Sibel ARNA
Oluşturulma Tarihi: Ocak 31, 2004 01:44
Sosyal Hizmetler İl Müdür Yardımcısı Mustafa Dolar, eğitimini yatılı okullarda tamamlamıştı. Demir tepsideki tabldotlardan, sabah ranzalara vurularak uyandırılmaktan, anlamsız kurallardan nefret etmişti. Halkalı Yetiştirme Yurdu'nu kurma görevi verildiğinde tüm bunlardan kaçındı.
Kuralları öğrencilerle koydu. Sponsorların yardımıyla yemeklerin porselen tabaklarda yendiği, çocukların 3-4 kişilik odalarda uyuyup müzikle uyandırıldığı, başarılı öğrencilerin Club Flipper'e tatile gönderildiği bir yurt kurdu.
Bizi kapıda Ayhan karşılıyor. Bir ev
sahibinden farksız. Müdürün odasını gösterirken ‘‘Hoşgeldiniz, taze çayımız var, içer misiniz’’ diye soruyor. Hayır demek mümkün mü?
Ayhan çayımızı getirirken Emrah karnımızın tok olup olmadığını öğreniyor. ‘‘Çok güzel yemeklerimiz var abla. Börek var, köfte var, hatta çiğköfte bile var.’’ Emrah,
yemek yemeyeceğimizi anlayınca ‘‘Müzik ruhun gıdasıdır. O zaman size bir şarkı söyleyeyim’’ diyor, son bestesini seslendiriyor:
Dün gece yine onu gördüm rüyamda / Her gece düşünüp uyuyamaz hale geldim / Hep bekledim ne zaman geleceksin diye / Baba, baba, baba diye haykırıyorum rüyamda / Dön artık, dön artık babacığım.
Sessizlik birkaç dakika sürüyor. Boğazımızın düğümü çözüldükten sonra Emrah Gödek'e (15) uğruna şarkılar bestelediği babasını anlattırıyoruz. ‘‘İlk defa geçen yaz gördüm. Beni ziyarete geldi. Antalya'da yaşıyor. Evlenmiş, iki çocuğu olmuş. İyiydi aramız. Kamyonu var babamın. Tekneleri taşıyor.’’
OKUYAN, ÇALIŞAN AYRI YURTLARDAHalkalı Yetiştirme Yurdu'nda Ayhan ve Emrah gibi 66 çocuk daha kalıyor. ‘‘140 çocuğun bakımını üstleniyoruz. Ama 68'i burada, diğerleri üniversite yurtlarında ya da aile yanında kalıyorlar’’ diyen Yurt Müdürü Mustafa Dolar aynı zamanda Sosyal Hizmetler İl Müdür Yardımcısı.
Bir yıl önce Büyükçekmece Yetiştirme Yurdu’nu boşaltmak ve Halkalı Yetiştirme Yurdu’nu da açmakla görevlendirilmiş. ‘‘Büyükçekmece çok sorunlu bir yurttu. Okuyan, okumayan, içki kullanan, tiner çeken ve gasp yapan çocuklar bir aradaydı. Hepsi birbirinden etkileniyor, sorunlar gün geçtikçe çözülemez hale geliyordu. Deprem oldu, Büyükçekmece Yurdu zarar gördü ve boşaltılmasına karar verildi. Halkalı Yurdu'nu kurarken, yaşları 13-18 arasında değişen ve okula giden çocukları bir araya topladık. Hepsini civardaki okullara yerleştirdik.’’
Halkalı Yetiştirme Yurdu'na okula gitmeyen çocukların alınmamasının çok mantıklı bir açıklaması var. Okula giden çocuklar ayda 15 milyon lira harçlık alıyor, çalışanlar ise en az 300 milyon lira kazanıyor. Bu durumun farkına varan çocukların büyük bir bölümü okumayıp çalışmak istiyor. Nitekim Büyükçekmece yurdunda kaldıkları sırada sırf bu yüzden okulu bırakanlar olmuş.
