Güncelleme Tarihi:
Bavul cinayetinin esrarı çözüldü. Konsomatris kadını, kendisini başka erkeklerle aldattığını öne süren kocası öldürmüş ve parçalara ayırmış.
Ankara Garı'nda, İzmir-Ankara treninde iki valiz içinde 6 parçaya bölünmüş olarak bulunan kadın cesedinin sırrı çözüldü. Cesedin Manisa'da konsomatrislik yapan Somalı 29 yaşındaki Sevgi Sönmez'e ait olduğu ve eşi 38 yaşındaki Mehmet Sönmez tarafından öldürüldüğü saptandı. Suçunu itiraf eden Mehmet Sönmez, eşini evi terk edip, başka erkeklerle birlikte olduğu için öldürdüğünü söyledi.
Konsomatrislik yapıyordu
Ankara polisinin, başsız ceset üzerinden aldığı parmak izlerini, on binlerce parmak iziyle karşılaştırması sayesinde, öldürülen kadının Sevgi Sönmez olduğu ortaya çıktı. Doku örnekleriyle yapılan DNA testi de, kimliğin doğruluğunu kesinleştirdi. Soma Ege Linyitleri İşletmesi'nde çalışan Mehmet Sönmez'le evli olan 2 çocuk annesi kadının, evini iki ay önce terk edip Manisa'ya yerleştiği anlaşıldı.
Suç aletleri de bulundu
Sevgi Sönmez'in oturduğu daireyi arayan polis, genç kadının 18 Aralık günü, 11 yaşındaki kızı ve 8 yaşındaki oğlunu görmek için Soma'ya gitmek üzere evden ayrıldığını saptadı. Bunu üzerine Mehmet Sönmez'in evine önceki gece baskın yaptı. İncelemede yatak odası ve banyoda kan izlerine rastlayan polis, cinayet aleti balta ve bıçağı da buldu. Gözaltına alınan Mehmet Sönmez suçunu itiraf etti.
Kesik baş bulunamıyor
Bu arada, tüm aramalara karşın Sevgi Sönmez'in kesik başı henüz bulunamadı. Mehmet Sönmez, eşinin başını vücudundan ayırmadığını, başın da valizde olduğunu iddia etti. Bir polis yetkilisi, ‘‘Garda ilk bulan kişi, başı panikle fırlatıp atmış da olabilir’’ dedi. Cinayet sırasında çocukların Eskişe-hir'deki teyzelerinin yanında olduğu belirlendi.
Baltayla vurdum bıçakla kestim
Eli kanlı koca Mehmet Sönmez vahşeti anlatırken soğukkanlığıyla dikkat çekti. Karısının sık sık evi terk ettiğini belirten Sönmez ifadesinde şöyle dedi: ‘‘İki ay önce yine gitti. Manisa'da birahanede çalışıyormuş. 18 Aralık sabahı döndü. İçkiliydi. Ben de alkollüydüm. Tartışmaya başladık. ‘Kafamı bozma seni öldürtürüm' deyince, kül tablası ve demir çubukla vurmaya başladım. Ölmüştü. Çarşıya gittim, çanta ve poşet aldım.
Balta ve bıçakla cesedi yatak odasında parçalayıp, banyoda yıkadıktan sonra poşetleyip çantalara koydum. Saat 21.00'e doğru taksi çağırdım. Taksinin bagajına çantaları koydum ve gara geldim. Ankara treninden bilet aldım. Çantaları yerleştirdim, tren kalkarken son anda indim.’’