OluÅŸturulma Tarihi: Ocak 23, 2005 00:00
Eski Merkez Bankası BaÅŸkanı Gazi Erçel, Hazine'de memurken iki arkadaşıyla Menderes'in kasasını açtıklarını ve Hazine'ye kaydettirilmiÅŸ bir saat bulduklarını Hürriyet'e anlattı.Eski Merkez Bankası BaÅŸkanı Gazi Erçel, bir anısıyla 'devlet büyüklerine hediye'ye yeni boyut getirdi. Erçel, "28 yıl önce eski Hazine binasındaki bir odada görev yapıyorduk. Oradaki dev kasayı merak ettik. Açtırdık, içinden küçük notla Adnan Menderes'e hediye edilmiÅŸ saat çıktı" dedi.MERKEZ Bankası eski BaÅŸkanı Gazi Erçel, idam edilen eski baÅŸbakan Adnan Menderes'in, kendisine hediye edilen ve Hazine kasasına emanet olarak kaydettirdiÄŸi kol saatiyle karşılaÅŸma öyküsünü Hürriyet'e anlattı. Erçel, bundan 28 yıl önce, bankalar yeminli murakıbıyken, hesap uzmanı Ali Kocatürk ve Maliye MüfettiÅŸi Haluk Serden Gürsel ile birlikte çalışırken yaÅŸadıkları bu olaydan çok etkilendiÄŸini söyledi. Halen Gümrük MüsteÅŸarlığı olarak kullanılan, eski BaÅŸbakanlık binası ve sonraki Hazine Genel SekreterliÄŸi'nde yaÅŸanan gerçek öyküyü, önceki gün Sabah gazetesindeki köşesinde "YaÅŸamın yedi kuralı" baÅŸlığıyla aktaran Erçel, bu tarihi anekdotun ayrıntılarını, bizimle şöyle paylaÅŸtı: KASANIN BOYU BENDEN UZUNDU: Ulus'taki binada, kapıdan içeriye girince Hazine Genel Sekreteri'nin odası vardı. Onun karşısındaki küçücük bir odada; ben, ÅŸimdi New York'ta yaÅŸayan hesap uzmanı arkadaşım Ali Kocatürk, ve halen WHO'da çalışan Maliye MüfettiÅŸi arkadaşım Haluk Serden Gürsel çalışıyoruz. Vanderbilt'teki master'ımı yeni tamamlamıştım. Ä°lk bilgisayarlardan olan delmeli bir kompitürden, bütçe açığı ne olacak acaba, diye teorik bir formülü çözmeye çalışıyorum. Orada da bir kasa var. Ama o kadar büyük ve oda da o kadar küçük ki. Benim boyum 1.80, benden uzun. Eni de birbuçuk metre geniÅŸliÄŸinde. Alman kasası olabilir. KASAYI KALDIRMAYI DÜŞÜNDÃœK: Hani üç kiÅŸi zor sığıyoruz odaya, küçücük odada manzara da yok. Ankara'nın kötü manzarası karşımızda. Åžu kasayı kaldırıp biraz geniÅŸletebilir miyiz diye bakıyoruz. Ama üç ay uÄŸraÅŸtık, kasayı açamadık, içinde ne var, merak ediyoruz. Açalım ya da açtıralım dedik. Hazine Genel Sekreteri de -vefat etti- Ä°smail Hakkı Batuk, o da merak ediyor.