Güncelleme Tarihi:
Osmaniye'de geçirdiği kaza sonrasında kaldırıldığı hastanede 10 gün yoğun bakımda kalan ve yaklaşık bir ay sonra taburcu olan 27 yaşındaki Hatice Tatlıer, bir anda hiç bilmediği Rusça'yı konuşmaya başladığını iddia etti. Nöroloji uzmanı Dr. Özgür Kaynak Hacıoğlu ise bunun yabancı dil değil, aksan değişikliği olduğunu ve çok nadir görüldüğünü söyledi.
Güzellik merkezi sahibi olan Hatice Tatlıer, 4 ay önce bindiği aracın arka koltuğundan, bir anlık dikkatsizlik sonucu açılan kapıdan düşerek başını yere çaptı. Çağrılan ambulansla Osmaniye'de özel bir hastaneye kaldırılan 2 çocuk annesi Tatlıer, 10 günlük yoğun bakımda kaldıktan sonra servise alındı.
Konuşmakta güçlük çeken Tatlıer, taburcu edilip eve gittikten bir müddet sonra sabah kalktığında konuşmasının değiştiğini fark etti. Genç kadın, kendisini herkesin yabancı sandığını ifade etti. Hatice Tatlıer, "Uyandığımda anormal bir şey olduğunu hissettim ama konuşma olduğunu tahmin etmedim. Biraz yatayım düzelir diye düşündüm. 'İşe gideyim düzelir' dedim ve geldiğimde kimse beni anlamıyordu. Rusça konuştuğumu söylediler. Yavaş yavaş normal konuşmaya başladım" dedi.
YABANCI DİL DEĞİL, AKSAN DEĞİŞİKLİĞİ
Hatice Tatlıer'in yaşadığı sıkıntı sonrası başvurduğu nöroloji uzmanı Dr. Özgür Kaynak Hacıoğlu ise bunun yabancı dil değil, aksan değişikliği olduğunu ve çok nadir görüldüğünü söyledi. Yabancı aksan sendromunun konuşmada kullanılan kasları koordine eden merkezin hasarı sonucu oluşan bir hastalık olduğunu da belirten Dr. Hacıoğlu, "Normalde konuşma gerçekleştirirken dil, dudak, çene ve ses tellerinin hepsinin koordineli bir şekilde ince ayarıyla konuşma gerçekleşiyor ve sesler çıkıyor. Bunlarda bir hasar olduğu zaman bunları yöneten ana merkezde beyinde bir hasar olduğu zaman ayarlama ve ayar bozuluyor. Ayar bozulduğu zaman da çok anormal sesler çıkıyor. Temel olarak bir konuşma bozukluğu ve çevrenin bunu herhangi bir aksana benzetir şekilde yorumlaması. Her dil de olabilir. Çince de olabilirdi. Afrika dili olabilirdi. Alman aksanı da. Bu çok sık görülen bir hastalık değil. Yapılan literatür derlemelerinde ve araştırmalarında 1940'tan beri tüm dünyada 60 vakada görülmüş. Bizim hastamız da 61'inci diyebiliriz. Gerçekten çok nadir görülen bir hastalık. Kendiliğinden düzelme ihtimali olan bir durum. Ama net olarak belirli bir süre verilmemiş. Belirli bir tedavisi yok ve ne kadar bir zamanda kendiliğinden düzeleceğiyle ilgili bir klasik veri de yok" diye konuştu.