Güncelleme Tarihi:
DerviÅŸ, bugün baÅŸlayan 8. Türk-Alman Ä°ÅŸbirliÄŸi Konseyi Toplantısı nedeniyle, DışiÅŸleri Bakanlığı MüsteÅŸarı UÄŸur Ziyal tarafından Conrad Otel`de verilen akÅŸam yemeÄŸine katıldı. Â
Burada yaptığı konuÅŸmada, gerçekleÅŸtirilen yapısal reformlarla, geleceÄŸe dönük projeksiyonlarda bulunan DerviÅŸ, konukların sorularını yanıtladı. Â
DerviÅŸ, Almanca olarak yaptığı konuÅŸmasında, IMF yönetiminin Washington`da TSÄ° 03.30`da yapacağı toplantıya deÄŸindi. Toplantının ardından 1-2 saat içinde detaylı bilgilerin alınacağını belirten DerviÅŸ, şöyle dedi: Â
DerviÅŸ : 'Önümüzdeki hafta finans piyasaları Arjantin ile Türkiye'nin birbirinden çok farklı olduÄŸunu görecektir. Döviz kuru durmuÅŸtur ve devalüasyon korkusu ortadan kalkmıştır. Önümüzdeki 10 gün içinde yabancı yatırımcıların çoÄŸu geri gelecek Â
   Â
Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı Kemal DerviÅŸ, son haftalarda faiz oranlarında önemli düşüşler kaydedilmeye baÅŸlandığına dikkat çekerek, ``Önümüzdeki hafta finans piyasaları, Arjantin ile Türkiye`nin birbirinden çok farklı olduÄŸunu gösterecektir`` dedi. Â
8. Türk-Alman Ä°ÅŸbirliÄŸi Konseyi Toplantısı çerçevesinde, DışiÅŸleriBakanlığı MüsteÅŸarı Büyükelçi UÄŸur Ziyal tarafından Conrad Otel`de verilen akÅŸam yemeÄŸine katılan DerviÅŸ, burada yaptığı konuÅŸmada, son haftalarda döviz kurunda durma gözlendiÄŸini ve devalüasyon korkusunun yavaÅŸ yavaÅŸ ortadan kalktığını söyledi. Â
DerviÅŸ, ÅŸunları söyledi: Â
 ``Biz ÅŸuna inanıyoruz, artık önümüzdeki hafta finans piyasaları Arjantin ile Türkiye`nin birbirinden çok farklı olduÄŸunu gösterecektirve zaten son haftalarda faiz oranları önemli düşüş göstermeye baÅŸladı.Türkiye yeni çıpa politikasıyla ve yeni uzun vadeli kredilerle kademe kademe borçtan kurtulacaktır.`` Â
Türkiye`nin yeni para deÄŸeriyle artık rekabete daha açık olduÄŸunu ve bunun büyük bir avantaj saÄŸladığını kaydeden DerviÅŸ, ``Zor oldu, kolay olmadı. Bankalar ve iÅŸletmeler çok sıkıntı çekti, sıkıntılar devam ediyor. Ama son haftalarda görülüyor ki, artık bir yerde döviz kuru durmuÅŸtur ve burada devalüasyon korkusu yavaÅŸ yavaÅŸ ortadan kalkmıştır`` diye konuÅŸtu. Â
2002 yılına güçlü bir bütçe, rebakete açık bir döviz deÄŸeri ve yeni uluslararası destekle, ümitle girilebileceÄŸini anlatan DerviÅŸ, ``Ben ÅŸuna inanıyorum ki Türkiye, 2001`i unutmak isteyecek. Muhakkak 2002 daha iyi bir yıl olacaktır`` dedi.   Â
    Â
2002 YILININ 3 ÖNEMLİ GÖREVİ
    Â
2002 yılında 3 önemli görevleri bulunduÄŸunu ifade eden DerviÅŸ, birincisinin bankacılık sisteminde uygulanan reformun tamanlanması olduÄŸunu söyledi.  `Daha bitirmedik bu iÅŸi` diyen Bakan DerviÅŸ, bu ÅŸekilde daha güçlü bir bankacılık sistemine ulaşılacağını kaydetti. Â
Yeni sistemde çok sayıda banka olmayacağını, piyasada 15-20 güçlü bankanın varolacağına, bunların da Avrupa ve ABD`den sermaye desteÄŸinin bulunacağını belirten DerviÅŸ, bu alanda yapılması planlananyatırımlar konusunda ÅŸunları söyledi: Â
`Biz bu yatırımları Ağustos`un sonu Eylül ayının başında kabul etmek üzereydik. Ama maalesef 11 Eylül faciası oldu ve herkes biraz geriledi. Yalnız haber aldım, önümüzdeki 10 gün içinde bu yabancı yatırımcıların çoğu geri gelmek istiyorlar ve Temmuz-Ağustos`taki planlarını gerçekleştirmek isteyecekler.`
