Güncelleme Tarihi:
Babasının katilinin bu kadar yakın biri çıkmasıyla şaşıran 35 yaşındaki Zeynep Coşkun, “Düğünümde aile fotoğrafında yer alacak kadar bizden birisiydi. Babam bu aileye kendi çocukları gibi sahip çıktı. Kendimizden şüphelenirdim ondan beklemezdim, demek ki ailemizin içinde yıllarca yılan gibi gizlenmiş” dedi.
Emekli öğretmen Ali Coşkun, 20 Temmuz 2006 tarihinde Yenibaraj Mahallesi'ndeki evinde ölü bulundu. Cinayet bürosu ekiplerinin yaptığı araştırmada, Coşkun’un başına kolonya şişesiyle vurulup, boğazı sıkılarak öldürüldüğü, para, çekler ve değerli eşyaların da çalındığı belirlenmişti. Kapıda zorlama olmaması nedeniyle katilin tanıdık olabileceği olasılığı üzerinde duran polis, evdeki sigara izmaritinden su bardaklarına kadar her şeyi inceledi, parmak izi aldı. Aileyle yapılan görüşme sonrası şüpheli listesindeki 80’e yakın kişinin kan, doku örneği ve parmak izi karşılaştırıldı. Ancak, bu çalışmalar polisi zanlıya götürmedi.
Coşkun'un yakınındakileri izlemeye alan polis, 10 ay süren teknik takip sonucu emekli öğretmenin maddi yardımda bulunduğu Genç ailesinin tek oğlu olan, uyuşturucu bağımlısı olduğu belirlenen Murat Faruk Genç ile arkadaşları 20 yaşındaki Cemal Arslan ve 17 yaşındaki lise öğrencisi M.P.A.’nın işsiz oldukları halde aşırı para harcadığını belirledi.
Şüphe üzerine gözaltına alınan zanlılardan Genç, ‘susma hakkını' kullanırken, M.P.A. ve Arslan cinayeti işlediklerini itiraf etti. 3 zanlı, çıkarıldıkları mahkemece tutuklandı. M.P.A.'nın sorgusunda, birlikte uyuşturucu aldıklarını, kendisinin rahatsızlandığını belirterek, “Murat, bir tanıdıkları olduğunu söyledi. Bizi eve götürdü. Ben yüzümü yıkayıp kendime gelmek istedim. Bu sırada Murat, Ali Coşkun’un başına kolonya şişesi ile vurdu, sonra eliyle boğdu” dedi. Arslan da, M.P.A. ile benzer ifade verdi.
AİLEDEN BİRİ GİBİ
Yaklaşık 25 yıldır Genç ailesini tanıdıklarını, oğulları Murat’ın babasının katili olduğunu öğrenince şoka girdiğini anlatan Zeynep Coşkun, “Babam öldürüldüğünde şoka girmiştim. O çocuğun katil olduğunu öğrenince ikinci bir şok yaşadım. Hiç aklıma gelmezdi. Kendimizden şüphelenir, ondan bunu beklemezdim. Bu aile 25 yıl önce kiracı olarak evimizde oturmuştu. O günden beri de görüşürüz. Babam kendilerine sürekli yardımda bulunurdu. Akrabadan öte olmuştuk” dedi.
Genç'in sessiz biri olduğunu anlatan Zeynep Coşkun, düğünde birlikte çekilmiş fotoğrafı göstererek, şöyle konuştu:
“Murat evimizin oğlu gibiydi. Yakalanmadan 15 gün önce de, annesiyle birlikte kızımın doğum gününe katılmıştı. Çok sesiz ve sakindi. Bu olayı tek başına yapmış olacağını tahmin etmiyorum. Ailesinin de bu işin içinde olduğunu sanıyorum. Çünkü, annesi bizi çok iyi tanıyor ve nerede olduğumuzu çok iyi biliyordu. Babamın da evde tek olduğunu biliyorlardı. Bu olay sonrası aile hakkındaki düşüncelerim de değişti. Babamın cenazesine bile katılmadılar. Hiçbir mal varlığı olmayan aile, bu olaydan kısa bir süre sonra ev aldı. Hatta buradan taşınıp Kıbrıs’a yerleşeceklerini öğrendik. İyi niyetimizin kurbanı olduk. Adaletin en ağır cezayı vereceğine inanıyor ve güveniyorum.”