Güncelleme Tarihi:
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, 1 Kasım’daki seçimler öncesi çıktığı Avrupa turunun önemli ayaklarından biri olan Brüksel’de Avrupa Birliği yetkilileriyle temaslarda bulundu. Temasların ana konusunu mülteci sorunu, medya özgürlüğü ve seçimler oluşturdu. Kılıçdaroğlu’nun Avrupa ülkelerinde şu ana kadar yaptığı her temasta özelde Hürriyet’e yapılan saldırı genelde basın özgürlüğü görüşmelerin ana gündem maddeleri arasında yer aldı. Özellikle Avrupa Parlamentosu Başkanı Martin Schulz, AP Türkiye Raportörü Kati Piri ve AP Yeşiller Grubu Başkanı Rebecca Harms bu konu üzerinde ısrarla durdu ve endişelerini dile getirdi.
Bu konudaki en dikkat çekici çıkışlardan biri Piri’den geldi. Hürriyet’e yapılan saldırılara dikkat çeken Piri, “Türkiye’de basın özgürlüğü hiçbir zaman çok iyi durumda olmadı ama şu an gördüğümüz düzey görülebilecek en alt düzey. Basın özgürlüğü alanındaki durum inanılmaz düzeyde endişe verici” ifadelerini kullandı.
AB STANDARTLARINDA OLMALI
Kılıçdaroğlu da görüştüğü isimlerin Türkiye’deki bazı gelişmelerden ciddi endişe duyduklarını kendilerine ifade ettiğini belirterek, “Medya üzerindeki baskıların giderek arttığını ve bunun Türkiye gibi demokratik standartlarını yükseltmek isteyen bir ülke açısından doğru olmadığını, tam tersine medya özgürlük alanının genişletilmesi gerektiğini, AB standartlarına çıkarılması gerektiğini ifade ettiler” dedi. Kılıçdaroğlu, aynı kaygıları paylaştıklarını aktardığını belirterek, “Türkiye’de medyanın daha özgür bir ortamda yazması gerektiğini, gazeteciler ve gazete patronları üzerindeki baskıların sonlandırılması gerektiğini dile getirdik. Bunun AB’ye üyelik sürecinde olan bir Türkiye’ye daha çok yakışacağının altını özenle çizdik” diye konuştu.
İLERLEME RAPORUNU ELEŞTİRDİ
Kılıçdaroğlu, Avrupa İlerici Çalışmalar Vakfı’nda (FEPS) yaptığı konuşmada da Hürriyet’e yapılan saldırı üzerinde durarak, “İktidar kanadından bir milletvekilinin öncülüğünde bir gazetenin basılması, camının çerçevesinin kırılması, gazetecilerin ölümle tehdit edilmesi bizim kabul edeceğimiz kaldıracağımız bir şey değildir. Bizim birinci sınıf demokrasiye ihtiyacımız varsa insanların düşüncelerini özgürce ifade edebildikleri bir yapıya da ihtiyacımız var. Gazeteciler özgürce yazabilsinler” dedi. Kılıçdaroğlu, “Hükümeti eleştirdi diye gazeteciler üzerinde baskı kurmak başlı başına bir felaket” ifadelerini kullanarak kamu kuruluşlarının hükümeti eleştiren gazetelere ilan vermemesiyle mali baskı oluşturulmasının, eleştiren gazetecilere baskı kurularak otosansüre zorlanmasının, gazete patronlarının düşünülenden çok daha ağır baskı altında olmasının AB İlerleme Raporu’nda ‘birer cümleyle geçiştirilmesini’ eleştirdi.
AVRUPA BİRLİĞİ’NE SİTEM
Kılıçdaroğlu, Brüksel’deki temasları sonrası basın toplantısı düzenledi. AKP iktidara geldiğinde demokrasi ve özgürlük vaadinde bulunduğuna ama beklentilerin karşılanmadığının görüldüğüne dikkat çeken Kılıçdaroğlu, ilk kırılmanın Anayasa referandumu olduğunu ve o dönemde AB’den arka arkaya destek mesajları geldiğini hatırlatarak, “Bu karamsar tablo bizi çok üzüyor ve eminim sizleri de üzüyordur. Türkiye’nin dış politikanın farklı sürece kayması, özellikle Suriye politikası, yine Batı’nın sessizliğiyle gelişti ve yanlış bir politikanın maliyeti Türkiye’ye 2 milyon 375 bin mülteci gelmesiyle devam ediyor” dedi. Özgürlükler ve insan hakları ihlalleri konusunda Türkiye’nin ciddi sorunları olduğunu vurgulayan Kılıçdaroğlu, “Türkiye AB’ye girmezse emin olun kaybeden Türkiye olmaz kaybeden AB olur. AB’nin tam üyesi, uygar, demokratik, özgürlükçü dünyanın bir parçası olmak istiyoruz. Birlik bize zorla, ‘Siz gidin Ortadoğu ülkesi olun’ diyor. Böyle bakmasa bile Türkiye’deki algı böyle. Kaybeden kim? AB.”