Güncelleme Tarihi:
Medet Serhat İstanbul Barosu avukatlarındandı. Ceza davalarının yanısıra kritik bir ismin alacak verecek davasını da üstlenmişti. Bu isim Kürt mafyasının ünlü ismi Behçet Cantürk'tü ve PKK'ya yardım eden işadamlarından hesap sorulmasını öngören listenin başındaydı. Ocak 1994'te Cantürk'ü şakağından girip öldüren kurşunun Medet Serhat'ı da vuracağı kesindi. Çünkü o ‘‘Behçet Cantürk'ün herşeyini bilen adam’’ diye tanınıyordu. Nitekim 12 Kasım 1994'te arabasında kurşunlandı. Susurluk'a kadar herşeyi saklayan güç bu cinayeti de örtbas etti ve Serhat'ın öldürülmesi hakkında kamu davası bile açılmadı. Tevfik Ağansoy ise 1970'li yılların aranan ülkücülerindendi. Kayıtlara geçmiş 12 cinayeti vardı. Toplam 10 yıl cezaevinde yattı. 1988'de yararlanmak için başvurduğu Pişmanlık Yasası'nın ona getirdiği sıfat ‘itirafçı’ oldu. 28 Ağustos 1996'da, eski ortağı ülkücü baba Alaattin Çakıcı'nın adamları tarafından öldürüldü. Şimdi, Medet Serhat'ın eşi Yurdanur Serhat eşini öldürenin Tevfik Ağansoy olduğunu iddia ediyor. Hülya Ağansoy ise ‘‘kendi kanıtlarıyla’’ buna karşı çıkıyor.
‘‘Kocam avukat değil miydi, her gün DGM'de değil miydi? Çağırıp onun ifadesi alınmaz mıydı? Bu olaylar nereye gidiyor Medet bey demezler miydi? O hiçbir şeyi kanunsuz bir biçimde yapmayı düşünmedi ki!’’
Serhatlar, Iğdır'ın Alican köyünün saygın ailesi, reisi. Medet Serhat ilkokulu Iğdır'da, Azeri ahbaplarının yanında gurbetçi olarak okumuş. Sonra Trabzon Lisesi'nde yatılı. İki anneden oniki kardeşler. Üniversiteyi bitiren yalnız o. ‘‘Hukuk Fakültesi'nde öğrenciyken, gözaltına alındı. Ama hakkında bir dava açılmadı. Yine de 'kürtçü komünist' damgası yedi. O yazıyı ömrü boyu çıkartamadı.’’
Medet Serhat İstanbul Barosu Genel Sekreteri'yken Başkan olan Orhan Apaydın onu gıyabında Barış Derneği üyesi yapıyor. Bu ise Serhat'a on kaçak aya maloluyor. Geldiğinde ise ne ceza alıyor, ne de hapis yatıyor. ‘‘Onun hırsını Behçet Cantürk'ün avukatı oldu diye götürdükleri zaman aldılar.’’
Yurdanur Serhat kocası gibi Kürt kökenli değil. Zonguldak doğumlu. Babası asker, Çanakkale'de savaşmış. Annesi Kafkas kökenli. Onun yaşamı yedi yaşından sonra hep İstanbul'da geçmiş. Olgunlaşma Enstitüsü mezunu. ‘‘Ben bir ara politikaya girdim; Güven Partisi'ne. Turan Feyzioğlu'nu çok beğenirdim. Partide kadın kolu başkanı Meziyet Çınar, meşhur Kamuran Bedirhan'ın kızkardeşi. Bedirhan, Fransa'daki Kürt Enstitüsü'nü kuran kişi.’’ Bu ilişkiler sayesinde Medet Serhat'la tanışıyor. 1976'da birlikte yaşamaya başlayıp 1987'de evlenmişler. 11 yaşında olan oğulları Rumet nikah şahitleri. İki ayrı politik görüşte insanlar. Medet Serhat CHP'den üç kez aday, Yurdanur Serhat'ın oyu ise Turgut Özal'a. Haklı olduğunu bildiğim yerlerde Kürtlerin savunucusuyum diyor.
Eşiniz nasıl bir avukattı?
- Ceza davalarına girerdi. Mesela Nejat Daş'ın davasına baktığı zaman onun olamayacağını bilmişti ve çocuğa söylemişti bu iş beni aşar diye. Ama bunun yanında öyle çocuklar gelmişti ki Kürt, PKK'lı diye hapiste, onların davalarına girerdi.
