Güncelleme Tarihi:
İNGİLTERE’de 2005 yılından beri yaşanan en acımasız terör saldırısı üç cesur kadın sayesinde daha fazla kan akıtılmadan durduruldu. Başka kadınların ise saldırganların yanından ilgisizce geçip gitmesi günün konusu oldu. Son yılların en garip terör saldırısı şöyle gelişti: 25 yaşındaki asker Lee Rigby, üzerindeki “Kahramanlara Yardım Edin” yazan kapüşonlu sweatshirt ile Londra’nın güneyindeki Woolwich’te yurtdışındaki askerler için bağış topluyordu. Bu sırada 20’li yaşlarındaki iki siyahi, araçla mahalleye girip adamı aracın altına aldı. Kurbanı itip duvara yaslayan saldırganlar, ellerindeki bıçak, pala ve satırlarla, boynunu kopartırcasına kesti. Saldırganlar, bölgeden uzaklaşmak yerine “Allahu Ekber” diye bağırıp slogan atmaya ve çevrede bilinçsizce gezinmeye başladı.
Çevredekilerden biri cep telefonu ile olan biteni kaydetmeye başlayınca, eli kanlı terörist ona doğru yönelip açıklama yaptı. ITV televizyonunda yayınlanan bu görüntülerde saldırgan “Bu adamı öldürmemizin tek nedeni Müslümanların İngiliz askerlerince öldürülmesidir. Onlar bizimle nasıl savaşıyorsa biz de öyle savaşmalıyız. Göze göz, dişe diş. Kadınlarınız bunu gördüğü için özür dilerim. Hükümetlerinizi devirin, onlar sizi önemsemiyorlar. Hükümetlerinize ordularını geri çağırmalarını söyleyin, hep beraber barış içinde yaşayalım’’ diyerek devam etti. Bu sırada yaşlıca bir kadının bir pazar arabasını çekerek yanından son derece ilgisizce geçip gitmesi
dikkatleri çekti.
Aşırı sağcılar ayaklandı
Saldırganları radikal Müslüman olduğunun anlaşılmasıyla ülkedeki aşırı sağcı gruplar harekete geçti. Neonazi İngiltere Savunma Ligi (EDL) taraftarı 250 kişi olay yerine yakın yerde protesto gösteri yaptı, polisle çatıştı. Essex ve Gillingham’daki iki camiye saldırı düzenlendi. Polis, Essex’teki camiye elinde bıçakla giren 43 yaşındaki bir kişiyi yakaladı. Bir başka kişi ise Gillingham’daki camiye ırkçı saldırı düzenlediği şüphesiyle gözaltına alındı. İngiltere Müslüman Konseyi, saldırıyı sert bir biçimde kınadı.
ÖLDÜRÜP POLİSİN GELMESİNİ BEKLEDİLER / FOTO GALERİ
Polise büyük öfke
Saldırganlar 20 dakika boyunca sokak ortasında bıçak ve satırla dehşet saçmasına rağmen Londra polisinin olay yerine bir türlü gelmemesi eleştiriye neden oldu. Londra polisi ise eleştirileri kabul etmedi ve saldırıdan en geç 10 dakika sonra olay yerine intikal edildiğini iddia etti. Polis olayla ilgili dün biri kadın 2 kişiyi gözaltına aldı.
Sonradan Müslüman oldular
Polis, saldırı hamlesinde bulunduğu gerekçesiyle saldırganları vurarak durdurdu. Hastanede sorgulanan kişilerin kimliği basına açıklanmadı. BBC, dün olaydan sonra cep telefonuna kaydedilen görüntüdeki elinde satır tutan siyahi gencin 28 yaşında Nijerya kökenli İngiliz vatandaşı Michael Adebolajo olduğunu ve İngiliz Milli İstihbarat Teşkilatı M15 tarafından daha önceden tanındığını bildirdi. İngiliz medyasında iki gencin de tutucu Hıristiyan ailelerden geldiği ve sonradan Müslüman oldukları yazıldı.
Yalnız Kurt mu
David Cameron yönetimi saldırıyı kısa sürede “terör eylemi” olarak niteleyip lanetledi. Ancak saldırı siyasi nitelik taşımakla birlikte, saldırganların örgüt bağlantılı olduğu kuşkulu. Daily Mail gazetesi soruşturmada ilk bulguların saldırganların, Boston Maratonu’nun kana bulayan Tsarnaev kardeşler gibi “Yalnız Kurt” oldukları, El Kaide’ye sempati beslemekle birlikte doğrudan bağlantılı olmadığını gösterdiğini yazdı.
Biri dua etti diğeri konuştu
Saldırganların askeri yere bırakıp slogan atmaya başlamasıyla sokaktakiler kaçışmaya başladı. Ancak 50 yaşlarındaki bir kadın, kaçmak yerine askerin cesedinin başına gitti. Kurbanın öldüğünü anlayınca elini cesedin göğsüne koydu ve sessizce dua etmeye başladı. İkinci bir kadın daha onun yanına geldi. Sonra saldırganlardan birinin yanına gidip sakin bir tonla konuşmaya başladı. O konuştukça silahlı adamın iki kolunu çaresizce iki yana açıp saldırısının haklılığını anlatmaya çalıştığı görüldü. Sarı saçlı yelekli bir kadın daha olay yerine geldi. İzci lideri olan iki çocuk annesi Ingrid Loyau-Kennett (48), o anları şöyle anlattı: “Bana polisleri de öldüreceğini söyledi. Bunun hiç de akıllıca olmayacağına dikkatini çektim. ‘Sen teksin onlar çok fazla, kaybedeceksin’ dedim.”