OluÅŸturulma Tarihi: Åžubat 18, 2004 00:00
CNN,
meteoroloji camiasının meşhur sıçanı Phil'i haberlerde gösterip kışın ikinci yarısı için merakla beklenen tahmini verdi! Phil adı verilen evcilleştirilmiş dağ sıçanının kış uykusundan uyandırıldığı 2 Şubat, ‘‘Dağ Sıçanı Günü’’ olarak adlandırılıyor. Bu nedenle, Phil'in uyandıktan sonra ne yapacağını görmek için her yıl binlerce insan ‘‘Havanın Başkenti’’ denilen Pennsylvania eyaletinin Punxsutawney kasabasına akın ediyor. Köpek maması ve dondurmayla beslenen Phil'in, şehir ortasında büyük bir ağaç köküne benzetilmiş klimalı bir evi var. 2 Şubat, yani kış uykusunun tam da ortasındayken, kış tahmini için saat 07.25'te uyandırılıp kulübesinden çıkartılıyor! Eğer Phil güneşli bir günde uyandırılırsa kendi gölgesini görüp korkarak yuvasına kaçıp tekrar uykuya yatıyor. Eğer hava bulutluysa, ilkbaharın geldiğini sanıp dışarıda kalıyor... 2 Şubat 2004'te Phil, güneşli bir günde uyandırıldığı için, alkışlar (!) arasında tekrar kış uykusuna yattı. Böylece bu yıl ilkbaharın erken gelmesi beklenmiyor, kış altı hafta daha sürecekmiş... ABD'DEN ALDIĞIM HABERLER1886'dan beri Phil'in tahminleri sadece yüzde 39 başarılı olmuş! Zaten ABD'nin doğusunda bu günler şiddetli kış hüküm sürüyor. Bu tahminin bilimsel analizi yerine, bize kar ve nüfus artışıyla mücadelede bir yol göstermesi için ABD'den aldığım haberleri vermek istiyorum: Dr. Ali Tokay, Maryland. (Washington NASA merkezinde Meteoroloji Mühendisi olarak çalışan bir sınıf arkadaşım.) ‘‘İstanbul'daki kar yağışını takiben burada pazar akşamı 14-20 santimetre arası kar yağdı. Pazartesi akşamı buzlanma ve kar yağışına maruz kaldık. Sonuçta spor yapma imkanı buldum; iki gün içinde üç defa kar ve buz temizledim. Senin de belirttiğin gibi meteorolojik radarın özellikle kısa vadede ne kadar yararlı olduğu açık. İstanbul ve Washington gibi nüfus yoğunluğunun yüksek olduğu şehirlerde önlemler farklı oluyor. Burada hükümet binaları 8-11 santimetre kar yağışı tahminiyle kapatıyor. Tabii senin de (öğrenciliğimde) yaşadığın orta-batıda durum daha farklı. Okulların kapatılması İstanbul'daki
trafik ve diÄŸer problemlerin burada yaÅŸanmamasını saÄŸlıyor. Sonuç olarak Türkiye'nin kara teslim olmasını, radarsız meteoroloji tahminlerindeki eksiklik ve bu tahminlerin ışığında alınacak önlemlerdeki yetersizliÄŸe baÄŸlıyorum.’’Mehmet-Esra-BerÅŸan Genceli, Güney Carolina. (Ä°TÃœ'den arkadaÅŸlarım.) ‘‘Merhaba Hocam, Biz Ä°stanbul'daki kardan kaçtık ama burada doluya tutulduk! Siz daha iyi bilirsiniz, burada kar deÄŸil resmen buz (donan yaÄŸmur) yağıyor. Yerler buzlu cam gibi oluyor. Adamlar bir gün öncesinden bunu bildiriyor ve okullar ve iÅŸyerleri kapanıyor, kimse evinden çıkmıyor. Haberlerde caddeleri tornavidayla kazıyarak buzun kalınlığını gösteriyorlar.’’