<B>Merve YENAL</B>
Oluşturulma Tarihi: Nisan 16, 2004 22:25
Prezentabl, güleryüzlü, 25 yaşını aşmamış, erkek, bekar... Türkiye'de verilen iş ilanlarında bu ve benzeri 'ayrımcılık' kelimelerine sık sık rastlıyoruz. Oysa geçen yıl kabul edilen 4857 sayılı İş Kanunu'nun 'Eşit Davranma' ile ilgili 5. maddesi her tür ayrımcılığı net bir şekilde yasaklıyor. Kısacası, Türkiye'de yasa var, uygulama yok. Gelişmiş ülkelerde 'fırsat eşitliği yasası' taviz vermeden işliyor. Yasalara uymayan, objektif olmayan şirketler yüklü tazminatlar ödemeye mahkum oluyor.
‘İş ilişkisinde dil, ırk, cinsiyet, siyasal düşünce, felsefi inanç, din ve mezhep ve benzeri sebeplere dayalı ayırım yapılamaz'. Geçen yıl kabul edilen 4857 sayılı İş Kanunu'nun 5. maddesi, iş ile ilgili her türlü ayrımcılığı açık ve net bir şekilde yasaklıyor. Ancak Türkiye'de bu yasanın ne derece uygulandığı 'tartışılır' durumda. İşe alım, ücret, terfi gibi konularda yapılan ayrımcılık kendini en açık haliyle iş ilanlarında gösteriyor. Türkiye'de iş ilanlarına '26 yaş altı', 'kadın', 'erkek', 'prezentabl' gibi ibareler koymak neredeyse doğal karşılanıyor.
Öte yandan, Avrupa Birliği (AB), ABD ve Kanada başta olmak üzere gelişmiş batı ülkeleri her konuda ve alanda yapılan ayrımcılık konusunda çok hassas. Bu ülkelerde herkese eşit haklar ve fırsatlar tanınması için oluşturulan yasalar 'eksiksiz' işliyor. Kişiler, ayrımcılık yapan şirketleri dava edip yüklü tazminatlar alıyor. Türkiye'de bu tür dava örneklerinin olmaması nedeniyle şirketleri dava etmek akla gelmiyor.
Personel Yönetimi Derneği (Peryön) Başkan Vekili Bekir Kural, bir şirketten red cevabı alan ve şirketin ayrımcılık yaptığını düşünen bir kişinin dava açma hakkının olduğunu söylüyor. Ancak kimsenin bunu yapmayı düşünmediğini dile getiriyor: ‘‘Özellikle kadınlar, hamile ya da çocuklu olduğu için işe alınmıyor. Türkiye'de ilanda olmasa da işe alımlarda ayrımcılık yapılıyor.‘‘
Management Centre Türkiye Genel Müdürü Tanyer Sönmezer, iş ilanlarındaki ayrımcılık kelimelerini bilgisayarda kullanılan 'kopyala yapıştır' komutlarına benzetiyor. İlan verenlerin kendi ilanlarını daha önceki benzer ilanlara bakarak oluşturduklarını söylüyor. Şirketlerini koruma güdüsüyle bu şekilde hareket ettiklerini düşünüyor: ‘‘Türkiye'de bazı şirketler 'şişmanlık' nedeniyle bile eleman almıyor. Bu sistem tamamen işverene çalışıyor. Örneğin, Erzurum Üniversitesi mezununun işe alımlarda kısa listeye girme imkanı çok az.’
Katı kurallara ‘hayır’
Özel İstihdam Büroları Derneği Başkanı ve Adecco Türkiye Genel Müdürü Pembe Candaner, yurt dışındaki katı kuralların Türkiye'de uygulanmasını doğru bulmuyor. 'Özel hayata' girmemek koşuluyla ilanların bu şekilde devam etmesinde sakınca görmüyor:
‘‘İlanlar ve içerikleri o ülkenin kültürünü yansıtıyor. Bu nedenle yurt dışındaki ilanların birebir adapte edilmesi doğru değil. Türkiye'de bazı adaylara 'eşiniz ne kadar para alıyor?', 'çocuğunuz hangi okulda okuyor?', 'anne babanız ne iş yapıyor?' gibi çok özel sorular soruluyor. Bu değişmeli. Özel hayata girmemek lazım.‘‘
Batı'daki kurallar nedeniyle işverenlerin birçok soruyu soramadığını söyleyen Candaner, batının bu kurallarda esnemeye çalıştığını belirtiyor.