Ä°kinci önemli görevlerinin ise tüm iÅŸ dünyasının iklimiyle ilgili olduÄŸunu dile getiren DerviÅŸ, yatırımcılar için büyük zorluklar olmadığını, sıkıntıların bakanlıklar arasındaki koordinasyon eksikliÄŸinden doÄŸduÄŸunu söyledi. Â
DerviÅŸ, ``Çok fazla dağıtılmış, bölünmüş sorumluluklar var. 15-20-25 farklı imzaya ihtiyaç var, bir ÅŸeyi yapmak için. Uzun senelerden beri bunu söylüyoruz ama... Bu konu üzerinde yoÄŸunlaÅŸacağız. Yatırım için, Alman yatırımcıları için olan iklim, çokdaha iyi ve çok daha açık seçik olacak. Türkiye gibi bir ülkeye senede10-12 milyar mark yatırım gelmesi, 2-3 milyar mark yerine 12-13 milyarmark yatırım olması gerekirdi`` ÅŸeklinde konuÅŸtu. Â
`DEVLETÄ° BAÅžTAN AÅžAÄžI ORGANÄ°ZEÂ Â ETMEMÄ°Z LAZIM`Â Â
        Â
Üçüncü görevlerinin ise devlet bütçesi alanında deÄŸil, tüm devlet memurları, onların maaÅŸları ve bütün devlet organizasyonu alanında olacağını belirten DerviÅŸ, şöyle konuÅŸtu: Â
``Devleti baÅŸtan aÅŸağı organize etmemiz lazım ve artık bekleyemeyiz gibime geliyor. Türk özel sektörü devletin 10-15 yıl önünde gidiyor ve devletin onlara yetiÅŸmesi lazım. Tabii bunları söylemek kolay ama yapmak kolay deÄŸil. Ama herhalde Türkiye, yardımcı olacak ve bu zor kararları almamız gerekiyor. Â
Bütün ülke reformun artık yapılmasını istiyor. Belki bazı gruplar için memnuniyet verici deÄŸil. Onlar için zor olabilir, ama inanıyorum ki, bütün ülkede bir reform arzusu var.``Â
Devlet Bakanı Kemal Derviş 'Bugün güzel bir gün hepimiz büyük bir sevinçle bugünü bekledik.
       Â
Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı Kemal DerviÅŸ, IMF`nin Türkiye`nin daha fazla desteklenmesini görüşmek üzere toplanacağını hatırlatarak, ``Bugün güzel bir gün. Hepimiz büyük bir sevinçle bugünü bekledik`` diye konuÅŸtu. Â
`Bugün güzel bir gün. Hepimiz büyük bir sevinçle bugünü bekledik.IMF Yönetim Kurulu TSÄ° 03.30`da toplanarak, Türkiye`nin daha fazla desteklenmesini prensip olarak görüşecek. Piyasalar da bunu bekliyordu.`  DerviÅŸ, toplantının sonuçlarının elde edilmesinin ardından, son günlerde uyuduÄŸundan çok daha rahat uyuyacağını kaydetti. Â
2001 yılında hayatın çok zor olduÄŸunu ve bu dönemde iki alanda önemli çalışmalar yapıldığını hatırlatan DerviÅŸ, yapısal reformların da bu çerçevede önem taşıdığını anlattı. Â
Türkiye`nin yaÅŸanan ekonomik krizi fırsata dönüştürmek istediÄŸini ve bunu denediÄŸini ifade eden DerviÅŸ, insanların özel yaÅŸamlarında da bu giriÅŸimlere örnek olabilecek geliÅŸmelerin yaÅŸandığını kaydetti. Â
DerviÅŸ, 6 aydan bu yana uygulanan yeni programın, yapısal deÄŸiÅŸim programı olduÄŸunu vurguladı ve ``Sadece stabilizasyon programı yapsak ve bu arada yapısal yapıya el atmasak çok yazık olurdu`` dedi. DerviÅŸ,pek çok tartışma ve fikir ayrılıklarına karşın, TBMM`nin Nisan 2001`den bu yana, 17 adet çok önemli yapısal deÄŸiÅŸiklik yasası onayladığını söyledi. Â
Bunlardan birinin Merkez Bankası`nın bağımsızlığına iliÅŸkin olduÄŸunu belirten DerviÅŸ, ``Bu çok önemli bir yasadır ve uzun vadeli enflasyonla mücadele edecekseniz, çok daha büyük önem taşır`` diye konuÅŸtu. Â
    Â
`SÄ°YASETÄ°N KALÄ°TESÄ°`Â Â
    Â
Türkiye`nin özel sektör olarak artık rekabet içindeki bir ticaretin üstesinden çok daha rahat gelebilecek durumda olduğunu kaydeden Derviş, bankacılık sisteminde yapılan değişikliklere de değindi.
