Karı-koca cinayeti ‘failsiz tatbikatla’ çözüldü

Güncelleme Tarihi:

Karı-koca cinayeti ‘failsiz tatbikatla’ çözüldü
Oluşturulma Tarihi: Kasım 18, 2010 00:00

Şanlıurfa Cinayet Bürosu’nun ünlü amiri Ertuğrul Güler, yine bir faili meçhulün peşine düştü.

Haberin Devamı

Üç yıl önce, yataklarında uyurken mermi yağmuruna tutularak öldürülen karı-kocanın katili elini kolunu sallayarak dolaşıyordu. Güler ve ekibi devreye girince, katil için geri sayım başladı. Türkiye’de ilk kez uygulanan “failsiz tatbikat” yöntemi, katili bulup kanun önüne çıkardı.

ŞANLIURFA’da 2008’in ilk sabahı. Saat 02.00... Eyyübiye Mahallesi 3057 sokak. Uyuyan Eyüp (39) ve Tülay Demir (36) çifti, evlerinde kurşun yağmuruna tutuldu. Yataklarında öldüler. Oğulları İbrahim Halil (8), bütün bunlar olurken yorganın altında hareketsiz bekledi. Eyüp Demir kamyon şoförü, eşi Tülay Demir ev kadınıydı. Çiftin diğer dört çocuğu, o gece babaannelerinin evindeydi. İbrahim Halil, anne ve babasını yatak odasında kanlar içerisinde buldu. Dehşet içinde komşularına koştu. “Evimize kar maskeli hırsızlar girdi. Annemi babamı öldürdü. Ben de gözlerimi kapatıp yorganın altına saklandım” dedi. Olay yerine gelen polis, evin her tarafına saçılan mermi kovanları dışında hiçbir şey bulamadı. Çocuk, izlediği çizgi filmlerden etkilenmiş, hayali bir tablo çizmişti. Cinayetin başka görgü tanığı da yoktu. Olay çıkmaza girdi. Dönemin polisleri, dört klasör dolduran bir çalışma yaptı, yüzlerce kişinin ifadesine başvurdu. Sonuç yoktu. Dosya faili meçhul olarak rafa kaldırıldı.

Güler ve ekibi sıfırdan başladı

Aradan iki buçuk yıl geçti. Şanlıura Cinayet Büro Amiri Ertuğrul Güler ve ekibi, diğer faili meçhuller gibi bu dosyayı da incelemeye başladı. Güler, ekibinin önceki dosyalardan etkileneceğini, verimliliğin azalacağını düşündü. Olay yeni olmuş gibi sıfırdan başlamak, sonra dosyayı okumak gerektiğine karar verdi. Hızla eleme yaparak yeni bir dosya hazırladı. Yeni dosyada objektif belgeler vardı sadece. Fotoğraflar, video kayıtları, otopsi raporu ve krokiler. Eski ifadeler hiç okunmadı, mağdur yakınlarının yeni ifadeleri alındı. Polis, cinayet mahalline yıllar sonra gittiğinde kapı kilitliydi. Çiftin çocuklarından Serdar (17) İstanbul’dan çağrıldı. Kapı açtııldığında, olay yeri cinayet günü bırakıldığı gibi bulundu. Her taraf kurumuş kapkara kan lekeleriyle kaplıydı.

İpucu, eşyaların dili

Eşyaların yeri değişmemişti. Antredeki terlikler, yerdeki çakmak, yatak, vazo, perdenin duruşu... Eşyaların dili, faile ait büyük ipuçları verecekti. Mermi delikleri atış pozisyonlarını tayin edecek, kan izleri olayın seyrini açığa çıkaracak, evdeki dağınıklık boğuşmanın derecesi hakkında bilgi verecekti. Yeni delillere el konuldu, bazı nesneler incelenmek üzere alındı.

