Ümit ÇETİN / SÖĞÜT
Oluşturulma Tarihi: Eylül 15, 2008 00:00
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, DSP Genel Başkanı Zeki Sezer ve BBP Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu, 727’nci Ertuğrul Gazi’yi Anma ve Söğüt Şenlikleri’nde birlik beraberlik mesajı verdi.
Gül ve parti liderlerinin Ertuğrul Gazi Türbesi’ni ziyaret etmesiyle başlayan şenlik, stadyumdaki törenle devam etti. Törende özetle şu mesajlar verildi:
Gül: Türk kendi içine silah çekmez
Türkler zaruret olmadıkça kendi soydaş ve dindaşına karşı asla silah çekmemiştir. Orta Asya’dan Anadolu’ya akan Türkmenler, güçlerini birbiriyle mücadele etme yerine dış hedeflere yöneltmiştir. Bu sayede Anadolu’daki bu büyük güç Osmanlı Beyliğine aktı. O zamanki birçok beylikler tam tersine kendi içlerinde mücadele ederken, Ertuğrul Bey’in Osmanlı Beyliği’nin en büyük özelliği dışa karşı mücadele etmesi olmuştur. Kendi içerisine asla silah kaldırmamış, kendi içerisinde mecbur kalmadıkça asla bir mücadeleye girmemiştir. Osmanlı, Avrupa’da fetihlerle büyürken Anadolu beyliklerindeki ahalinin de gönüllerinin fethedilmesine yol açmıştır. Bu örnek bugün de geçerlidir. Türkiye bugün büyük bir dinamizme ve enerjiye sahiptir. Bu enerjiyi birbirimizle kavga ederek harcama yerine, dünya şekillenirken dışarıya yöneltmek önümüzü açacaktır. Enerjimizi ne kadar çok kendi aramızda boşa harcarsak o kadar çok daha sonra telafisi mümkün olmayan çıkarlarımızdan fedakarlık etmiş olacağız. Onun için ne yapıp yapıp bundan 700-800 yıl önce olduğu gibi, atalarımızın yaptığı gibi, enerjimizi dışa doğru yöneltmemiz gerekir.
Bu asır birlik asrıdır. Küreselleşme tek bir dünya, tek bir aile diyerek bütün insanlığı aynı kültür altında birleştirmeye çalışırken kendi içimizde birbirimize düşmek asla ve asla bize yakışmaz.
Baykal: 700 yıl sonraki sınavı unutma
Anadolu’daki Türk varlığının, hakimiyetinin, Anadolu’yu Türkler için bir vatan haline dönüştürülmesinin büyük bir başarıyla sonuçlanmasından sonra ne yazık ki daha 20. yüzyılda bir kez daha bu topraklardaki varlığımızı savunmak ve korumak için bir büyük ölüm ve kalım mücadelesi vermek zorunda bırakılmışızdır. Bu ölüm kalım mücadelesini de bir büyük başarıyla tamamlamış olmanın sonucunda bugün bu topraklarda, bu ay yıldızlı bayrağı dalgalandırmak imkanını buluyoruz. 700 yıl sonra bir sınav daha vermiş olan bir milletin, önümüzdeki dönemde ortaya çıkabilecek olan yeni sınavlar ve sorunlar karşısında da bu dayanışmasını, milli birliğini, kimliğini, bütünlüğünü ayakta tutma sorumluluğu hiçbir zaman unutmamalıdır. Dünya değişiyor, teknoloji değişiyor; ama bizim maruz kaldığımız endişeler ve tehditler hemen kolayca ortadan kalkmıyor. Bunu bilmek ve onun sorumluluğu bilinci içinde davranmak zorundayız. Devlet insan içindir, bütün diğer insanlar da insan içindir. İnsan her şeyden öncedir. Önce insan. Bu güzel bir değerlendirme, ama yeterli bir değerlendirme değil. Başka bir özelliğe daha ihtiyacımız var. Başka bir kırmızı çizgimizin daha olmasına ihtiyacımız var. Önce ahlak, dürüstlük, doğruluk, yetim hakkı yememek, harama göz dikmemek, hak, adalet ve hukuk bilmek. Hepsi bir arada, insan, ekonomi ve ahlak. Tümünü bir arada tutmak zorunluluğu içindeyiz. Bu bizim, bu topraklardaki varlığımızın güvencesi olur. Bu topraklarda başımız dik ancak böyle yaşarız.
Bahçeli: Küresel güç adımları atılmalı
Bundan 727 yıl önce küçük bir fidanı koca bir çınar yapan medeniyet düşüncesinin, insan merkezli yaşama felsefesinin ve yönetim yapmanın bugün neresinde bulunduğumuzun öz eleştirisini yapmak mecburiyetinde olduğumuzu düşünüyorum. Bugün çeyrek yüzyıl sonra küresel güç olacak Türkiye’nin ilk adımları neden buradan bir kez daha atılmasın. O gün başarılan bugün neden yeniden başarılmasın. Toprak aynı toprak, cevher aynı cevher, yürekler aynı yürek, ocaklar aynı ocak. Ahlak, inanç ve merhamet, adalet, akıl ve ülkü, kardeşlik dayanışma ve cesaret, bize yine muhteşem günleri mutlaka getirecektir. Geçmişte başardık, şimdi de başarırız, mutlaka başaracağız. Buna yürekten inanıyorum. Milletlerin birbirleriyle acımasızca mücadele ettiği dünyada büyük Türk milletinin bekası içinde başka yol kalmamıştır.
Sezer: Zenginliğin farkında olmalıyız
Türkiye çok önemli bir süreçten geçiyor. Bu süreçte dünya da yeniden şekilleniyor. Böyle bir dönemde bir ve bütün olmalıyız. Kutuplaşma ve gerginlik yaratmamalıyız. Dünyanın en derin kültür zenginliğine sahip bir milletin çocukları olarak bu zenginliğimizin gücünün farkında olmalıyız. Bu topraklar üzerinde bu millet yüzyıllarca gözünün üzerinde kaşın var demeden yaşadı.
Yazıcıoğlu: Bayrak altında omuz omuza
Ertuğrul Gazi’nin manevi huzurunda kendimizi sorgulama ihtiyacı duyuyoruz. Burada gelecek kuşaklara daha iyi bir Türkiye bırakma heyecanı yakalıyoruz. Bize şeref dolu bir tarihi bahşetmiş olan ecdadımıza görevimizi yapmış oluyoruz. Onlar din, dil, ırk ayrımı yapmadan neredeyse dünyanın üçte birini kontrol altına almışlardı. At üstünde bu kadar geniş coğrafyayı nasıl idare edebilmişlerdi? Kavgasız, gürültüsüz, yüzyıllar boyunca farklı din, dil ve mezhepleri bir arada tuttular. Bugün yapmamız gereken devletle milleti kaynaştırmaktır. Birliğimizi sağlayan ay yıldızlı bayrağın altında omuz omuza vermeliyiz
Ertuğrul Gazi’yi anma
Ertuğrul Gazi’yi Anma ve Söğüt Şenlikleri bu yıl liderler buluşmasına sahne oldu. Gül, yanında Devlet Bakanı Said Yazıcıoğlu, Bilecik Valisi Musa Çolak, Bilecik Belediye Başkanı Selim Yağcı ve AKP Milletvekili Fahrettin Poyraz’la birlikte Ertuğrul Gazi Türbesi’ne giderek dua etti, ardından şenlik alanına geçti. Baykal, protokolda kendisine ayrılan yere oturduktan bir süre sonra kendisinden önce gelen Bahçeli’yi fark etti ve yanına giderek el sıkıştı.