Mustafa Dolar kısa zamanda sorunları nasıl çözdüğünü anlatıyor: ‘‘Yurda taşındığımız ilk gün onlardan beyaz bir sayfa açmalarını istedim. Çocuklarla iletişim kurarken asla geçmişlerini sorgulamadım. Burada uygulanacak kurallara birlikte karar verdik. İlk dönem takdir ya da teşekkür alana hediye vaat ettim. Başarılılara sömestr tatilinde mont, kaykay, oyuncak, eşofman aldım. Yıl sonunda takdir veya teşekkür alanları ise Clup Flipper'da 10 günlük tatile gönderdim. Tüm bunları sponsorlar sayesinde yaptım. Sigarayı bırakmaları için altı ay verdim. Ve şu anda
hiçbir çocuk sigara içmiyor.’
Yurtta ödül yöntemi olduğu kadar ceza yöntemi de var. Yurttan izinsiz uzaklaşana bir, kavga edene üç milyon lira para cezası kesiliyor. Aylık harçlığı 15 milyon olan çocuklar için bu cezalar tabii ki ağır ve caydırıcı.
Cezalardan toplanan paralarla her ayın 15'ini izleyen ilk cumartesi o ay doğmuş çocuklar için toplu doğum günü partisi yapılıyor. Kumbarada biriken paralarla da o gün kola alınıyor.
Müzikle uyanıyorlar
Halkalı Yetiştirme Yurdu Müdürü Mustafa Dolar yatılı öğrenci olarak eğitim görmüş. O yıllarda nefret ettiği ne varsa şimdi uygulamamaya özen gösteriyor. Mesela yemeklerde porselen tabaklar ve cam bardaklar kullanılıyor. Sabahları kalk borusu yok, müzik yayını var. Murat Erenler (14), Ersin Con (14), Sinan Kırkan (17) ve Mehmet Ayaz (16) yurdun yemeklerinin çok lezzetli olduğunu söylüyorlar.
Kitap yardımlarınızı bekliyorlar
Yurt binasının ortasında çok amaçlı bir salon var. Televizyon izleyip, satranç oynayıp, masa tenisi maçı yapıyorlar.
20 odanın biri revir olarak kullanılıyor. Diğer odalarda 3-4 çocuk beraber kalıyor.
17 bilgisayarın bulunduğu bilgisayar odası 20 bin dolara mal olmuş. Odayı Çiğdem Ökdem adlı bir hayırsever yaptırmış. Ama internet bağlantısı yok. Bunun için de bir sponsor gerekiyor.
Kütüphane var ama kitap yok. Halkalı Yetiştirme Yurdu her türlü kitap yardımlarınızı bekliyor!
26 kişi çalışıyor. Bunlardan altısı ilköğretim öğretmeni. Ama zaman zaman İngilizce ve matematik gibi alanlarda uzman eğitimcilere ihtiyaç oluyor.
Bağlama ve folklor kursu veriliyor.
Eminem dinliyorlar, başlarının üzerinde dönüyorlar
Göksel Sayı (15), Uğur Işıtman (16) ve Şahin Ertürk (16) break-dance'a çok meraklı. Kafalarının üzerinde dönerek dans etmeyi Perfect System isimli bir müzik grubunun üyesi olan Ahmet Ağabey'lerinden öğrenmişler. Nefret, Ceza ve Eminem dinliyorlar. Eminem'in sözlerini anlıyor musunuz, diye soruyorum. Uğur Işıtman cevaplıyor: ‘‘İngilizce biliyorum. Koruyucu annem Avustralyalı. TED İstanbul Koleji'nin müdür yardımcısı. Bana İngilizceyi o öğretti. Arada bir gelip beni gezmeye götürüyor. 18 yaşını doldurduğumda beni evlatlık alacak.’’
UNESCO resim yarışması üçüncüsü
‘Resim yapmayı Kasımpaşa Çocuk Yuvası'ndaki resim öğretmenimden öğrendim. Tuvallerimi ve boyalarımı maaşımla alıyorum. Bir de bir abla var, o alıyor. Portreler yapıyorum. Bazen arkadaşlarımı çiziyorum. Bir portreyi iki saatte bitiriyorum.’