapse atıyor. Hitler faşizminden kaçan öğretim üyeleri, bilim insanlarını kucaklayan Türkiye’den kendi üniversitesinde ders veren öğretim üyesini hapse atan Türkiye. İleriye giden değil, geriye giden bir Türkiye. Böyle bir demokrasi, asla demokrasi kitaplarında yer alamaz. Bunun adı bildiğimiz otoriter rejimdir. Demokrasi bugün Türkiye’de kan kaybediyorsa en temel sorumlularından birisi havuz medyasıdır. Yanlışları eleştirmeyenler, demokrasiye en büyük zararı verenlerdir. Aydın geçiniyor bunlar. Batsın sizin aydınlığınız. Adınız havuz medyasına çıkmış, bu ayıp bile size yeter.
ELLERİNE SİLAH MI ALDILAR
Oy alıp ülkeyi yönetmek yerine PKK’ya yardım ve yataklık yapan bunlardır. 2014 yılında güvenlik güçleri diyorlar ki ‘Mücadele etmemiz lazım’, 290 yazı yazıyorlar. 282’sine ‘Hayır dokunmayın’ diyorlar. Kim diyor? AKP’nin Başbakanı ve bakanları diyor. Bu yardım ve yataklık değil midir? Bunlar hakkında soruşturma açacağınıza öğretim üyelerinden ne istiyorsunuz? Onlar ellerine silah alıp dağa mı çıktılar?
Yiğit Bulut, ‘Öcalan Türkiye’nin önünü açıyor’ diyor. Mehmet Metiner, ‘Öcalan Türkiye’nin demokrasisine katkı sağlıyor’ diyor. Kazara bir CHP’li dese yer yerinden oynardı. Beşir Atalay, 7 Haziran 2014, ‘Öcalan’ın düşünceleri bizim de düşüncelerimiz.’ İçişleri Bakanı Efkan Ala, 7 Haziran 2014 ‘PKK ile AKP doğrudan görüşüyor.’ Daha ne desin? Yardım ve yataklıktan delil mi arıyorsunuz? Yalçın Akdoğan, 8 Haziran 2014, ‘Öcalan’ın olayları okuma kabiliyeti ve tecrübesi var’ diyor.”