Güncelleme Tarihi:
KATSAYI PROTESTOSUNDAN KARELER
İnsan Hakları ve Muzlumlar İçin Dayanışma Derneği, (MAZLUMDER) İstanbul Şubesi'nin organize ettiği gösteriye çoğunluğunu imam hatip liselerinden öğrencilerin oluşturduğu yaklaşık bin kişi katıldı. Gösteride kız ile erkek öğrenciler ayrı ayrı yerlerde durdu. Öğrenciler “Eğitim Hakkımız Engellemez”, “Eşitlik Adalet Özgürlük”, “İmam Hatip, Meslek Omuz Omuzaö”, “Darbeci Baro Hesap Verecek”, “Danıştay Zulmüne Hayır”, “Direne Direne Okuyacağız”, “Meslek Liseleri Memleket Meselesi” sloganları attı. Öğrenciler, “Katsayı Zülmünü lanetliyoruzö”, “Eğitimde ideolojik dayatmaya hayır” yazılı pankart ve döviz açtı.
BU JÜRİSTOKRATİK BİR DARBEDİR
Gösteriye konuşan Vakit Gazetesi Yazarı Abdurrahman Dilipak, Danıştay tamamen ideolojik ve politik bir karar verdiğini söyledi. Abdurrahman Dilipak, “Daha önce benzer bir durumda kararı YÖK’e bırakmıştı. Bu inkardır, kendini yalanladır. Aynı Danıştay Diyarbakır Barosu’nun başka bir konudaki başvurusunu aynı politik sebeplerle reddetmişken, İstanbul Barosu’nun müracatını kabul ederek buna dayalı yeni bir karar verdi. Bu karar, beni imam hatip ve meslek okullarının uğradığı haksızlıktan çok daha fazlası, ülkemde hukukun alenen ve açıkça katledilmesinden dolayı beni yaralıyor. Hukuk yoksa hiçbir şeyin güvencesi yok, adalet yoksa barışta yok. Bu olay TSK’nın üst kademesinde planlanan psikolojik harbin tezahürü olarak ortaya çıkmıştır. Bu jüristokratik bir darbedir. Bu yargıçlar cuntasıyla karşı karşıya kaldığımızın açık bir ifadesidir bu durum. Bu durum 28 Şubat post modern darbesinin devam ettiğini gösteren bir hadisedir” dedi. Abdurrahman Dilipak, askerin YÖK’e üye verdiğini fakat YÖK’ün Harp Okulları'nı denetleyemediğini söyledi.
BU TÜR DAYATMALARA BOYUN EĞMEYECEĞİZ
Güngören İmam Hatip Lisesi öğrencisi Şeyma Nur Berk konuşmasında birilerinin gençleri ve geleceği yok etmek için uğraş verdiğini söyledi. Şeyma Nur Berk, “Bu karar yüksek yargının hak ve hukukla ve halkla kavgalı olduğunu, biz gençleri ve geleceklerinin düşünmediğinin belgesi olarak karşımızdadır. Bilmeliler ki, meslek lisesi mağdurları olarak her zaman bu tür dayatmalara boyun eğmeyeceğiz. Biz ister okuyalım ister okumayalım değerlerimizle ayakta durmayı öğrendik. Üniversiteli olsakta olmasak ta gün doğmuş, gün batmış gelecek bizimdir” dedi.
BU NASIL ADALET
ÖSS’ye girdiği 2007 yılında Türkiye 4’üncüsü olmasına rağmen katsayı eşitsizliği nedeniyle istediği fakülteye giremediğini söyleyen Kartal İmam Hatip Lisesi mezunu Abdulkerim Buğra Şimşek de şunları söyledi:
“Danıştay yürütmeyi durdurur. Eğitim alma hakkımızı, özgürlük yürüyüşümüzü durduramaz. Ve bende 10 yıldır mağdur olan binlerce öğrenciden biriyim. 2007 ÖSS’de 3 yanlış yaptım ve Türkiye 4.sü oldum. İstediğim herhangi bir üniversiteye girebilecekken ondört bininci sıralardaki öğrencilerle aynı statüye koyuldum. Bu nasıl bir adalet. Danıştay’ın gerekçesinde ’Eşit katsayı uygulaması eşitliğe aykırı’ denilerek iptal edilmişti. Şimdi sizlerin huzurunda soruyorum, Danıştay’ın anladığı eşitlik Evrensel Hakları bildirisinde yatan ’Tüm insanlar eşit doğar’ kavramıyla tanımlanmış eşitliktir. Yoksa Muammer Aydın’ın tanımladığı ’Eşitlik eşit olan insanlar arasındadır’ diyerek tanımladığı eşitliktir. Danıştay bu kararıyla hukukun namusunu kirletmiştir.”
HUKUKİ DEĞİL SİYASİ BİR KARARDIR
Mazlumder İstanbul Şube Başkanı Avukat Cihat Gökdemir Danıştay 8. Dairesi'nin vermiş olduğu ’yürütmenin durdurulması’ kararı bu ülkede yüksek yargının tarafsız karar vermediğini bir kez daha gözler önüne serdiğini kaydetti. Cihat Gökdemir, “Hukuki olmadığı gibi kanuni dayanağı da olmayan hatta Anayasa’ya aykırı olan söz konusu hukuki kararın Danıştay 8 Dairesinin daha önce verdiği ’Katsayı belirleme ve sınav sistemini değiştirme yetkisi YÖK’tedir.’ Şeklindeki kararlarıyla çelişmesi de Danıştay’ın hukuki değil siyasi bir karar verdiğinin göstergesidir” diye konuştu. Cihat Gökdemir, öğrenlerin haklarına sahip çıkmalarını ve Danıştay 8. Dairesi'nde görülmekte olan davaya müdahil olma talebinde bulunmalarını için çağrı yaptı.