Özellikle mi seçiyordu?
- Hayır, geliyorlardı. Çoğuna ücretsiz bakardı.
Peki ona para kazandıran davalar hangileriydi?
- Alacak-verecek davaları. Mesela Behçet Cantürk bir fabrikatöre para mı vermiş, onun alacak davasına bakmıştı.
Bir davasına mı baktı, sürekli avukatı mıydı?
- Çok değil, birkaç davasına baktı ama esas bu alacak davası. Behçet Cantürk'ün çok avukatı vardı. Kiminle ne iş yapacağını çok iyi bilirdi. Medet'in öldürülme sebebi Behçet'in bütün işini biliyor zannıyla o listeye girmiş olması.
KOCADAĞ'A GÜVENİRDİ
Behçet Cantürk'le eşinizin konuşmalarını hatırlıyor musunuz?
- Tabii, Behçet buraya geldi. Dedi ki abi bizi ölüm listesine almışlar. Ama biz de ölürken bir iki kişiyi götürürüz. Sanıyordu ki karşılıklı mücadele yapılacak. En güvendiği kişiler götürdü onu; Hüseyin Kocadağ. Üç ay Diyarbakır'da onun evinde yedi içti inkar etti biz onu tanımıyoruz diye. Eşyalarını Behçet alırdı. Behçet'i çok güvendiği bir insan çağırdı, içkiyle uyuşturdu, zabıt var zabıt, Behçet uyumuş, diz çöktürülmüş, gözünün kenarından ateş edilmiş.
Eşinizin yorumunu hatırlıyor musunuz?
- Cevap vermedi. Başını eğdi tevekkülle. Behçet öldüğü zaman Medet'e çok ısrar ettim. Ne olursun git burdan dedim. Londra'ya gitti.
Gene de o geceyi engelleyemediler:.
‘‘O gece gittiğimiz düğünde üç kase sütlaç yemişti. Fena oluyorum dedi. Aç kemerini dedim, açtı uzandı kucağıma. Eve yaklaşırken şoför birden hızlandı. Solumuzdan bir araba kaldırımın üstünden gidiyordu. Geldi, önümüzde durdu. Bir adam çıktı, ön kapıyı açtı şöyle yan döndü şak, bir sonra bir tane daha şoförün kafasına. Saniyelik bir iş sonra bize başladı. Ben de ilkini atar atmaz Medet'i kucakladım, başını. Anam bitmiyor, at at bitmiyor, şak, şak, şak... Ben ay ay ay diye her seferinde bağırıyorum. Şoför de ölmüş ya araba açık, bizim arabayı itti, araba aşağıya yolun sağına doğru kaydı, o önümüze geçti. Ben nefes alıyor mu diye eğildim başının üstüne. Çapraz ateş falan değildi, bir tek kişi. O da Tevfik Ağansoy'du. Takım elbiseli, yelekli, düzgün kesilmiş saçlı. Filinta gibi oğlan, yaktım çıranı dedi, temizledi bizi gitti.’’
Yurdanur Serhat'ın artık safra kesesi, dalağı, midesinin dörtte üçü, 12 santim kalın bağırsağı yok, kolunda kırıklar... Kalbinin milim altından geçmiş kurşun, ince bağırsakta sekiz delik. Olayla ilgili dava açılmadı. ‘‘Trafik kazasında ölseydi amme davası olurdu, o bile açılmadı.’’
Susurluk sizin için cevapları değiştirdi mi?
- Hayır. Üstelik bana sordular Çatlı olabilir mi diye, hayır dedim, kafa yapısı uymuyor. Çatlı'nın Behçet'le diyaloğu çok iyiydi. İyi dostlardı. Onlar zannediyorlardı ki Behçet herşeyini Medet'e anlatır, o da bir gün bunlarla bizim karşımıza çıkar. Ne zaman ki itirafçı olarak Tevfik Ağansoy televizyona çıktı, benim bu kırık kolum nasıl titredi bilseniz... Adamın kaşı gözü o zaman şekillenmeye başladı.
Engin Civan olayı zamanında rastlamadınız mı hiç onun fotoğrafına?
- 1995'te Türkiye'ye ilk getirildiğinde, ilk çıktığı zaman gördüm. Ahbaplarıma söyledim. Karısı, ‘‘benim kocam karısı çocuğu varsa ateş etmez’’ dedi. Garibim... ben o kadına kızmıyorum. O kadının kocası, Medet'e ateş eden kişi, Medet'in iki sıra altında yatıyor, aynı mezarlıktalar. Ben Ramazan'da okuduğum zaman ona da fatiha yolluyorum kabir komşusu diye.
