Kayıp madencinin eşi: Dayanacak gücüm kalmadı
Güncelleme Tarihi:
Seçkin KIRARSLAN- Gürkay GÜNDOĞAN/ZONGULDAK, (DHA)
Oluşturulma Tarihi: Haziran 17, 2010 15:55
ZONGULDAK'ta, 17 Mayıs'ta meydana gelen grizu faciasının ardından kaybolan 2 madenciden 31 yaşındaki Engin Düzcük'ün eşi Hayriye Düzcük, dayanacak gücünün kalmadığını belirterek, “Artık bulunsun istiyorum. Çizmesini bulsunlar, bir şeyini bulsunlar, bir giyim parçasını, onlara ait bir şey bulsunlar. Bulunmaması ümitsizliğe düşürüyor insanı” dedi.
Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) Karadon Müessese Müdürlüğü’ne ait Karadon Yeni Servis Kuyusu’nda meydana gelen grizu faciasında 30 madenciden cesetlerine ulaşılamayan 41 yaşındaki Dursun Kartal ile 31 yaşındaki Engin Düzcük'ün evlerindeki acı, hem cesetlerin bulunmaması, hem de ölüm aylığı ve geliri bağlanmaması nedeniyle katlandı.
Çocukları 8 yaşındaki Beyza ve 2.5 yaşındaki Sıla ile 1 aydır maden ocağından gelecek haberi bekleyen Hayriye Düzcük, artık dayanacak gücünün kalmadığını söyledi. Evine gelen görevlilerin, eşinin ancak 3 ay sonra bulunabileceğini söylediklerini belirten Hayriye Düzcük, “3 ay deyince, inanmak istemedim. Her seferinde 2- 3 gün içinde bulunacağını söylediler. Ama bulunmadı. Ben bulunsun istiyorum. Çizmesini bulsunlar, bir şeyini bulsunlar, bir giyim parçasını onlara ait bir şey bulsunlar. Bulunmaması ümitsizliğe düşürüyor insanı. Hiç çıkmayacakmış gibi oluyor insan. Beklentimiz boşunaymış gibi geliyor. Orada olduğunu biliyosun ama bir şey yapamıyosun. O zoruma gidiyor. Ölüm Allah’ın takdiri ama çıkmaması üzüyor. Her gün haber bekliyorum. Ama o haber hiç gelmiyor. İnsan sabredemiyor, dayanamıyor artık” diye konuştu.
Ölen işçilerden Erdem Alkin’in cenazesini, eşi Engin Düzcük sanılması nedeniyle toprağa veren, ancak DNA testi ile daha sonra eşinin bulunamayan iki işçiden biri olduğu ortaya çıkan Hayriye Düzcük, “Önce maaşı 26 Haziran’da alabileceğimizi söylediler. Sonra, ‘Durduruldu’ diye haber geldi. Şimdi kütüğe ‘ölü’ olarak kaydedilecekmiş. En azından aldığı ücret durdurulmasın. Kimseye muhtaç olmadan en azından çocuklar büyüsün. Zaten eşim de onu isterdi. Her zaman, ‘Ben çocuklarım için çalışıyorum’ derdi” diye konuştu.
Çocukları 8 yaşındaki Beyza ve 2.5 yaşındaki Sıla ile 1 aydır maden ocağından gelecek haberi bekleyen Hayriye Düzcük, artık dayanacak gücünün kalmadığını söyledi. Evine gelen görevlilerin, eşinin ancak 3 ay sonra bulunabileceğini söylediklerini belirten Hayriye Düzcük, “3 ay deyince, inanmak istemedim. Her seferinde 2- 3 gün içinde bulunacağını söylediler. Ama bulunmadı. Ben bulunsun istiyorum. Çizmesini bulsunlar, bir şeyini bulsunlar, bir giyim parçasını onlara ait bir şey bulsunlar. Bulunmaması ümitsizliğe düşürüyor insanı. Hiç çıkmayacakmış gibi oluyor insan. Beklentimiz boşunaymış gibi geliyor. Orada olduğunu biliyosun ama bir şey yapamıyosun. O zoruma gidiyor. Ölüm Allah’ın takdiri ama çıkmaması üzüyor. Her gün haber bekliyorum. Ama o haber hiç gelmiyor. İnsan sabredemiyor, dayanamıyor artık” diye konuştu.
Ölen işçilerden Erdem Alkin’in cenazesini, eşi Engin Düzcük sanılması nedeniyle toprağa veren, ancak DNA testi ile daha sonra eşinin bulunamayan iki işçiden biri olduğu ortaya çıkan Hayriye Düzcük, “Önce maaşı 26 Haziran’da alabileceğimizi söylediler. Sonra, ‘Durduruldu’ diye haber geldi. Şimdi kütüğe ‘ölü’ olarak kaydedilecekmiş. En azından aldığı ücret durdurulmasın. Kimseye muhtaç olmadan en azından çocuklar büyüsün. Zaten eşim de onu isterdi. Her zaman, ‘Ben çocuklarım için çalışıyorum’ derdi” diye konuştu.