Cinayet evindeki vazolardan birinin içinde, tarihi çömlek parçaları bulundu. Eyüp Demir’in, babasının müstakil evinde kazı yaparak tarihi mozaik ve vazolar bulduğu, bu kazıya eşi ve akrabalarının da katıldığı biliniyordu. Cinayetten üç ay önce ailece bir taziye ziyareti dönüşü, tarihi eserleri yerinde bulamadıkları da polise gelen bilgiler arasındaydı. Ailede herkes birbirinden şüphelenmişti.

Polis nasıl körleşir

Güler ve ekibi, vazo parçalarını Demir çiftinin evinde bulmuştu. Bunun cinayetle bağı olmalıydı. Acaba cinayetlere hırsızlık süsü mü verilmişti? Güler ve ekibi, iki yıl önceki polisler gibi tarihi eser hırsızlığı ile cinayet nedeni arasındaki bağa saplanıp kalmıştı. Oysa cinayet, hiç beklenmedik bir sebebe bağlı olabilirdi. Tabloya bir bütün olarak bakıp, resmin tamamını görmek, daha doğru bir süreç olacaktı. Ertuğrul Güler, “Bir sebebe bağlanan cinayetlerde mağdur yakınları ve polis, bu sebep etrafında döner. Akrabalar başka neden olduğunu kabul etmek istemez. Polis de bu sebepten sonuç çıkarmaya çalışır. Bu yol yanlıştır. Aceleci davranmak, mağdur yakınları gibi düşünmek, cinayet polisliği olamaz” diye düşündü. Güler için bu durum, gözlerine çekilen bir perdeydi, dosya körlüğüydü. O dönemin cinayet polisi, mağdur yakınları gibi tarihi eser üzerinde yoğunlaştığı için alternatif nedenler üzerinde çalışmamıştı. Güler, perdeyi aralayıp manzarayı tam görmek için, her ne kadar olay yerinde küp parçaları da bulsa, bu alternatifi elemeye karar verdi. Yüzlerce yeni senaryo üretti.

KATİL CİNAYETİ ANLATIYOR

Haberin Devamı

“CİNAYETTEN bir süre önce Şanlıurfa’da dolaşırken Tülay Demir’i tesadüfen tanıdım. Yalnız bir kadın olduğunu düşünüp yardım etmek istedim. Koruyup kollamak için takip ettim ve evini öğrendim. Duygusal anlamda herhangi bir his taşımadım, bende bazı kadınlara karşı böyle koruma içgüdüsü var. Evine giren çıkan erkek olmayınca yalnız yaşadığına emin oldum. Cinayet günü saat 01.00 sıralarında her zamanki gibi Tülay’ın evini gözetliyordum. Tülay gece yarısı binanın kapısını açıp kısa boylu bıyıklı bir erkeği eve aldı.

‘Yanlış yoldasın’ dedim

Epey samimi görünüyorlardı. Durumdan şüphelendim. Tülay’ın kötü yolda olduğunu ve yanlış yaptığını düşünüp onu ikaz etmek istedim. Yan evin duvar bitişiğinde bulunan elektrik direğinden tırmanıp komşunun çatısından indim. Açık pencereden apartman boşluğuna, oradan da eve girdim. Tülay ve yanındaki kişi yataktaydı. Gürültüye uyandılar. Ben erkeği elimle ittim, ‘Seninle işim yok’, dedim. Tülay’a yanlış yolda olduğunu söyledim. Bu sırada erkek ‘Onun kocasıyım, ne yanlışı’ diye karşılık verince şaşkına döndüm. Onun da yalan söylediğini düşünerek ikisine de mermim bitene kadar ateş ettim. Bu sırada odadaki küçük çocuk, elleri ile yüzünü kapatıp yorganın altına saklandı. Beni görmemişti, evden ayrıldım. Gerçekten evli olduklarını, ertesi gün gazetelerden öğrendim. Yalan söylememişlerdi. O çocuğun elleriyle yüzünü kapatmasını yıllardır unutamıyor, vicdan azabı çekiyordum. Çok pişmanım.”