Eşi Ağansoy'un yurt dışında olduğunu söylüyor.
- Beş tane pasaportu olan adam... Ne bilsin kocası nerde? Karısına da kızmıyorum. Diyor ki ben bir şey istemedik, kocamla çocuklarımla mutlu olmaktan başka. Biz istemiyor muyduk?
Yurdanur Serhat'ın 1938 doğumlu olduğuna inanmak güç; öylesine kırışmamış bir teni, dinç bir vücudu var!
HÜLYA AĞANSOY
Öldürmemek elinde değildi
Şurada, koltuğun üstünde sevdiğiniz adam oturuyor ve biliyorsunuz ki o adam öldürebiliyor!
- Evet ama ben hiçbir zaman Tevfik'i katil gözüyle görmedim. Çünkü o kimsenin parasını alıp öldürmedi, kimsenin ırzına geçip öldürmedi. O bir idealistti. Tamam insan öldürmemesi gerektiğini ben de biliyordum ama o zaman elinde değildi. Aniden karşısına çıkıyor solcular. Yolunu kesiyorlar, ateş ediyorlar. Sen ne yapacaksın? Ölmeyi mi, canını mı kurtarmayı tercih edeceksin?
Tevfik Ağansoy 1989'dan sonra farklı bir yol çizmek istedi. Cezaevinden çıktıktan sonra eşiyle Mecidiyeköy'de emlakçı dükkanı açtılar. Derken eski ilişkiler gündeme gelmeye başladı. Eski arkadaşların doldurduğu dükkan zamanla çalışamaz hale geldi, kapandı. Zora düştüler ve Tevfik Ağansoy yeniden Alaattin Çakıcı'yla ‘takılmaya’ başladı. İddialar da aldı yürüdü.
Eşi, Medet Serhat'ı kurşunlayanın eşiniz olduğunu iddia ediyor...
- Kesin yalan. O olay olduğunda Tevfik yurtdışındaydı. Civan olayından aranıyordu. Civan olayından üç ay sonra öldürüldü Medet Serhat. Diyor ki karısı, yelekliymiş, üstünde takım elbise varmış. Bütün resimlerini açayım Tevfik'in sana göstereyim, bir tane takım elbiseli resmi yoktur. Yelek giymez yani. Hem öldüğü tarihlere baktım, sahte pasaportlarıyla Türkiye'ye girişi çıkışı yok Tevfik'in.
Siz ayrıca araştırdınız yani.
- Evet. Yapmayacağını biliyordum ama kaçak olarak aniden gelip yapmış olabilir mi diye baktım.
Kendinizi rahatlatmak için mi?
- Kendimi rahatlatmak için tabii. Yeniden katil olmasını istemiyordum, bana söz vermişti.
Sizce Tevfik Ağansoy Susurluk tablosunun içinde bir aktör müydü?
- Benim gözümde Tevfik hiçbiryerinde değildi. Susurluk falan benim umurumda değil. Biz farklı şeylerle suçlandık, onlar farklı. Ben bu konularda hiç konuşmadım, konuşmayacağım. Tevfik Ağansoy'un kim olduğu bir on yıl sonra belki anlaşılacak veya hiç anlaşılmayacak.
Tevfik Ağansoy'un Çakıcı'yla alevlenen eski dostluğu Engin Civan olayında tökezledi. İyice gerginleşen ilişkinin sonunda ‘‘Ya biz onlara yapacaktık, ya onlar bize yapacaktı’’ diyor Hülya Ağansoy. Tez davranan Çakıcı oldu. Hülya Ağansoy şimdi arkadaşının emlakçı dükkanına haftada
iki kez gidip satış yapıyor. Ev komisyonlardan gelen parayla dönüyor. Eşiyle ilgili tek bir konu var ki onu çileden çıkarıyor: ‘‘Bazen anlatırlar işte böyle zamparaydı diye, küfürü basıyorum.’’
Zampara mıydı?
- Çok zamparaydı, aldattı beni. Ama kabul etmedim, kavga ettim. Karıların ağzını burnunu kırdım yani.
Tevfik Ağansoy hapiste geçirdiği 10 yılda ailesini içerde yaptığı yağlı boya tabloları satarak geçindirmiş. Resimdeki şeytan kendisi, nü olan kadın da eşi.