Güncelleme Tarihi:
Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, “Raporun tespitinde, kaza nedeninin kontrollü uçuşta yere çarpma kazası olduğu yönünde tespit yapılmıştır” dedi.
Yıldırım, bakanlıkta düzenlediği basın toplantısında, İstanbul-Isparta seferini yapan “World Focus Hava Taşımacılığı” envanterinde bulunan MD83 tipi Atlasjet yolcularını taşıyan uçağın, 30 Kasım 2007'de Isparta Süleyman Demirel Havaalanına 0523 pisti için “VOR-DME” alçalması esnasında 01.35 sıralarında Keçiborlu ilçesinin Türbe Tepe mevkinde dağlık alana çarparak düştüğünü hatırlattı.
Kazanın soruşturmasının Sivil Havacılık Kanunu, ilgili yönetmelikler ve Uluslararası Sivil Havacılık Örgütünün kurallarına göre Ulaştırma Bakanlığı'nca, konularında uzman 6 kişilik ekip tarafından yürütüldüğünü ifade eden Yıldırım, kaza soruşturma kurulunda uçak mühendisleri, kaptan pilotlar ve ilgili kişilerin yer aldığını söyledi.
Kaza soruşturma kurulunun gerekli inceleme ve soruşturmayı, tespit ettiği bulguları göz önünde bulundurarak kazayla ilgili raporu hazırladığını vurgulayan Bakan Yıldırım, 184 sayfası ana rapor olmak üzere toplam 361 sayfadan oluştuğunu kaydetti.
Bakan Yıldırım, şunları söyledi:
“Rapor tamamlandıktan sonra bakanlığın görevi, Resmi Gazete'de bu raporun tamamlandığını duyurmak ve raporu ilgili Cumhuriyet Savcılığına intikal ettirmektir. Bizim de yaptığımız budur. Bugün itibariyle Cumhuriyet Savcılığına rapor teslim edildi. Bundan sonraki süreç ne olur, kazayla ilgili doğrudan ilişkisi olanlar hukuki süreçte bu raporu Cumhuriyet Savcılığından temin edebilecekler veya herhangi bir şekilde rapora erişmek isteyenlerin gidebileceği tek kaynak Cumhuriyet Savcılığıdır. Yasaya göre ben bu konuda bir açıklama yapmaya yetkili değilim. Raporla ilgili tek bir cümle söyleyebilirim, raporun tespitinde, kaza nedeninin kontrollü uçuşta yere çarpma kazası olduğu yönünde tespit yapılmıştır. Ne demek istiyoruz, daha açmak gerekirse uçuş ekibinin yayınlanmış alçalma planındaki usulleri doğru uygulamaması ve hava aracının bulunduğu coğrafi konumu ve arazi yapısını doğru değerlendirememesi sonucu meydana gelmiş, tipik bir kontrollü uçuşta yere çarpma kazası olduğu kanaatine kaza soruşturma ekibi karar vermiştir.”
Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, İstanbul-Isparta seferini yapan MD83 tipi uçağın Keçiborlu ilçesi yakınlarında yaptığı kazaya ilişkin “Kaza, uçak manuel kullanımdayken meydana gelmiş” dedi.
Yıldırım, Isparta'da meydana gelen kazaya ilişkin basın toplantısının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
Bir gazetecinin “Pilotaj hatası mı?” şeklindeki sorusu üzerine Bakan Yıldırım, “Tabii ne diyeceğinizi söyledim. Rapordan ilgili kısmı okudum. Yorumlaması size ait. Kazalar hiçbir zaman tek bir nedenden dolayı oluşmaz. Kazanın ana nedeni vardır, bir de kazayı destekleyen olaylar zinciri vardır. Bütün bunlar raporda ayrıntılı olarak değerlendirilmiştir. Raporun tamamını incelemeden bunları beyan etmem doğru olmaz. Önemli gördüğüm bir paragrafı aldım. Burada sizlerle paylaştım” diye yanıtladı.
Yıldırım, kazada teknik bir hata olup olmadığının sorulması üzerine de raporu inceleme şansı olmadığını ve 361 sayfalık raporun incelenmesi gerektiğini ifade etti. Yıldırım, raporda yer alan unsurları şöyle sıraladı:
“İnceleme ekibinin uçuşla ilgili bilgileri, uçuşa hazırlığından kaza anına kadar uçuş sefahati, olay yeri incelemesi, hava aracının kaza sonrası hasar durumu, personellere ait bilgileri detaylı incelediler. Hava aracının genel özellikleri, bakım durumu, uçuşa elverişlilik, ağırlık, denge, yükleme şartları, yakıt bilgileri, meteorolojik bilgiler, seyrüsefer yardımları, haberleşme, uçuş kayıt cihazları, kokpit ses kayıt cihazı, uçuş bilgi kayıt cihazı, geliştirilmiş yere yakınlık alarm sistemi, enkaz, yere çarpma, kurtarma ve yangınla mücadele bilgileri var. İkinci bölümde de analiz var. Çok detaylı bilgiler var. Kontrollü uçuşta yere çarpma olayıyla ilgili analizler var.”
Bakan Yıldırım, bir başka soru üzerine de “Kaza, uçak manuel kullanımdayken meydana gelmiş” dedi.
