Güncelleme Tarihi:
Sanık avukatları, müvekkillerinin “bilerek sahte evrak kullanmalarının söz konusu olmadığını ve siyasi partilerin hesaplarının sadece Anayasa Mahkemesi'nce incelenebileceğini” savundular. Hesapların incelenmesinin ardından bir suç duyurusunda bulunulmadan yargılamaya yapılamayacağını öne süren sanık avukatları, müvekkillerinin beraatına karar verilmesini istediler.
Maliye Bakanlığı avukatı da sanıkların cezalandırılmasını talep etti.
Yargıç Şahin Kurt, sanık Rıza Ulucak'ın yargılama aşamasındaki rahatsızlığı nedeniyle hakkında verilecek kararın anlam ve sonuçlarını anlayamayacağına ilişkin hastane sağlık kurulu raporu bulunduğundan, Ulucak'ın yargılamasının devamına karar verdi.
Kurt, diğer sanıklar Recai Kutan, Oğuzhan Asiltürk, Fehim Adak ve Musa Demirci hakkında ise parti teşkilatlarına gönderdikleri iddia edilen paraların sarf edilmesine ilişkin belgelerin sahteliği, bu sahte belgeleri bilerek kullandıkları ve Siyasi Partiler Kanunu'nun 113. maddesine aykırılık suçunu işledikleri konusunda mahkumiyetlerini gerektirecek kesin ve ciddi hüküm vermeye yeterli delil elde edilemediğini söyledi.
Partinin yerel teşkilatları ve parasal konularında karar alma yetkisine sahip olan sanıkların aynı zamanda bakanlık faaliyeti içinde de bulunduklarını anımsatan Yargıç Kurt, bu sanıkların bakanlık faaliyetleri nedeniyle yerel teşkilatlar ve parasal konulardaki yetkilerini kullanıp kullanmadıklarının tam ve kesin olarak anlaşılmadığından üzerlerine atılı “sahtecilik” suçundan beraat ettiklerini açıkladı.
DAVANIN İDDİANAMESİ
Davanı iddianamesinde, kapatılan RP'nin 1997 yılı Hazine yardımının 71 il teşkilatına, makbuz imzalattırılarak dağıtılmış gibi gösterildiği öne sürülerek, paranın gerçekte il başkanlıklarına dağıtılmadığı, harcama belgesi olarak gösterilen 118 milyar liralık faturaların da gerçeği yansıtmadığına yer verilmişti.
İddianamede, dönemin RP yöneticileri Recai Kutan, Rıza Ulucak, Oğuzhan Asiltürk, Fehim Adak ve Musa Demirci hakkında, Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) “özel evrakta sahtecilik” suçunu düzenleyen 345, cezayı yarı oranında artıran 80 ve Siyasi Partiler Yasası'nın “parti defterlerinin düzenlenmesini” tanımlayan 113. maddeleri uyarınca 2 yıl 6'şar aydan 7 yıl 6'şar aya kadar hapisleri talep edilmişti.
DOSYALAR AYRILMIŞTI
Kamuoyunda “kayıp trilyon” davası olarak bilinen davada, kapatılan RP'nin 1997 yılı Hazine yardımının usulsüz kullanıldığı iddiasıyla partinin bazı yöneticileri ile il başkanları hakkında davalar açılmıştı. Ankara 9. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davada RP'nin son genel başkanı Necmettin Erbakan, 2 yıl 4 ay hapis cezasına mahkum edilmişti.
Davada, 71 sanık ise çeşitli hapis cezalarına çarptırılmış, partinin genel başkan yardımcıları Şevket Kazan ve Ahmet Tekdal, genel muhasip Abdurrahim Bezci ile Rıfat Özkan ve Mehmet Nil Hıdır beraat etmişti.
Milletvekilliğinin sonra ermesiyle dokunulmazlıkları kalkan dönemin genel başkan yardımcısı Aydın Menderes, asliye ceza mahkemesindeki davada beraat etmişti. Kutan, Ulucak, Asiltürk, Adak ve Demirci hakkındaki yargılamaya da milletvekili dokunulmazlıklarının kalkmasından sonra başlanmıştı.