Oluşturulma Tarihi: Mayıs 31, 2005 00:00
Ä°sveç’in Karolinska Enstitüsü’nde yapılan son bir araÅŸtırma, eÅŸcinselliÄŸin doÄŸuÅŸtan gelen bir özellik olduÄŸu doÄŸrultusunda bazı ipuçları veriyor. Ä°sveç’teki Karolinska Enstitüsü’ndeki bilim adamları, bundan birkaç yıl önce hormona benzer bir salgı olan feromonların insan hipotalamusunu uyardığını tespit etmiÅŸlerdi.Hipotalamus insan beyninde cinsel uyarıları yöneten bir bölgedir. Bilim adamları bu keÅŸfi son günlerde bir adım daha ileriye götürdüler. Proceedings of the National Academy of Sciences isimli bilim dergisinde yer alan araÅŸtırma sonuçlarına göre, eÅŸcinsel erkeklerin feromonlara tepkisi, diÄŸer erkeklerden farklı. "Cinsel tercihlerin altında biyolojik bir etmenin olduÄŸu fikri bu araÅŸtırma ile saÄŸlam bir dayanaÄŸa kavuÅŸtu" diye konuÅŸan Amerikan SaÄŸlık Enstitüsü’nden genetikçi Dean Hamer, "Bu açıdan bakıldığında bu geliÅŸmenin ne denli önemli olduÄŸu anlaşılıyor" diyor.Basit ancak anlamlı deneySöz konusu deney oldukça basitti. Ä°sveçli bilim adamları, 2001’deki deneyde yaptıkları gibi, insan feromonu olduÄŸundan şüphelendikleri iki maddeyi ayrıştırdı. Östrojene benzeyen kimyasal madde, kadınların idrarından damıtma yoluyla çıkartılırken, testosteron tabanlı madde de erkeklerin terinden elde edildi. Bilim adamları, kadın beyninin, kokuları iÅŸlemden geçiren bölümü ile diÅŸilere özgü feromonu kaydettiklerini ortaya çıkarttı. Ancak kadınlar erkek feromonlarını kokladıkları zaman kokuları iÅŸlemden geçiren bölgenin yanı sıra, hipotalamusları da faal duruma geçiyordu. Erkeklerde ise bu durum kadınlarınkinin tam tersiydi.Ä°sveçli bilim adamları eÅŸcinsel erkekleri dahil ettikleri çalışmadan çok ilginç sonuçlar elde etti: EÅŸcinsel erkekler erkek feromonlarına maruz kalınca, kadınlarda olduÄŸu gibi hipotalamusları da faaliyete geçiyordu. Oysa kadın hormonlarına karşı en ufak bir tepki vermemiÅŸlerdi.Deneyin göstermedikleriÇalışma, ne yazık ki cinsel tercihin biyolojik kökenli olduÄŸu ve dolayısıyla doÄŸuÅŸtan varolduÄŸu iddiasının doÄŸruluÄŸunu kesin olarak kanıtlamıyor. Bu iddia bugün pek çok eÅŸcinsel ve çok sayıda biyolog tarafından kabul görüyor. Time’de yayımlanan habere göre, eÅŸcinselliÄŸi "günah" ve "ayıp" kavramları ile birlikte deÄŸerlendirenler Äžki bunlar genellikle dini inançlarının etkisindedir- eÅŸcinselliÄŸi sonradan ortaya çıkan yanlış bir tercih olarak görüyor.Önceki hafta sonuçları açıklanan deney, cinsel arzuların kimyasal sinyaller tarafından tetiklendiÄŸi iddiasını güçlendirse de, eÅŸcinsel erkeklerin doÄŸuÅŸtan erkek hormonlarına duyarlı olduÄŸunu kanıtlamıyor. Ayrıca eÅŸcinsellerin beyinleri, feromonlara tepki vermeyi zaman içinde, deneyim sonucu öğrenmiÅŸ olabilir. Newsweek dergisine verdiÄŸi demeçte, Hamer, bu çalışmanın farklı yaÅŸlardaki deneyler üzerinde tekrarlanmasının yararlı olacağını öne sürüyor. Böylece tepkinin yaÅŸ ile birlikte deÄŸiÅŸip deÄŸiÅŸmediÄŸi kontrol edilebilecek. Böyle bir giriÅŸimde henüz kimse bulunmadı. Lezbiyenler de araÅŸtırılacakÄ°sveçli bilim adamları ÅŸimdi lezbiyenler üzerinde çalışmayı planlıyor. Yapacakları deney ile lezbiyenlerin kadın feromonlarına nasıl tepki vereceklerini test edecekler.Ayrıca önceki haftaki deneyin, feromonların cinsel arzu konusunda ne denli önemli bir rol oynadığı sorusuna da net bir yanıt vermediÄŸi görülüyor.Klasik görüşe göre insanlar bu kimyasal maddeleri hiçbir ÅŸekilde algılayamaz. Çünkü burundaki feromona duyarlı vomeronasal organ, farelerde çok faal olmasına karşın, insanlarda zamanla küçülmüş ve görevini yitirmiÅŸtir. Feromonların cinsel uyarıda önemli bir rol oynadığı düşünülse de bunların rolü minimal olabilir. Hamer şöyle diyor: "Feromonlar insanlarda farelerde olduÄŸu kadar önemli bir rol oynamayabilir. Ama yine de karşılaÅŸtığınız çekici birini koklamanızda Äžgizlice, fark ettirmeden yaptığınız sürece- bence hiçbir mahzuru yok. Â
button