KCK davasına tiyatrolu protesto

Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nın terör örgütü PKK’nın gizli sivil yapılanması KCK/TM yönelik soruşturması kapsamında düzenlenen 4 ayrı operasyonda gözaltına alınan ve aralarında BDP’li 12 belediye başkanının da bulunduğu 104’ü tutuklu, 19’u firari 152 sanığın yargılanmasına bugün Diyarbakır 6’ncı Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam edildi.

Geçen duruşmanın ardından BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın tutukluların bundan sonraki duruşmaya katılmayacağını açıklaması güne gergin başlanmasına neden oldu. Diyarbakır D Tipi Cezaevi’ndeki erkek tutuklular cezaevi araçları ile adliyeye getirilirken, E Tipi Cezaevi’ndeki 23 kadın tutuklu duruşmaya katılmayacağını bildirdi. Kadın tutuklular görevlilere direnmesi üzerine jandarma cezaevinde operasyon yapmak için hazırlığa başladı. Bu sırada yapılan görüşmelerde kadın tutuklular duruşmaya katılmaya ikna edierek salona getirildi.

Sanıklar, 19"uncusu yapılan duruşma için adliye binası içinde özel yapılan 500 kişilik salonda hakim karşısına çıktı. Duruşmaya, tutuklu 104 sanıktan 89 sanık katıldı. Tutuksuz sanıklardan ise duruşmaya katılan olmadı. Duruşmayı, BDP Grup Başkan Vekili ve Batman Milletvekili Ayla Akat Ata ile sanık yakınları izledi.

SANIKLARDAN SESSİZ PROTESTO

Duruşma saat 10.45’da tutuklu sanıkların yoklamasıyla başladı. Sanıklar daha önceki duruşmalarda Kürtçe ’Buradayım’ cevapları vermelerine rağmen, bu kez isimleri okunmasına rağmen sessiz kaldı.

Mahkeme Başkanı Menderes Yılmaz da "Cevap yok yani öyle mi?" diyerek, tutuklu sanıkların kimlik tespiti sırasında cevap vermediğini tutanaklara geçirdi.

Sanık avukatlarından Meral Danış Beştaş, sanıkların ’suskun kalma’ tavrına açıklık getireceğini söyledi. Beştaş, cezaevi idaresine duruşmalara katılmamak için dilekçe vermelerine rağmen zorla getirildikleri için müvekkillerinin sustuklarını belirterek, "Kürtçe konuşamadıkları için biz onların yerine sizlere bildiriyoruz" dedi.

"SAVCIYA SORUŞTURMADAN EL ÇEKTERİLDİ"

Reddi hakim talebini içeren dilekçeyi mahkemeye sunan sanık avukatlarından Cihan Aydın, soruşturma ve yargılama sırasında onlarca hukuksuzluk yapıldığını ileri sürdü. Savcının kapısında müvekkillerinin akıbetini öğrenmek için bekledikleri sırada, tutuklanan ve serbest bırakılanların isimlerini basından öğrendiklerini belirten Aydın şöyle dedi:

"Müvekkillerin sorgusunu yapan ve tutuklayan bazı yargıçların önünde mühürlenmiş ve bu mühürleri dahi açılmamış bir şekilde duran sözde delil dosyalarına dayanılarak müvekkillerimiz tutuklanmıştır. Ağustos 2009’da soruşturmayı yürüten savcı henüz bilmediğimiz bir nedenle kimi ellerce bu soruşturmadan el çektirilmiştir. Soruşturmayı yürüten savcının Emniyet Müdürlüğü’nde iddianameyi hazırladığını sağır sultan bile duydu. Soruşturma dosyaları adliye binasına getirildikten ve sorgular bittikten sonra Emniyet Müdürlüğü’ne geri götürüldü."