 Â
Derviş, şunları söyledi: ``Bütün hükümetler, devlet bankalarını maalesef ikinci bir bütçe olarak kullandılar. Bütçenin içinde yapamadıklarını gayri resmi olarakkamu bankalarıyla yaptılar ve böylelikle diyelim, tarımı desteklediler. Bu kötü bir şey değil, ama kamu bankaları böyle bir sistemde, hemen hemen 40 milyar dolar kadar zarar yaşadılar. Haziran`da geçen yasadan sonra, kamu bankaları bir reform yaşamaktadırlar.
Son 10 yılın reformudur bu. Artık bu bankalar 6 ay içinde kar eder duruma gelmiÅŸler. Bu kolay olmadı. Pek çok kredi geri alındı. Ama baÅŸka türlü olamazdı zaten, böyle olması lazım. Kamu bankaları ÅŸimdi artık devletten bağımsız olarak, kendileri ekonomiye daha iyi yardımcı olabileceklerdir. Bu çok önemli Türkiye için ve Türkiye`de siyasetin kalitesi de böylelikle deÄŸiÅŸecektir artık.``Â
Türk Bankalarının elinde olmayan bir bankacılık sistemi istemiyoruz. Dışardan sermaye istemiyoruz fakat ulusal bankacılık sistemimizin güçlü olmasını istiyoruz...Türk ekonomisi Türk futbolcuları kadar başarılı olacaktır
Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı Kemal DerviÅŸ, ``Türk bankalarının elinde olmayan bir bankacılık sistemi istemiyoruz. Dışarıdan sermaye istiyoruz, fakat ulusal banka sistemimizin de güçlü olmasını istiyoruz`` diye konuÅŸtu. Â
DışiÅŸleri Bakanlığı MüsteÅŸarı Büyükelçi UÄŸur Ziyal tarafından Conrad Otel`de verilen yemeÄŸe katılan DerviÅŸ, soruları da yanıtladı. Â
Özel Emeklilik Yasası`na iliÅŸkin bir soru üzerine DerviÅŸ, emeklilik fonlarının sermaye için önem taşıyan bir kaynak olduÄŸunu ve fon yatırımlarını çekici kılmak gerektiÄŸini söyledi.    Â
Kemal DerviÅŸ`in bankacılık sektöründe rakamsal olarak daha az ve daha güçlü bankalar olacağına iliÅŸkin sözlerini hatırlatan bir konuk da, ``Akbank iÅŸtirak aramakta, bazı bankalar dış bankalar tarafından satın alınmakta. Acaba bir tehlike söz konusu deÄŸil midir? O tehlike de uluslararası çıkarların artık ön plana çıkıp ulusal çıkarları bastırabilmesi mi?`` diye sordu. Â
Bankacılık sistemini güçlendirmek istediklerini, ancak hiçbir ÅŸekilde tamamen uluslarası nitelikte bir sistemi istemediklerini vurgulayan DerviÅŸ, ÅŸunları söyledi:    Â
``Türk Bankacılık Yasası`nda şimdiye kadar dış sermayeye sahip değildik. Daha fazla dış sermaye ve bankacılık sistemini güçlendirmek isteriz, fakat hiçbir şekilde tamamen uluslararası olan bir banka sistemi istemiyoruz. Türk bankalarının elinde olmayan bir bankacılık sistemi istemiyoruz.
