Oluşturulma Tarihi: Nisan 07, 2004 00:00
ORMAN arazisinde kaçak villa yaptıran adam, komşusu bir karış toprak isteseydi vermezdi. Gerekirse cinayet işler, yine vermezdi. O toprak onundu! Ama biz KKTC’yi kelepir veriyoruz. AB baskısıyla verip kurtuluyoruz!Başbakan dün Meclis’te grup konuşmasında ‘Kıbrıs’ı satışa getirmeyelim’ diyen milyonlarca yurtseverin tutumunu bakınız nasıl tanımlıyor: ‘Kaba, iyi niyetten yoksun, basiretsiz bir yaklaşım.’Ayıptır yahu! Sonra devam ediyor: ‘Marjinal kesimlerin kuru gürültüsüne pabuç bırakacak değiliz.’Helal olsun! Biz bunların gözünde ‘marjinal kesim’ olmuşuz! Kuru gürültü çıkarıyormuşuz! Sevgili okuyucularım, çok dikkat ediniz! ‘Kıbrıs konusunda büyük başarı elde ettik’ diyemeyenler, kurduğumuz devleti yok ediyorlar, Rum tarafına bir sürü ödün veriyorlar ve buna karşı çıkanları ‘marjinal kesim’ olarak tanımlıyorlar. Bunu bildikleri için ‘elbette büyük riskler var, her şeyi elde etmek mümkün değildi’ edebiyatına başvuruyorlar. Dün Meclis’te Kıbrıs konuşulacak, Denktaş çağrılmıyor. Hükümet adına Dışişleri Bakanı tek taraflı konuşuyor, sonra grup sözcüleri kısa birer konuşma yapıyor. Hepsi bu kadar! Ulusal bir konu böylesine ucuz, kolay, basit! * * *Önceki gün MGK toplanıyor. Annan Planı’nın risklerine dikkat çekiliyor ve bildiride şöyle deniliyor: ‘Takdir ve sorumluluk hükümetindir.’Bu ne demek? Ne anlama geliyor? MGK, artık eski MGK değil. Orada askerlerin sözü geçmiyor. Çoğunluk hükümette. Bu sözleri o bildiriye askerler mi ısrar edip koydurdu, yoksa hükümet onlara ‘Siz bizim işimize fazla karışmayın, böyle bir cümle koyarız olur biter’ mi dedi? Kıbrıs konusunda her şey kapalı kutu. Pandorra’nın kutusu satıştan sonra açılacak, başımıza neler geldiğini o zaman anlayacağız ama iş işten geçmiş olacak.Gerçekten merak ediyorum, askerler şu olanlar konusunda ne düşünüyor? Annan Planı için ‘çok iyi oldu’ mu diyorlar, yoksa sessiz kalmayı mı yeğliyorlar? KKTC’nin, kurduğumuz devletin elimizden uçup gitmesine ve bu alanda ulusal güvenliğimize hangi gözle bakıyorlar? Umutları var mı? * * *KKTC Başbakanı Bay Talat konuşuyor: ‘Referandumda hayır oyu çıkarsa FELAKET olur!’Vay vay vay! Bu millet ne badireler atlatmış ‘felaket’ olmamış da, şimdi olacak haa! Beyefendi tarih bilmiyor, hiçbir şey bilmiyor. Buna karşın Çalışma Bakanı Murat Başesgioğlu önceki gün Bakanlar Kurulu toplantısında kendi hükümetini uyarıyor: ‘Kıbrıs’ı verirsek güç kaybederiz. Kıbrıs bu işin başlangıcı. Onu Ege, Ermeni iddiaları ve Güneydoğu izleyecek...’Ve ANKA Ajansı’nın haberine göre bir Amerikalı yetkili konuşuyor: ‘Rum tarafı hayır dese bile, bizim KKTC’yi tanıma durumumuz yok.’Güvendiğimiz dağlara kar yağdırıyor! Sevgili okuyucularım, rezaleti, uyutmacayı, yalan dolanı, yangından mal kaçırır gibi devlet yok etmeyi işte görüyorsunuz. Yurtseverler, yabancılara teslim bayrağı çekmeyenler, yalakalık yapmayanlar ‘marjinal kesim’ olduk! Başbakan, ülke çıkarlarını savunanları böyle tanımlıyor. O çok şey bilir! Birileri boşuna yırtınmıyor ‘Nobel Barış Ödülü Tayyip Bey’e verilmeli’ diye! Nobel gelecek, Kıbrıs elden gitmiş olacak.ÇİÇEK’İN AÇIKLAMASICHP milletvekili İsmail Değerli Adalet Bakanı tarafından yanıtlanması istemiyle bir önerge vermiş, İ. Melih Gökçek’in 1994 yılından bu yana Ankara adliyesinde kimler hakkında kaç tazminat davası açtığını, bunlardan kaç para kazandığını sormuştu. Açtığı dava sayısı bin, kazandığı para l trilyon lira dolaylarında idi. Adalet Bakanı Çiçek imzasıyla verilen yazılı yanıt ise çok eksikti. Bunu sormuştum. Dün Çiçek aradı ve şöyle dedi: ‘İçtüzük uyarınca önergelere 15 gün içinde yanıt vermek zorundayız. Biz bu bilgileri Ankara adliyesinden aldık. Onlar da şu anda mahkemelerin müzekkere defterlerinde kayıtlı olan davaları göndermişler. İleride bitmiş davalarla ilgili başka bilgiler gelirse onları da ekleriz.’Bu sorulara Melih özellikle yanıt veremiyor... Çünkü davalarından servet kazandı. Nasıl kazandı! Adalet Bakanı dökümün 1994’ten bu yana çıkarılması için emir verirse hem önergeye eksiksiz yanıt vermiş olur, hem de ortaya çıkacak muhteşem ve inanılmaz rakamlar herkese şapka çıkarttırır.
button