Güncelleme Tarihi:
Malatya'daki Zirve Yayınevi katliamıyla ilgili hakkında azmettiricilikten soruşturma yürütülen İnönü Üniversitesi İlahiyat Fakültesi öğretim görevlisi Ruhi Abat, savcılığa ulaşan döküme göre İl Jandarma Komutanlığı ve istihbarat şubesi ile üst düzey subay ve uzman 12 asker adına kayıtlı cep telefonlarını 6 ay boyunca "her gün" arayarak 600'ü aşkın görüşme yapmış. Abat hakkındaki bir ihbar üzerine geçen yıl alınan ifadesinde, kendisiyle birlikte azmettirici olarak isimleri geçen kurmay albay M.Ü. ve uzman çavuş M.Ç. ile istihbarat şube müdürü H.Y.'yi tanıdığını, 2003'te yetkililerin izniyle misyonerliği araştırmaya başladığını, sempozyum düzenlediğini, emniyet ve jandarmaya misyonerlik çalışmalarında destek verdiğini, yüzyüze ve telefonla görüşerek bildiriler sunduğunu anlatmıştı. Abat gibi uzman M.Ç. ile çok sık görüştüğü ortaya çıkan Dicle Üniversitesi öğretim görevlisi Abdurrahim Doğru, geçen hafta 2'si uzun namlulu 5 silahla yakalanarak Ergenekon soruşturması çerçevesinde tutuklanmıştı.
İKİ MEKTUP
18 Nisan 2007 tarihinde biri Alman üç kişinin vahşice öldürülmesinin ardından emniyete çeşitli ihbarlar yağdı. Bunlardan ikisi azmettirici oldukları iddiasıyla bir akademisyen ve bazı rütbeli subayları işaret ediyordu. Ali Arslan imzalı ihbarda, "Emre Günaydın'ı azmettiren ve yönlendiren kişi komutanımız M.Ü.'nün yönlendirmesiyle İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Ruhi Babat'tır. Ruhi Babat yaklaşık 4-5 aydır alay komutanımız M.Ü. ile beraber çalışmaktaydı.. Alay komutanımızla irtibatı ise Şeymuz kod adlı M.Ç. uzman sağlamaktadır. Ayrıca Ruhi Polat isimli şahıs ile de çok sıkı bir irtibat var.. Daha fazla bilgiyi sizlere açıklarsam beni de tespit ederler ve hiç tereddüt etmeden gerekeni yapacak kadar kendilerinden geçmişlerdir.."
"MİSYONER ÇALIŞMALARINA GEREKLİ DERS VERİLMELİYDİ VE VERİLDİ"
Bu ihbardan 1 yıl sonra ilahiyatçı Ruhi Abat'ın 21 Mayıs 2008 günü savcılık tarafından şüpheli sıfatıyla ifadesi alındı, ikinci kez geçen ay sorgulandı. Bu kez imzasız ikinci mektupta aynı isimlere yenileri eklendi, savcılık bu ihbar üzerine 6 aylık telefon dökümlerini istedi:
"Malatya misyoner cinayetiyle ilgili öncesinde ve sonrasında şube müdürü H.Y.'nin yapmış olduğu bir takım çalışma ve dosyaları dikkatlerinize sunmak istiyorum. H.Y. misyoner cinayetini M.Ü., Ruhi Abat ve M.Ç. ile beraber planlamıştır. Cinayet öncesindeki telefon dinlemelerinden elde edilen bilgiler çok dikkatli bir şekilde kullanılmış, sonrasında telefon dinlemeleriyle de olay yönlendirilmiştir. Hatta olayın meşru zemini oluşturulmaya çalışılmış, 'Misyoner çalışmalarına gerekli ders verilmeliydi ve verildi' şeklinde olayın haklılık zemini içine çekilmesi için gerek internet yoluyla gerekse yazılı olarak akademik çalışmalar yapılmıştır... Diyarbakır'a tayini çıkan M.Ç. tayinden sonra 83 günü Malatya'da geçirmiştir. Bunu meşrulaştırmak için eşini Diyarbakır'a götürmemiştir. Bu arada yeni olaylar planlamaları endişesini taşıyorum. Glock marka silah temin etmeye çalıştıklarını duydum..."
ERGENEKON ŞÜPHELİSİ AKADEMİSYEN DE M.Ç. İLE GÖRÜŞMÜŞ
Ergenekon soruşturması kapsamında Diyarbakır'da gözaltına alınıp tutuklanan Dicle Üniversitesi SBE öğretim görevlisi Abdurrahim Doğru'nun evinde ikisi uzun menzilli, biri Glock 5 silah ele geçti. Silahlarla atış yapıldığı, uzun namlulurdan birinin Şırnak eski milletvekili ve Devlet Bakanı Salih Yıldırım, diğerinin OHAL eski Vali Yardımcısı, Şırnak eski Valisi, şimdi merkez valisi Hüseyin Başkaya adına kayıtlı olduğu belirlendi. Teknik takibe alınan Doğru'nun, Abat'ın da görüştüğü Malatya’da görevli uzman çavuş M.Ç. ile sıkça görüştüğü de ortaya çıktı. Doğru, M.Ç. ile Diyarbakır'da 5 kez görüştüğünü, rektörlük seçimlerini konuştuklarını öne sürdü.
İSTİHBARATÇI PAPAZLA ÇOK SIK GÖRÜŞMÜŞ
Katliam günü biten dökümlere göre Ruhi Abat il jandarma komutanlığı ve istihbarat şube müdürü H.Y. adına kayıtlı telefonları katliam gecesi de aramış. Dökümlerde dikkat çeken ayrıntılardan biri Abat'ın her iki telefonu bazen günde 12 defa araması. Abat, 15 yıl misyonerlik yaptıktan sonra canlı yayında Müslüman olan, misyonerlik aleyhine sempozyumlar düzenleyen, "Şifre Çözüldü" adıyla kitap yayımlayan, papazlığında memur maaşı aldığı, uzman çavuş rütbesiyle istihbarat elemanı olarak çalıştığı ortaya çıkan İlker Çınar ve yakını Tuncer Çınar adına kayıtlı telefonları da defalarca aramış.