Dışarıdan sermaye istiyoruz, fakat ulusal banka sistemimizin de güçlü olmasını istiyoruz. Birçok banka birleÅŸmekte ve daha güçlü bankalar oluÅŸturmaktadır. Biz devlet sayesinde bir zorlama gerçekleÅŸtirmek istemiyoruz, ama banka sisteminin kendi kendine güçlenmesini ve daha güçlü Türk bankalarına sahip olmayı arzu ediyoruz, yabancı partnerlerle birlikte.... Amaç, uluslararası bankacılık sistemine dayanan bir banka sistemine sahip olmak deÄŸildir.`` Â
Bu konuda çok büyük ilerlemeler gördüklerini ve son aylarda özel bankacılık sisteminin krize karşın güçlendiÄŸini söyleyen DerviÅŸ, ``Bizim bütün stratejimiz ÅŸudur; gönüllü ve piyasaya yakın olan önlemler istiyoruz, piyasa dostu önlemler istiyoruz. Hiçbir ÅŸeyi zorlamak istemiyoruz. Vergi önlemleriyle bütün bunları teÅŸvik etmek istiyoruz, ama hiçbir ÅŸekilde bir zorlama taraftarı deÄŸiliz`` diye konuÅŸtu. Â
DerviÅŸ, yapılacak çalışmalarla 2003 yılında vergi sisteminde enflasyondan arındırılmış bir konuma gitmek istediklerini, enflasyon muhasebesinin bugün de Türk vergi sisteminde varolduÄŸunu, ancak bu yapıyı daha sistematik bir hale getirme arzusunda olduklarını söyledi.Â
    Â
TÃœRK FUTBOLCULARI
Bakırköy eski Belediye BaÅŸkanı Naci EkÅŸi, ``Åžeyh Edebali`nin bir sözü var. `O, 3 insana çok acırım. Bunlardan en önemlisi de cahiller arasında kalmış alim insan.` Ben sizi cahiler arasında kalmış alim insan olarak nitelendirmek istiyorum. Benim sizden ricam, yılmayın. Yılarsanız, benim gibi binlerce kiÅŸinin gözünden düşebilirsiniz`` ÅŸeklindeki sözleri üzerine de DerviÅŸ, şöyle konuÅŸtu:Â
``Dünya Bankası`nda çalıştığım zaman çok mutlu olduÄŸum bir olay vardı: Türkiye`den çok parlak hanım ve beylerin staj için gelmesi beni çok mutlu ediyordu. Bütün zorluklara raÄŸmen, Türk gençliÄŸi dinamik ve eÄŸitimlidir. Sivil toplum çok geliÅŸmiÅŸtir, bir çok alanda önemli baÅŸarılar elde edilmiÅŸtir. Bugün Avusturya-Türkiye iÅŸbirliÄŸi toplantısı yapamıyoruz. Fakat gerçekten de ÅŸuna inanıyorum ki, önümüzdeki yıllarda Türk ekonomisi Türk futbolcuları kadar baÅŸarılı olacaktır.`` Â
    Â
Ä°STANBUL YAKLAÅžIMI
    Â
KonuÅŸmasının ardından gazetecilerin de sorularını yanıtlayan DerviÅŸ, Ä°stanbul Yaklaşımı`yla ilgili çalışmaların sorulması üzerine, çalışmaların son safhasına gelindiÄŸini anlattı. Â
DerviÅŸ, şöyle konuÅŸtu: Â
``Sanıyorum önümüzdeki 10-15 gün içinde TBMM`ye sevkedilebilecek. Ondan sonra da bu yaklaşım, adını bir türlü koyamadık ama Türkiye`dekireel sektörün ve bankaların daha saÄŸlıklı ve birbirlerini daha destekler bir biçimde çalışmasını saÄŸlayacak. Amacımız önümüzdeki yıllarda krizi yavaÅŸ yavaÅŸ atlatmaya baÅŸlayan finans sektörünün daha da güçlenmesi. Türk bankacılık sisteminin güçlü bir ÅŸekilde varolmasını ve reel sektöre daha etkili, daha uzun vadeli kredi vermesini saÄŸlamak üzere, bu yaklaşımın ve bu yasal düzenlemenin bu konuda yardımcı olmasını umut ediyoruz.`` Â
Bu konudaki düzenlemeleri yardımcı bir unsur olarak niteleyen Bakan DerviÅŸ, asıl önem taşıyan konunun büyüme ortamının yeniden saÄŸlanması ve bu ortamda finans ve reel sektörün asli görevlerine dönmelerini saÄŸlamak olduÄŸunu kaydetti. Â
DerviÅŸ, Ä°stanbul Yaklaşımı`na nasıl kaynak yaratılacağına iliÅŸkin bir soru üzerine de ÅŸunları söyledi:  ``Ä°stanbul Yaklaşımı özünde kamunun özel sektöre veya özel bankalara kaynak aktarması yok. Özünde bir koordinasyon, eÅŸgüdüm, birbirine yardım etme ve herkesin kazanabilmesini saÄŸlayan bir yaklaşım var.``Â