Şenay ORDU
Oluşturulma Tarihi: Nisan 27, 2002 22:30
Herkes ona Fatoş dese de, o aslında Grafilerin annesi. www.bebelerebalon.com'un kurucusu ve tek hakimi! Fatoş Yaşaroğlu, Türkiye'de sayıları beşi bulmayan kadın karikatürcülerin belki de en renklisi.
‘‘Beni benden başkası güldüremez’’ diyecek kadar iddialı. ‘‘Sokaktaki insanlarla sohbete başlayınca manyak sanıyorlar’’ diyecek kadar eğlenceli. Fatoş, Leman Yayınları'ndan çıkan Küçük Sözlük'ten sonra, şimdi de huzurevi sakinleriyle hazırlayacağı Büyük Sözlük'ün peşinde!
Yaşamı gülmek ve güldürmek üzerine kurulu bir kadın Fatoş Yaşaroğlu. 30 yaşında. Leman ekolünden yetişmiş. Eğlenirken eğlendirmeyi seçmiş. Çalışırken günlerce evden dışarı adım atmadığı oluyor. Böyle zamanlarda doğum sancıları çekiyor. Her sancıyla yeni bir Grafi bebek doğuyor. Ve tüm ev, Grafilerle annelerinin kahkaha sesleriyle çınlıyor. 11'inci katta bulunan renkli dairesinde, kapılardan birinin üzerinde ‘Yalnız erkekler için’ yazması dikkatimizi çekiyor. Bakışımızı yakalıyor, ‘‘Bu tuvalet erkekler için’’ diye açıklıyor hemen. ‘‘Kadınlar banyodakini kullanabilirler.’’ Şaşkınlığımıza şaşırıyor: ‘‘Ne var? Siz iş yerinde ayrı ayrı tuvaletlere gitmiyor musunuz? Arkadaşlarım arasında kadını da var, erkeği de.’’
Tüm hayatı çizdiği, ‘çiziktirdiği’ karikatürleri ve onları dünyayla tanıştırdığı sitesi www.bebelerebalon.com. Arta kalan zamanlarında bile onlar için besleniyor.
‘‘Kendime her gün, bugün ne pişirdin anne, diye soruyorum. Ve cevabı duymak istiyorum’’ diyor. Dışarı çıktığı zamanlarda önceleri yalnız sitesinde var olan, şimdilerde kitabı da çıkan Küçük Sözlük için ilköğretim okullarına koşturuyor.
‘‘Küçük Sözlük'te çocuklara kelimeler söyleyip onlardan yorumlamalarını istiyordum. Kasımda Leman Yayınları’ndan çıkan kitap çok beğenildi. Şimdi aynı çalışmayı huzurevlerinde büyüklere sözlük amacıyla yapmak istiyorum. Ama Ankara İl Sağlık Müdürlüğü'nden izin çıkmadı. Ben de özel huzurevlerine gitmeye karar verdim.’’
Büyük Sözlük tamamlanınca sergilere ağırlık verecek. Tabii bir sponsor bulabilirse. Gerçi, ‘‘Beni alan yaşadı!’’ diyen birinin sponsor bulması hiç zor olmasa gerek.
Çalışma saatleri epey farklı. Zaten çok uyuyamadığını söylüyor. ‘‘Gecenin bir yarısı aklıma gelen bir şeye katıla katıla gülerek uyandığım ve bir daha uyayamadığım çok oluyor.’’
Megaloman mı? Evet. Hem de ‘‘En çok kendime gülüyorum’’ diyecek kadar.
Renk renk tokalarıyla, hakiki hand made' dediği Grafilerinin arasında oturup, kendini anlatmaya bayılıyor.
‘‘Sokakta yürürken tanımadığım insanlara gülümsemeyi, onlarla sohbet etmeyi çok seviyorum. Ama onlar korkuyorlar benden! Manyak sanıyorlar!’’diye gülüyor.
Türk kadın karikatürcüler arasında Piyale Madra, Ramize Erer ve bir de kendini sayabiliyor. Sonra durup, ‘kadın karikatürcüler’ tanımlamasını tartışmaya başlıyor. ‘‘Cinsiyet önemli değil’’ diyor. ‘‘Erkek karikatürcülerle aramdaki tek fark, benim çok güzel olmam!’’