ŞİFREYÄ° BÄ°LEN USTAYI BULDUK: Önce anahtarı bulduk, kocaman bir anahtardı. Ama çevirdik, açamadık. Sonra ÅŸifreyi bilen ama emekli olan bir ustaya ulaÅŸtık. O geldi.Hem anahtarla hem de elle çevirerek, ama üç kanatlı bir çevirme iÅŸlemiydi, yani biri giderken, öbürü tersine ilerliyor gibi. Açtı kasayı, o kocaman kasanın içinde, neredeyse hiçbirÅŸey yoktu. Ä°ki-üç kağıt bir de saat var. Kılıfı naylon. Kılıfın üzerinde, antetli filan deÄŸil öyle küçük bir not kağıdına el yazısıyla, "Bana hediye edilen saati saklanması kaydıyla emanete bırakıyorum" anlamında bir cümle. Altında yine el yazısıyla (Adnan Menderes) imzası. Nereden nasıl geldiÄŸine iliÅŸkin herhangi bir ibare yoktu. NACAR SAATLERE BENZÄ°YORDU: Saat son derece mütevazı görünümlüydü. Biraz bizim Nacar'lara benziyordu. Çok etkilendik ve tekrar kapatıp yerine koyduk. Herhangi bir iÅŸlem yapılmadı. Ama sonra ne oldu bilmiyorum. Çünkü biz tayin olduk o odadan çıktık. En son ne zaman gördüm diye düşündüğümde. 1981 ya da 1982'ydi. Hazine Sekreteri Nazif KocayusufpaÅŸaoÄŸlu'ydu. Orada çalışma yaparken gördüm. Evet yine aynı yerdi. Ama 1982'den sonra görmedim. Çünkü Hazine, ÅŸimdiki Maliye Bakanlığı olan yere taşındı. Sonra o kasayı birisi aldı mı taşıdı mı bilmiyorum. Belki hala orada duruyor bile olabilir. Çünkü çok ağırdı. Bir cımbızdan 15 yıla mahkûm olduDEÄžERÄ° olmayan bir saati devletin kasasına koyarak, el yazısı ile tutanak tutup kayda alan Adnan Menderes, Cumhuriyet tarihinin en ilginç örtülü ödenek tartışmalarının ilkinin de "sanığı" olmuÅŸtu. CIMBIZDAN 15 YIL: Menderes "tahsisat-ı mesture"den (örtülü ödenek) cımbız aldırmakla yargılanıp 15 yıl 2 ay hapis cezasına çarptırılırken, suça konu olan para miktarını geri ödemeye de mahkum oluyordu. Mahkemede "kahvaltılarını bile örtülü ödenekten yapıyormuÅŸun" azarlamasına da hedef olan Menderes ile ilgili bir anekdotu da avukatı Talat Asal, bir röportajda şöyle aktarmıştı: "17 Eylül 1961’de Menderes’in idam edilmesinden bir gün sonra Tahran Caddesi’ndeki Arman Apartmanı'ndaki dairede büyük hüzün vardır. Bir ara kapı çalınır. Gelen adli tebligat memurudur. Avukata uzatılan tebligatın konusu hiçbir dayanağı bulunmayan örtülü ödenek davasının kararındaki miktarın ödenmesidir. Halk daha sonra buna "cımbız davası" adını takar." Hediyeyi kayda aldı yine idam edildiGAZÄ° Erçel, "YaÅŸamın yedi kuralı" yazısında anlatmaktan kaçındığı sekizinci kuralın ne olduÄŸunu sorduÄŸumuzda ise ÅŸu karşılığı verdi: "Kendisine hediye edilen saati el yazısıyla kayda alan bir kimsenin sonunda idama gideceÄŸini herhalde kimse tahmin edemezdi. Herkes kendine göre yorumlayabilir kuÅŸkusuz ama bence sekizinci kural 'kader' olmalıydı."Ä°pek halı, 001 diye devlet kaydına geçtiBAÅžBAKAN Recep Tayyip ErdoÄŸan, eÅŸi Emine ErdoÄŸan'a Rusya gezisi sırasında verilen hediyelerden gerdanlığı iade ederek, ipek halıyı da baÅŸbakanlık envanterine kaydederek son noktayı koymak istedi. Ancak ipek halının kayıt numarasının 001 olması akıllarda baÅŸka sorular yarattı.Â
button