Nuran ÇAKMAKÇI
Oluşturulma Tarihi: Mart 17, 2006 00:00
Hayvanseverliğiyle tanınan Boğaziçi Üniversitesi yöneticileri arasında kedisever-köpeksever cepheleşmesi oluştu. Hayvansever yöneticiler sayesinde kampusta çoğalan kediler, köpeklerin saldırısına uğramaya başlayınca rektörlük, tasmasız köpek girişini yasakladı. Karar köpeksever akademisyenleri kızdırdı. Yönetimi "kedici" olmakla suçlayan akademisyenler, tepkilerini, hafta sonunda kampustaki sokak köpeklerini besleyerek gösteriyor.
Her şey bir yıl önce, Prof. Dr. Ayşe Soysal’ın "Kınalı" isimli kedisinin kampusta bir köpek tarafından öldürülmesiyle başladı. Prof. Soysal, o dönemde Fen Edebiyat Fakültesi’nin dekanıydı. Kınalı zaman zaman derslere bile girerdi. Prof. Soysal, geçen temmuzda rektörlüğe atanınca, katil köpek bulunana kadar kampusa tasmasız köpek girmesini yasakladı ve gerekçesini de şöyle açıkladı:
"Postmodern dünyanın kötülüklerine karşı mücadele vermekte zorlanan kediler, başkaları tarafından kampusa getirilen tasmasız köpeklere karşı mücadele edemiyor."
KEDİLER OBEZ OLDU
Yasağın katil köpek bulunana kadar süreceği bildirildi. Başta Rektör Prof. Dr. Ayşe Soysal, yardımcısı Prof. Dr. Gülen Aktaş ve İktisadi İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Eser Borak olmak üzere üniversite yönetimi kediseverlerden oluşuyordu. Bu atmosferden etkilenen pek çok öğretim üyesi ve idari personel kedi beslemeye başladı. Üniversitedeki kediler ilgi ve ihtimamdan şımardı, aşırı beslenmeden obezleşti, ağaca bile tırmanamaz oldu.
KÖPEKSEVERLER ALINDI
Köpeksever akademisyenler ise kedi sayısının artmasına ve şımartılmalarına alınır olmuştu. Kısıtlamaya rağmen üniversitenin 14 kapısından, duvar deliklerinden kampuse sızan sokak köpeklerini beslemeye başladılar. Sadece bu amaçla hafta sonu üniversiteye gelen bile vardı. Mart gelip de kediler doğurma, köpekler çiftleşme mevsimine girince ortalık karıştı. Şişmanlıktan ağaca bile tırmanamaz hale gelen kediler köpekler için kolay hedef haline geldi. Saldırıya uğrayan kedi sayısı arttı. Tabii Prof. Dr. Soysal’ın kapısındaki şikayet kutusuna atılan "İmdat, kedilerimiz elden gidiyor" şikayetleri de...
Prof. Dr. Ayşe SOYSAL (Boğaziçi Üniversitesi Rektörü)
Boğaziçi’nde her tür hayvana yer var
Köpek besleyenlere kötü baktığımız yolunda yanlış bir kanı var. Nedeni, yardımcım Prof. Dr. Gülen Aktaş’ın kedi besleyen bir personele, "Beslemeyelim de aç mı bırakalım" diye destek vermesi. Bu olaydan sonra kedisever olduğumuz kanısı doğdu. Ben köpek de severim, ama kedi besliyorum. Özel olarak ilgi gösterdiğim bir kedi yok. Hepsiyle ilgileniyorum. Boğaziçi kampusu eski İstanbul mahallelerine benzer. Çok kapılı, duvarlarında geçitler var. Kediler, köpekler giriyor, çıkıyor. Kampusta ayrıca karga, sincap ve şahinler özgürce yaşıyor. Kampusta giren çıkan hayvanı kontrol etmek mümkün değil. Sorumluluk biz insanlara düşüyor. Rahatsızlıkları engellemek için önlem alıyoruz. Hayvanların aşıları yapılıyor, beslenme ihtiyaçları gideriliyor. Hastalandıklarında, kazaya uğradıklarında harekete geçen bir sivil toplum örgütümüz var.
KÖPEKLERE AYRIMCILIK VAR AMA DÜŞMANCA TAVIR YOK
Üniversitedeki köpeksever akademisyenler, hayvanlar arasında ayrımcılık yapıldığı kanısında. Yabancı Diller Yüksekokulu Öğretim Görevlisi Işık Öner’in söylediğine göre, şimdilik tek tesellileri henüz köpeklere karşı düşmanca tavır takınılmamış olması:
"Geçmiş yönetimler hayvanlara karşı bu kadar toleranslı değildi. Rektörümüz ve yardımcısının kedi beslemesi çevreyi etkiledi, çok sayıda kişi hayvan beslemeye başladı. Özellikle idari personelden bazıları kedi sahibi oldu. Kedi besleyenlerle köpek besleyenler arasında bir ayrımın, ayrımcılığın olduğu doğru. Ancak düşmanca bir tavır yok. Köpeklerin de içgüdüsel olarak saldırmaları normal. Kampusta 25-30 köpek girip çıkıyor."
70’li yıllarda da ayı beslenmişti
1973’te Kimya Mühendisliği Fakültesi öğrencisi Can Aksoy (20) ve yatılı okuyan dört arkadaşı 1. Erkek Yurdu’nda bir yavru kurt, saksağan, köpek ve kedi besliyordu. Hayali bir öğrenci derneği adıyla Gülhane Hayvanat Bahçesi’ne başvurup 400 liraya bir de yavru ayı aldılar.
"Tombik" adı verilen yavru ayı, bir süre yurt müdürünün odasında beslendi. Ardından kampusta serbest dolaşmaya başladı. Boş yataklarda burnuna kadar pikeyi çekip sırt üstü yatıyor, derslere giriyordu. 19 Mayıs koşusuna bile katıldı. Çıktığı kapıyı, bahçede yıkandığı musluğu kapamayı öğrenmişti. Acıktığında kantine gidiyor, öğrencilerin ısmarladığı sütlacı yiyordu. Bir gün Amerika’dan gelen konuk rektör heyetini korkutunca misafirliği sona erdi. Rektör Abdullah Kuran’ın "Ya ayı, ya okul" uyarısı üzerine, kantin işletmecisinin Sarıyer’deki restoranına gönderildi. Ardından Gülhane Hayvanat Bahçesi’ne geri döndü. Yavru kurt ise kimliği belirsiz kişilerce zehirlendi. Hayali "Hayvanat Bahçesi Kolu"nun başkanı Can Aksoy ise kimya mühendisi olamadı; Stuttgart Üniversitesi’nden makine, ardından Boğaziçi Üniversitesi’nden elektronik mühendisliği diploması aldı.