Ülkemizde ise ÅŸiddetli hava ÅŸartlarından dolayı iÅŸyerleri ya tatil ediliyor ya da erken paydos ediliyor, ama öğlene doÄŸru etkisini yitirecek bir fırtına için ‘‘Bugün iÅŸe geç gelip vaktinde evinize dönün’’ denilmiyor.Valilerimiz de meteorolojinin tahminine göre bazen bir-iki gün öncesinden kamuyu tatil ediyor ama ‘‘etkili yağış’’ yerine (17 Aralık 2003'te Ä°stanbul'da olduÄŸu gibi) hava ‘‘günlük, güneÅŸlik vb.’’ olunca da tepki görüyorlar. ÖrneÄŸin, ‘‘Geçen ay Antalya'da meteoroloji ‘Fırtına... Yağış... Tehlike' iÅŸaretleri verince, Vali Alaattin Yüksel hemen ‘yöneticileri' çağırmış, brifing almış. Sonra da ‘kararını' açıklamış: ‘Okulları tatil ediyorum.' Oysa hava ‘günlük, güneÅŸlik'miÅŸ. Ertesi sabah yine ‘günlük, güneÅŸlik.' Herkes okulların tatil edilmesine tepki göstermeye baÅŸlamış. Ama öğle saatlerinde ‘Fırtına... YaÄŸmur' ortalığı kasıp kavurmuÅŸ. Ama ‘önlem erken alındığı için... olay ucuz atlatılmış...' diyor Yavuz Donat. (8 Åžubat 2004 Sabah)Bu ÅŸekilde bir risk dikkate alınıp önceden önlemlerin alınması, ‘‘risk yönetimi’’dir. ÇoÄŸu kez yapıldığı gibi, kar gözetlemek için sabahlara kadar uykusuz kalıp karı gördükten sonra ‘‘aniden bastıran’’ yağışla birlikte önlem almak ise ‘‘kriz yönetimi’’dir. Afet yönetiminde kriz yönetiminden risk yönetimine geçilmesi çok doÄŸru bir geliÅŸmedir. Umarım ilk baÅŸarısız uygulamayla birlikte risk yönetiminden yine vazgeçip tekrar kar gözetlemeye kalkışmayız.BEBEKLER VE TÄ°PÄ°LERGünümüzde kamunun gereksiz yere tatil edilmesi veya fırtınaya hazırlıksız yakalanma, kabul edilebilir ÅŸeyler deÄŸildir. Gereksiz yere iÅŸ ve eÄŸitim kaybının veya halkın felç olan ÅŸehirde çile çekmesinin engellenebilmesi için geliÅŸmiÅŸ ülkelerde olduÄŸu gibi fırtınanın hangi saatte ve noktada baÅŸlayacağını tahmin etmek ÅŸarttır. DiÄŸer bir deyiÅŸle, artık sırf halka ‘‘baÅŸarılı’’ görünmek için ‘‘Yüzde 100 baÅŸarılı tahmin’’ ile ‘‘havayı bilmek’’ (!) adına genel ve muÄŸlak ifadeler kullanmaktan vazgeçmeliyiz. Bunun yerine; geliÅŸmiÅŸ ülkelerdeki gibi ‘‘ne zaman, nereye, ne kadar yaÄŸacağı’’nı net bir ÅŸekilde söyleyerek hava tahmininde de risk almalıyız.Ayrıca, karla mücadelede baÅŸarısızlık nüfus artışına da neden oluyormuÅŸ! ‘‘Beyaz Ölüm-77 Tipisi’’ adlı kitabının ‘‘Bebekler ve Tipiler’’ adlı bölümünde Erno Rossi, ABD ve Kanadalılara ait istatistikleri karşılaÅŸtırmış. 1977'de bölgede yaÅŸanan tipiden dokuz ay sonra Kanada'da doÄŸum oranı yüzde 18 artarken, ABD'deki bu artış yüzde 3'te kalmış. Yazar, ‘‘Sam Amca bir doktora görünsün’’ diye de dalgasını geçiyor! Görüldüğü gibi gerçek anlamda hava tahmini yapılması nüfus kontrolüyle de yakından iliÅŸkili. Bu durumda gelecek kasım ayının başında itibaren Ä°stanbul'da nüfus daha fazla artabilir! Böylece birkaç ay kar altında kalan bölgelerimizde ‘‘neden nüfusun daha fazla arttığı’’ da bir ölçüde açıklanmış oldu.Atalarımız ‘‘Martın onundan, ÅŸubatın sonundan korkulur’’ dediÄŸine göre kış yeni baÅŸlıyor...Â
button