Kayıtsız şartsız

15 Temmuz 2016 günü, demokrasi adına tarihe altın harflerle geçecek, darbeciler için ise bir kara leke olarak kalacaktır.

O gün, FETÖ’nün giriştiği kanlı kalkışma sadece seçilmiş hükümeti devirmeyi değil, demokratik-laik Türkiye Cumhuriyeti devletini ortadan kaldırmayı hedefliyordu. Büyük Atatürk’ün gösterdiği hedeflere varmak için çağdaş uygarlık yolunda ilerleyen Türkiye’yi; devletin tüm kurumlarını yıkarak, halkın çağdaş yaşamını sonlandırarak, kendilerine göre yorumladıkları sapkın bir din devletiyle karanlığa gömmek istiyorlardı.

Darbeciler bu karanlık emellerine ulaşamadı. Türk halkı buna izin vermedi. Siviliyle, askeriyle, polisiyle, medyasıyla tereddütsüz bir şekilde tek vücut olup demokrasinin yanında durdu ve tarihe geçen şanlı bir direnişle bu kanlı kalkışmayı bastırdı.

Tankıyla, topuyla, tüfeğiyle, uçağıyla, helikopteriyle ölüm saçan darbecilere karşı, demokrasiye siper olmak için sokağa çıkıp göğsünü gererek canını veren sivil-asker-polis 249 şehidimizi rahmet ve saygıyla anıyor, binlerce gazimize minnet ve şükranlarımızı sunuyoruz.

Türk halkı, 15 Temmuz 2016 günü canı pahasına da olsa demokrasiden, laik Cumhuriyet’ten, çağdaş yaşamdan asla vazgeçmeyeceğini gösterdi. Demokratik-laik Türkiye Cumhuriyeti’ni ilelebet yaşatacağını bir kez daha kanıtladı. Türkiye’yi, Atatürk’ün gösterdiği çağdaş uygarlık yolundan çevirmeye, ortaçağ karanlığına gömmeye kimsenin gücünün yetmeyeceği bir kez daha görüldü.

Türk ulusunun, bir imparatorluğun küllerinden çağdaş bir cumhuriyet yaratması da onu demokrasiyle taçlandırması da kolay olmadı. Ağır bedeller ödedi. Ödemeye devam ediyor.

FETÖ darbecilerinin o karanlık gecede bastıkları tek özel yayın kuruluşu Doğan Yayın Grubu’ydu. Hürriyet, Kanal D ve CNN TÜRK binasına elleri tetikte giren ve ölüm tehdidinde bulunan darbeciler yayınlarımızı durdurmak istedi. İstanbul ve Ankara başta olmak üzere gazete ve televizyon bürolarını terk etmeyen arkadaşlarımız canları pahasına darbecilere direndi ve yayınlarımızı sürdürmeyi başardı. CNN TÜRK Ankara Temsilcisi Hande Fırat, bomba sesleri altında Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a ulaştı ve görüntülü telefonla canlı yayına bağlamayı başardı. Cumhurbaşkanı’nın o yayında halkı sokağa çıkmaya ve darbeye direnmeye çağırması, demokrasinin kazanmasında en etkili kırılma noktalarından biri oldu.

Türkiye’yi ileri götürecek olan demokratik rejimdir. Başka bir seçenek yoktur.

Demokratik, laik, sosyal bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti’ni çağdaş devletler topluluğundan koparmak mümkün değildir.

Bağımsız basının demokrasinin vazgeçilmez unsuru ve güvencesi olduğunu bilen, bu bilinç ve sorumlulukla hareket eden Hürriyet, her zaman demokrasinin yanında olmuştur. Bundan sonra da kayıtsız şartsız demokrasinin yanında durmaya devam edecektir.