MELİS ALPHAN
Oluşturulma Tarihi: Aralık 30, 2014 16:28
Beşiktaş Belediyesi’nin yılbaşı partisine dair gönderdiği toplu mail gazetecilerin de posta kutusuna düştü.
“O Ses Beşiktaş Suada’da Sahnede” imiş.
Belediyenin düzenleyeceği yeni yıl partisinin ‘baş davetlileri’ ilçe sokaklarını ellerinde fırçalarıyla gece gündüz, kar kış demeden temizleyen işçiler olacakmış.
Temizlik işçileri bir koro kurmuş. İş kıyafetleri ve ellerinde faraşlarıyla (!) sahneye çıkıp Erkin Koray’ın “Çöpçüler” şarkısı da dahil 5 şarkı seslendireceklermiş.
‘Tanınmış simalar’ da geceye davet edilmişmiş, gecede Boğaziçi Caz Korosu da performans sergileyecekmiş.
İşçilerin ülkemizdeki durumu malumunuz içler acısı. Toplumun en dezavantajlı gruplarından birini oluşturuyorlar. Her gün en az bir-iki tanesi iş başında işveren ihmallerinden veya denetim eksikliğinden can veriyor. Bunun böyle olduğunu önceden hiç bilmeyenler bile bu yıl artık yaşanan acı tecrübeler ve medyanın konuya biraz daha eğilmesi vesilesiyle haberdar oldu.
Bir tarafta bu…
Öte tarafta bunun böyle olmasını kendi avantajına çevirmeye çalışan, işçilerle özel olarak ilgileniyormuş gibi yapan ve onlara olan ‘ilgileri’ni reklam malzemesine dönüştüren başka birileri var.
İşçileri yılbaşı partisinde ellerinde faraşla sahneye çıkarıp “Çöpçüler”i söyletmek onları tabiri caizse -tabirimi de affedin lütfen ama daha uygun bir tanımlama yok- maymun etmek değilse nedir?
Zaten toplumda öteki gibi görülen bir kesimi alıp daha da ötekileştirmeye hizmet etmez mi bu?
Madem koro kurdular… Normal kıyafetlerle sahneye çıkıp Erkin Baba’dan başka bir şarkı söyleyemezler miydi?
En azından bu gece normalde hiç de yaşam alanlarına dahil olmayan Suada’da işçiliklerini unutup eğlenemezler miydi?
Çok da acımasız olmak istemiyorum; işçilerin koro kurup iş dışı faaliyetlere teşvik edilmesi de güzel…
Ama neden ille kaş yaparken göz çıkarmadan edemiyoruz acaba?
Neden herkese her an herkesin ait olduğu yeri hatırlatmadan edemiyoruz acaba?
Neden yunusların şovunu izler gibi faraşlı işçileri izlemeye dünya alemi davet edip, buradaki yamukluğu göremiyoruz acaba?