’HESAP İÇİNDE OLDUKLARINDAN KUŞKUMUZ YOK’

Avukat Cihan Aydın, soruşturma ve yargılama sırasında dilekçelerine incelenmeden karar verildiğini ileri sürdü. İddianamenin içeriğini de basından öğrendiklerini ifade eden Aydın, "Yine basından öğrendiğimiz kadarıyla dosyanın 4’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’ne verileceği bilgisi birkaç gün sonra doğru olmadığı ortaya çıktı. Garip bir şekilde ve çok inandırıcı olmayan birleştirme gerekçesiyle dosya bu yargılamayı yapan mahkemenize tevzi edilmiştir. Şüphesizki hangi mahkemenin bu davaya bakacağı hususu bizim için önemli olmamakla birlikte bu değişikliği yapanların bir hesap içinde olduğunda da kuşkumuz yoktur" dedi.

Dava dosyasındaki iletişim tespiti, arama ve el koyma kararlarının büyük bir çoğunluğunun altında mahkeme üyeleri hakimler Ömer Sevgiliocak ve Suna Yeşil Küçük’ün imzalarının olduğunu söyleyen Cihan Aydın, "Aynı işte soruşturma evrensinde görev yapmış hakim, kovuşturma evresinde görev yapamaz" dedi.

Aydın, iddianame ve ek klasörlerin 130 bin sayfadan oluştuğunu, mahkemenin ise 11 günde iddianameyi kabul ettiğini ifade ederek, "Mahkeme heyeti, dava dosyasını incelemeden, görev gereklerine ve tarafsızlığına şüphe düşürecek bir şekilde iddianamenin kabulüne karar vermiştir" dedi.

AVUKATTTAN ’POLİSLER BİZİ VE SİZİ FİŞLİYOR’ İDDİASI

Duruşma salonunda yelekli polislerin dışında yelek giymeyenlerin de olduğunu bunların avukatları ve hakimleri fişlediğini ileri süren avukat Cihan Aydın, "Size bir bilmece soruyorum. ’Okumuş terörist kimdir?’ Bu duruşma salonundaki polis memurlarının birbirine sorduğu soru. Bunu söyleyen polis memurunu tanıyoruz ama şikayetçi olmayacağız. Biz kimi şikayet etsek terfi ediyor" dedi.

HAKİMLERİN ÇEKİLMESİNİ İSTEDİ

Mahkeme heyetinin, tarafsızlığının kuşku yarattığını iddia eden avukat Cihan Aydın, mahkeme heyetine ’tarafsızlığı’ nedeniyle çekilme haklarını hatırlatarak, "Mahkeme heyetinin çekilmek gibi bir niyeti yoksa, reddi hakkim talebini içerir dilekçemizi sizlere sunuyoruz" dedi.

Avukatlardan Sabahattin Korkmaz ise mahkeme heyetini eleştirerek, "Bu yargılamayı yönetecek objektifliğinizi yitirmiş durumdasınız. Kötü yönetiyorsunuz. Diğer mahkemeler size nispet yaparcasına kararlar veriyor. Yargılamadan çekilin, kendinizi de bizi de üzmeyin" dedi.

REDDİ HAKİM TALEBİNİ ÜST MAHKEME KARARA BAĞLAYACAK

Duruşmaya kısa ara veren Diyarbakır 6’ıncı Ağır Ceza Mahkemesi heyeti, sanık avukatlarının reddi hakim talebinin Diyarbakır 4’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderilmesine oy birliğiyle karar verildiğini bildirdi.

Mahkeme, savunmaları alınmayan tutuksuz 3 sanık hakkında zorla getirilme kararı verirken, bundan sonraki duruşmalarda delil ikamesinin sırasında ismi geçen sanıkların yalnızca duruşmalarda hazır edilmesini kararlaştırdı. Sakların tutukluluk hallerinin devamına karar veren mahkeme, duruşmayı 19 Nisan’a erteledi.

TİYATRO OYUNUYLA PROTESTO

KCK/TM davasının sürdüğü sırada adliye yanında bulunan Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi önünde merkez Kayapınar İlçesi Kültür Merkezi Tiyatro Grubu, yargılamayı protesto eden tiyatro oyunu sahneledi.

Yaklaşık 100 kişinin izlediği oyunda temsili mahkeme heyetinin Kürtlerin yargılanması için madde aradığı sahne de yer aldı. Kalabalık, KCK sanıklarının yargılanmasını protesto etti.