“RAPOR, TESPİT ETMEYİ HEDEFLİYOR”
“Cumhuriyet Savcılığına kim için suç duyurusunda bulunulabilir ki artık? Hayatta kalan kimse yok, neden savcılığa rapor veriliyor?” şeklindeki soruyu da Yıldırım, şöyle yanıtladı:
“Bu raporla ilgili açılmış davalar var. Davalarda tabiatıyla belirleyici olacak. Rapor onun için Cumhuriyet Savcılığına verilmek zorunda. Yasalar da böyle diyor. 2920 sayılı yasanın 14. maddesine göre, geçmişte de böyle yapıldı. Kaza raporu savcılığa teslim edilir. Ölümlü her türlü kazada, sadece uçak değil. Bir otomobil kazasında bile olay intikal eder. Bu bizim kanunlarımızın gereğidir. Bu kaza raporunun ana amacı gelecekte benzer kazaların yaşanmasını önlemektir. Bu rapor esas itibariyle bir iddia ortaya koymayı değil, bir olayı tespit etmeyi hedefliyor. Tespit sonrası tedbirleri ilgili taraflara tavsiye etmektir. Kaza nedenlerini ortaya koymanın amacı da kaza sonrası ortaya çıkacak hukuki durumların değerlendirilmesidir.”
“Keçiborlu Cumhuriyet Savcılığına rapor hala ulaşmamış” iddiası üzerine de Yıldırım, “Arkadaşlarımız elektronik ortamda teslim etmiş. Ya bize inanacaksınız ya onlara. Başka söyleyecek bir şey yok” dedi.
“DESTEKLEYEN UNSURLAR, KAZAYI HER ZAMAN ENGELLEMEYEBİLİR”
Bir gazetecinin “Kazadan sonra uçağın bakım durumu, uçağın kara kutusunun çalışıp çalışmadığı gibi soruların gündeme geldiğini” belirterek, “Uçakta, uçuş güvenliğini tehdit edecek hiç mi aksaklık yoktu?” şeklindeki sorusu üzerine Yıldırım, kazaların bir ana nedeni, bir de destekleyen nedenleri bulunduğunu kaydetti. Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Destekleyen unsurlar, kazanın oluşumunu her zaman engellemeyebilir. Olayı böyle görmek lazım. Tabi ki kara kutu diye adlandırdığımız aletlerin hepsi tetkik edildi. Yerle uçağın mesafesini ölçen bir başka cihaz var, bu da geliştirilmiş yere yakınlık sistem cihazı da Amerika'da imalatçısının yerinde kaza soruşturma ekibinin de katılımıyla incelendi. Motorları incelendi. Bütün gerekli görülen parçaları incelendi ve ortaya bir rapor çıktı. Bu raporla ilgili detaylarına girmeden vereceğim bilgiler doğru olmaz. Ama bununla ilgili ileride bir şekilde rapor kamuoyunda görüşülecek. Kaza soruşturma heyeti gerekli görürse onlar da açıklamalarını yaparlar. Arkadaşlarımızın yaptığı bir çalışmayı benim burada uzman yerine koyup detaylarına girmem takdir edersiniz ki doğru bir yaklaşım olmaz.”
“KİMSENİN İSMİNİ DE KİMSEYİ DE GİZLEMEYİZ”
“Kaza raporunda Atlasjet adının yer almadığına” ilişkin iddiaların sorulması üzerine Bakan Yıldırım, “Ben söyledim. Nasıl gizledim? Niye gizleyelim? Kimsenin ismini de kimseyi de gizlemeyiz. Ne varsa ortaya çıksın, herkes taksiratına sahip çıksın. Öyle bir şey olabilir mi? İlk sayfada da var. Çok anlamsız bir düşünce. Kimseyle, firmalarla bizim işimiz olmaz. Neticede bir kazadır. Kazanın nedenlerinin en iyi şekilde ortaya çıkarılması ve bundan sonraki operasyonlarda benzer durumların yaşanmaması tüm amaçtır. Arkadaşlarım çok titiz bir çalışma yaptılar” diye konuştu.
Raporun çok geciktiğine ilişkin bazı eleştiriler yapıldığına da değinen Yıldırım, “Bunlara biz katılamıyoruz. ICO'nun talimatlarına göre, kaza kırım araştırma tebliğine göre bu işin ortalama araştırma süresi 2-2,5 yıl arası. Bizim arkadaşlarımız çok titiz bir çalışmayla bir yıldan az bir sürede tamamladılar” dedi.
“Havaalanında aletli iniş sisteminin bulunmayışı, kazayı destekleyen nedenlerden biri olabilir mi?” sorusuna Yıldırım, “Bu havaalanına ilişkin bilgilerin önceden pilotlar tarafından bilindiğini belirterek, “Bir başka konu da tabii, bulunduğu yer itibariyle Isparta Havaalanına bugün dahi, hiç bir zaman aletli iniş sistemi kurulamaz. İniş ve kalkış ile ilgili tek emniyet sistemi de ILS değil. Bir çok emniyetli yaklaşma sistemleri var. Kaldı ki bunlar uçuş haritalarında havaalanlarında bilinen bilgiler. O bakımdan bunun bir katkısı yok” yanıtını verdi.