Tartışmak gerekiyor
İş-Kur Genel Müdürü Necdet Kenar, ilanlardaki ayrımcılık ibarelerinin ne kadarının işin gereği ne kadarının ayrımcılık olduğunun tartışılması gerektiğini söylüyor:
‘‘İş ilanlarında ayrımcılık gibi gözüken bir şey, uygun kişiyi belirlemek amacını taşıyor olabilir. İşveren, 'inşaatta dağa çıkaracağım, genç olsun' diyor. Bunları bizim tartışmamız lazım. Çünkü kısıtlamalar verimliliği engelleyebilir.‘‘
AB’de kadın-erkek ayrımı kalmadı
Türkiye'de ayrımcılık problemi devam ederken AB, yaptığı uygulamalarda Amerika'yı aratmıyor. TÜSİAD AB Temsilcisi Dr. Bahadır Kaleağası ayrımcılık konusunda AB'nin politikasının 'çok net' olduğunu söylüyor. AB'de uygulanan 'fırsat eşitliği' politikası ile bu ülkelerde özellikle kadın-erkek ayrımcılığının hiç kalmadığını anlatıyor: ‘‘AB'de ayırımcılık yapılan hiçbir iş kalmadı, tamamı silindi. Bunlar geride kalmış, artık tartışılmayan konular. Zaten kurumların kendisi bunu istemez çünkü onların imajları zedelenir. Her şeyin ötesinde ortada bir imaj konusu var.‘‘ Küçük çaptaki şirketleri denetlemenin zor olduğunu anlatan Kaleağası, denetleyici yasal düzenlemeye rağmen eğer ayrımcılık şüphesi olursa sendikaların devreye girdiğini anlatıyor. Kaleağası, Türkiye'nin bu konuda 'sıfır noktası'nda olmadığını düşünüyor. ‘‘Türkiye çok geride değil. Ancak, uygulamada bir takım sorunları var‘‘ diye konuşuyor.
ABD
ABD'de eşit iş fırsatları ile ilgili politikaları oluşturmak ve açılan davaları onaylamak Eşit İş Fırsatları Komisyonu'nun (EEOC) görevi. Davalar, 1964 Medeni Haklar Yasası, Eşit Ücret Yasası (EPA), İşe Almada Yaşa Bağlı Ayırımcılık Yasası (ADEA) ve Engelli Amerikalılar Yasası'na (ADA) göre açılıyor ve yürütülüyor.
Bu yasalar, Amerika bazlı olan ama ülke dışında bulunan şirketleri veya Amerika'da bulunan uluslararası şirketleri de kapsıyor.İşveren suçlu bulunursa tazminat ödüyor.
AVRUPA BİRLİĞİ
AB hukukunun fırsat eşitliği ilkesi kapsamında kadın ve erkeklerin eşit muameleye tabi tutulmaları amaçlanıyor. Bu paralelde belirlenen 'istihdamla ilgili haklar' kapsamına eşit ücret ve iş yerinde eşit muamele (istihdama erişim, mesleki eğitim, çalışma şartlarında eşit muamele) giriyor.
KANADA
Kanada ayrımcılık konusunda taviz vermiyor. Irk, renk, milliyet, din, yaş, cinsiyet, medeni hal, ailevi durum, engellilik ve cinsel tercihle ilgili ayrımcılık yapmak Kanada'da yasal değil. Bu ülkede insan hakları yasalarını Kanada İnsan Hakları Komisyonu uyguluyor.
AVUSTRALYA
Avustralya'da her tür ayrımcılığa karşı Avustralya İnsan Hakları ve Eşit Fırsatlar Komisyonu yasal işlemleri yürütüyor.