Güncelleme Tarihi:
Kavakçı, konferansta Fazilet Partisi’nden milletvekili seçildiği dönemde, TBMM’de ant içme törenine başörtülü geldiği için meclisten çıkarılmasına neden olaylar ve sonrasında yaşadıklarıyla ilgili açıklamalarda bulundu.
Türk vatandaşlığından çıkarıldıktan sonra ABD’ye yerleşmek zorunda kaldığını ifade eden Kavakçı, George Washington Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nde öğretim üyeliği yaptığı sırada Türkiye’de başörtüsü sorununun çözümü adına yaptığı çalışmalar hakkında bilgi verdi. Konuşmasında, başörtüsü ve laiklik kavramları üzerinde duran Kavakçı, modernizasyon ve Batılılaşma hareketi projesi olarak gördüğü rejimi eleştirerek şöyle konuştu: "2 mayıs 1999 günü, Meclise girdiğimde körü körüne tek tipleştirici, batılılaşma projesi ilk defa başarısız oldu. O anda rejim bir şok geçirdi. TBMM, milletin bir meclisi olması gerekirken, kendini bir devlet makamı olarak gördü. Rejim savunucuları ilk defa ’bu işte bir yanlış var’ dedi. Bu yüzleşme ve öfke hepimize bir tokat attı. Rejim savunucuları ilk defa şapkalarını önüne koyarak, 1920’lerden 1990’lara gelindiğinde ’bu kadının bu mecliste olmaması gerekiyordu, biz nerede hata yaptık?’ dediler. Bu rejimin, siyasal anlamda benim gibi düşünen partimin mensubu ya da sosyal anlamda benim gibi düşünmeyen, bir kadın olarak benim mecliste bulunmamı bile islami bulmayacak partimin yine mensubu olan erkeklerle hiçbir problemi olmadı. Onların hepsi yemin ederken, problem kadının kimliği üzerinden gelişti."
"MİLLET İRADESİNE YAPILMIŞ BİR DARBEYDİ"
Milletvekili adaylığı sürecinde hiçbir sorunla karşılaşmadığını vurgulayan Kavakçı, "Kampanyamı yaptım, sabıka kaydımı aldım. Seçim oldu, mazbatamı aldım. Teknik açıdan milletvekili oldum, buraya kadar hiçbir sorun yok. Meclise girdiğim dönemde fiili eylem ile karşı karşıya kaldım. Bu nedenle o güne, adı konmamış bir darbe nitelemesi yapıyorum. Gerçekten millet iradesini yapılmış bir darbeydi. Bu modernizasyon ve Batılılaşma projesinin ilk defa kendi içinde çelişerek gerçekten başarılı olamadığı sonuçlarıyla hepimize tesir etti" diye konuştu.
’BU KADINA HADDİNE BİLDİRİN’ SÖZLERİYLE SİYASİ LİNÇ KAMPANYASI BAŞLATILDI
Merve Kavakçı, 2 Mayıs 1999 günü TBMM’de yaşanan olayların ardından ailesi ve kendisi açısından zor günlerin başladığını söyledi. Kavakçı, "O gün söylenen ’Bu kadına haddine bildirin’ sözleriyle siyasi bir linç kampanyası başlatıldı. Ben bu ülkeden ayrıldıktan sonra da bu linç devam etti" dedi.
ÖĞRENCİLERİN SORULARINI YANITLADI
Merve Kavakçı İslam konferansın birinci bölümünde yaptığı konuşmanın ardından ikinci bölümde öğrencilerin yazılı ve sözlü olarak sorularını cevapladı.
"ARA VERİLDİĞİNDE DIŞARI ÇIKMAM BÜYÜK BİR HATAYDI"
Bir öğrencinin "O ile ilgili keşkeleriniz var mı?" şeklindeki sorusuna Kavakçı, "Keşkelerim var. Birşey değişir miydi bilmiyorum ama mecliste kopan o gürültüden sonra ara verildiğinde dışarı çıkmam büyük bir hataydı. Bir şey değişir miydi? Onu bilmiyorum. Genel manada partime getirdiğim eleştiriler var. Strateji eksikliği affedilir bir şey değildi. Maalesef partimiz gerektiği gibi davranamadı. Çok şükür bugün mecliste öyle bir sorun söz konusu değil. Bunların hiçbiri yapılan hak ihlalini meşrulaştırmaz" şeklinde yanıt verdi.
Yaklaşık 2 saat süren konferansın sonunda Hukukçular Kulübü öğrencileri, Merve Kavakçı İslam’a çiçek hediye etti.