Kazakistan’da gönül köprüsü

Kurban Bayramı’nın ilk günü güneşin ilk ışıklarıyla beraber eski başkent Almatı sokaklarında Diyanet Vakfı gönüllüleriyle yardımların dağıtılacağı yere doğru yola çıktık. Bağımsızlığını 31 yıl önce ilan eden bu ülkede hâlâ birçok yerde Rusya’nın etkilerini görebiliyorsunuz.

FAKİRLİK KOL GEZİYOR

Belediye binası, üniversiteler, tiyatrolar, yollar Rus mimarisi etkisi taşıyor. Karşılaştığımız çoğu kişi Kazakça yerine Rusça konuşmayı tercih ediyor. Türkçe çok az bilseler de bir şekilde anlaşabiliyoruz.

Almatı’nın dışına, yoksulların yaşadığı Qasimbek adında bir köye ulaştık. Burası şehirden uzak, unutulmuş, fakirliğin kol gezdiği bir bölge. Çoğu ev eski ve kırık dökük. Evi olmayan birçok kişi ise mecburen çadırlarda yaşıyor. TDV gönüllüsü olarak burada bulunan oyuncu Bahadır Yenişehirlioğlu ve RTÜK Başkan Yardımcısı İbrahim Uslu yapılan kurban bağışlarını tek tek ailelere dağıttı. Yardımları alan ailelerin mutluluğu, hem bizleri hem de yardım ekibinin yüzlerini bir nebze olsun güldürdü.

İKİ KARDEŞİN DRAMI

9 yaşındaki Aqmet’le 5 yaşındaki kardeşi Nazir’in kapısını çaldığımızda karşılaştığımız içler acısı manzara yüreklerimizi burktu. İçinde bir masa, bir fırın bir de yatak olan dört duvar... Küçücük rutubet kokan bir odada yaşam savaşı veriyorlar. Babaları bir süre önce hastalık nedeniyle hayatını kaybetmiş. Anneleri ise bayram günü bile karınlarını doyurmak için çalışmak zorunda olduğundan iki küçük çocuğunu yalnız bırakıp gitmiş. Yardım ekiplerini gördüklerinde ne olduğunu anlamaya çalıştılar. Ekipler karınlarını doyurup, yardım paketlerini verdiklerinde iki kardeşin gülümsemesi belki de günün en güzel anıydı...

İLK TÜRKİYE TANIMIŞTI

Kazakistan’ın, Türk devletleri açısından önemi çok büyük. En eski Türk devletleri Kazakistan’da kurulmuş ve bu ülke Türk tarihinin atası olarak kabul edilir. Kazakistan, 1991 yılında bağımsızlığını ilan edene kadar 71 yıl boyunca Sovyetler Birliği’nin parçasıydı. Bağımsızlığını ilan ettiğinde bu ülkeyi ilk tanıyan Türkiye oldu.