Haberin Devamı

‘Siz çözdükçe, ben her gün tükeniyordum’

POLİS, tatbikat ve elde ettiği yeni bulgulara göre, katil profiline uyan kişileri araştırmaya başladı. Profil, ilk kez suç işlemiş birini işaret ediyordu. Maktullerin hayatı mercek altına alındı ve son bir yılda irtibatlı oldukları 300’den fazla kişi araştırıldı, elenerek 19’a düşürüldü. Bu kişilerden kan, kıl ve tırnak örneği alınacaktı. Listede adı olanlardan Ahmet Genç, Suruç’ta tavukçuluk yapıyordu. Altı aylık çalışma sonuç verdi. 1 Kasım 2010’da yakalanıp Asayiş Şubesi’ne getirildi. Sakindi, maktulleri tanımadığını, olayla ilgisinin olmadığını söyledi. Ancak polisin eli kuvvetliydi. “DNA’yı bulduk. Sıra katili bulmakta. Umarım sen değilsindir” dendiğinde çözüldü; “Geçmişim yakamı bırakmıyor” dedi. Nasıl bir geçmiş diye sorulduğunda, sustu. Bir sigara içtikten sonra itiraflarına başladı. “Sıranın bana geleceğini biliyordum. Çözdüğünüz cinayetleri gazetelerden izledikçe günden güne tükendim. Cinayetleri ben işledim” dedi. 2 Kasım’da tutuklanıp Şanlıurfa Cezaevi’ne gönderildi.

Failsiz tatbikat nasıl yapıldı

Haberin Devamı

FAİLSİZ tatbikat, faili meçhul cinayetlerde uygulanan bir yöntem. Bu yöntemi geliştirip ilk kez uygulayan, Şanlıurfa Cinayet Bürosu oldu. Güler ve ekibi, olay yerine gitti. Bir polis katili, iki polis de maktulleri canlandırdı. Olay zamanı da aynıydı: 02.00... Kurulan senaryo hayata geçirildi. Aksaklıklar düzeltildi. Örneğin odalar arası mesafeler, kurguya uymadı. Evin kapısına en güçlü memur yumrukla defalarca vurdu, bir alt kattan hiçbir ses duyulamadı. Duvarlar kalındı. Silah sesi o yüzden duyulmamıştı. Failin fiziki ve davranış profili tamamen saptandı. Bir memur duvar dibindeki direkten tırmanıp yan evin damından olay yerine açılan pencereye ulaşmayı başardı. Damdaki çiçek saksılarının durumu dikkate alındı, failin buradan olay yerine girdiği anlaşıldı. Bu tatbikat tutanak haline dönüştürüldü, olay çözüldüğünde gerçekle yüzde 90 benzer olduğu ortaya çıktı. Ayakta kalan senaryo olayı çözüyordu.

İlk ipucu damdaki saksılar

Haberin Devamı

ÖLDÜRÜLEN çiftin ikinci kattaki evine, yan evin çatısından geçiş noktası vardı. Yan evin çatısındaki çiçek saksıları Güler’in dikkatini çekti. Öldürülen çiftin çocuklarına sorduğunda, saksıların pencerenin önünde olması gerektiğini öğrendi. Evdeki eşyaların yerinin de değiştiğini söylediler. Katilin davranışları su yüzüne çıkıyordu. İsmi ve yüzü belli olmayan katil, Güler ve ekibini bekliyordu. Evin etrafında çalmadık kapı, soru sorulmadık insan kalmadı. Gece gündüz demeden, binlerce kişi ile görüşüldü. Mahalleden taşınan, suç işleyen, silahlı olan var mıydı? Ancak bir sonuç yoktu.

YARIN: Cinayet Büro Amiri Ertuğrul Güler, pedofil seri katil Ali Kemal’i, on bin beyaz minibüsün sahipleri tek tek araştırarak yakaladı.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!