Anlatıyor ve gülüyor. Çiziyor ve gülüyor. O güldükçe de Grafiler yaşamaya, ‘Bebelere Balon’ büyümeye devam ediyor.
KENDİ ANLATIMIYLA KENDİSİ
1971 yılının güzel bir bahar akşamında Berlin'de doomuşum. 1991'de M.S.Ü. Güzel Sanatlar - Seramik bölümündeydim. Son senemde 'GRAFiLER' diye acayip bi çizgi buldum. 'Amanin!' dedim, 'ben bu çizgilerimle diploma projesi yapar, zengin olurum!' 1995 yılında Barometre'de ilk 'GRAFi' sergimi açtım. Sona Makedonya'da 'II. SIAB BIENNIAL'ine yine akrilikle GRAFi tablosu yaptım. Sona Mezzaluna İtalyan Restaurant'a 3 tane GRAFi tablosu yaptım. O yıldan sona hep 'GRAFiLER'le yattım, 'GRAFiLER'le kalktım.. İlk GRAFi karikatürlerim 1996 yılında Yeniyüzyıl Gazetesi'nde yayımlandı. 2.'GRAFiLER' sergimi Ortaköy Kültür Merkezi'nde açtım. 1999'da da Varol Yaşaroğlu ilen birlikte 'GRAFi2000 Haftalık İnternet Mizah Dergisi'ni hazırladık. Bu site çok popüler oldu!. Sevdi herkes.. En son ben 'LeMaN Mizah Dergisi'nin çizeri oldum. 'Grafiler' yayımlandı zaman zaman.. Bi de küçük çocuklarla hazırladığım 'Küçük Sözlük' yayımlandı zaman zaman.. Sona 2001 Ocak ayında LeMaN Kültür'de 3. 'GRAFiLER' Sergimi açtım. 'Küçük Sözlük' kitabım çıktı LeMan Yayınlarından.. Şimdik kendi kendime www.bebelerebalon.com'u yapiom.. Çok yoruluyom ama olsun!. Yaptığım işler beni eylendirio, sizden önce ben eylenebiliim ki, siz de eylenebilin die :)
Aşk olmasa sanat olmazdı
Altıncı yılını geride bırakan üç aylık P Sanat Kültür Antika Dergisi'nin, 24'üncü sayısındaki teması çok zengin bir konu: Aşk ve Sanat.
Derginin İngilizce baskısı da, beşinci sayısıyla birlikte ABD'nin büyük kitabevlerinde satışa çıktı.
P Sanat Kültür Antika Dergisi'nin son sayısının sayfalarını çevirmeye başladığınızda aşkın farklı çağlarda ve uygarlıklardaki yansımalarını görüyorsunuz. Sümerler, Osmanlılar, Eski Yunan, Acem, Arap, Hint, Avrupa, Japon uygarlıkları ve nihayet çağdaş sanatta aşkın nasıl bir yer tuttuğunu yazılar ve çok güzel resimlerle izleyebilirsiniz.
Doğal olarak heykel, minyatür ve resimlere aşk şiirleri eşlik ediyor. Sümerlerin aşk şiirleri, Sappho'nun şiirleri, Doğu'nun kavuşamayan aşıkları Hüsrev ile Şirin, Leyla ile Mecnun, Japon şairlerinin sade dizeleri, Kanuni'nin Hürrem için yazdığı şiirler ve mektupları okuyacaksınız. Özellikle Topkapı Sarayı Müzesi Kütüphanesi'nde bulunan, Herat ve Şiraz'da yapılmış eşsiz Leyla ile Mecnun minyatürleriyle büyüleneceksiniz.
Batı Avrupa sanatı da dergide yerini buluyor. ‘‘Öpüşme’’ teması etrafında Canova, Rodin, Brancusi gibi sanatçılardan öpüş sahnelerine yer veriliyor. Derginin finalinde ise Ferit Edgü'nün yazısıyla süslediği Bedri Rahmi Eyüboğlu'nun aşk resimleri var.