Güncelleme Tarihi:
Kawasaki hastalığında bunların dışında vücutta döküntü, gözlerin konjonktiva dokusunda kızarıklık, konjonkltivit dediğimiz iltihaplanma ve boyundaki lenf bezlerinde büyüme özellikle tek taraflı olabilir. Ağız içinde enfeksiyonlar, dudaklarda çatlaklar ve aşırı bir kızarıklık yine bu hastalığı düşündüren bulgulardandır. İyileşme döneminde el-ayaklarda deri soyulmaları da olabilir.
Bulguları:Ateş-Konjoktivit-döküntü-servikal lenfadenopati
Tanısı İçin Neler Yapılmalıdır: Her şeyden önce bu hastalığa tanı koyabilmek için şüphelenmek gerekir. En tipik bulgusu ateş düşürücü ve antibiotiğe rağmen 5 günden uzun süren ateştir. Şüphelenildiği taktirde ekokardiyografi incelemesi yapılarak koroner arterlerde bir değişiklik olup olmadığı gözlenir. Koroner arterlerde değişiklik olması Kawasaki hastalığı tanısını büyük oranda kesinleştirir. Ancak hastaların %20-30 unda koroner arter bulgusu olmadığından, bu hastalar herhangi bir döküntülü viral hastalık gibi izlenebilir.
Tedavisi İçin Neler Yapılmalıdır:İntravenöz immunglobülin(İVİG) bu hastalığın tedavisindeki en önemli ilaçtır. Bu ilacı verdikten sonra hızla ateşin düşmesi hastalığın teşhisinin de kesinleşmesini sağlar. Aspirin bu hastalığın tedavisinde önemli ikinci ilaçtır. İlk başta ateş düşene kadar yüksek doz, daha sonra da kan sulandırıcı düşük dozlarda tedaviye haftalarca devam edilir.
Tedavisi Sonrası Dikkat Edilmesi Gereken Hususlar Nelerdir: Koroner arterlerinde genişleme olan çocuklar, özellikle de spor yapıyorlarsa uzun yıllar bir kardiyolog tarafından takip edilmelidir. Bazen genç yaşlarda bile efor testleri, anjio testleri gerekebilir. Kawasaki hastalığı tanısı gecikirse, kalbi besleyen koroner damarların yapısı bozulacağı için genç yaşta kalp krizi ve dolayısıyla genç yaşta ölüm gibi birçok risk ortaya çıkabilir.