Güncelleme Tarihi:
Yıl 2014... İzmir’de Dünya Ritmik Jimnastik Şampiyonası düzenleniyor. Ev sahibi Türkiye ama Türkiye’nin bu dalda doğru dürüst planlaması yapılmış bir milli takımı bile yok. Bireysel sporculardan oluşan bir takımla sembolik olarak turnuvada yer alıyoruz. Alıyoruz ama bu hal Jimnastik Federasyonu’nun başarılı başkanı Suat Çelen’in içine dert oluyor.
Ve şampiyonadan hemen sonra planlar yapılıp Türkiye’de bir seçme yapılıyor. Türkiye dediğimize de bakmayın. Sadece İstanbul, Ankara, Edirne, Antalya, Kocaeli ve İzmir’de bu branşlar var. Yani havuz dar.
İKİSİ ANTALYA’DAN
Nasıl bir takım kurabiliriz ve nasıl bu branşta dünyanın zirvesine çıkabiliriz?
Çelen o günleri anlatırken hedeflerinin büyüklüğünü bu sözlerle anlatıyor.
Sonuçta 3-4 kulüpten, birer, ikişer sporcu alınıyor. Ama sporcuların bulunması yeterli değil. Çünkü bu kızların birlikte antrenman yapması gerekiyor. Ama onlar farklı şehirlerde yaşıyor.
Aileler ile bir araya geliyorlar. Onlar ikna oluyor, çocuklarını güvenip teslim ediyorlar. 12-13 yaşlarında ailelerinden ayrılan minicik yürekler. İki kız Antalya’dan geliyor.
‘DİĞERLERİNE BENZEMEZ’
Kimi zaman otelde, kimi zaman bakanlığın tesislerinde kimi zaman da Ankara’da yaşayan takım arkadaşlarının evlerinde kalıyorlar.
“Bu branş futbola, basketbola benzemez” diyor Suat Çelen. “Orada bir değil 5 sporcu sakat ya da cezalı olsa yerine 5 sporcu oynatırsınız. Ama burada imkânsız. Senkron var, müzik var, mimik var, jimnastik var. Bu yüzden takım olmak, arkadaş olma, aynı duyguları paylaşma ve aynı duygularla ritmik hareket etme büyük önem taşıyor. Bir sporcumuzun başı ağrısa o gün idman yapılamıyor. Böylesine ekip işi.”
Kızlar idmana hazır ama hoca yok. Dünyanın en iyilerinden biri Bulgar Kamelia Dunavska ile anlaşma yapılıyor. Dunavska Bulgaristan’da yaşıyor ama kimi zaman 1 ay boyunca, kimi zaman da ayda 15 gün kızlara antrenman veriyor. Bulgaristan’a gittiği günlerde de Türk antrenörler devreye giriyor. Programa sadık kalarak çalışmaları devam ettiriyorlar.
TEK SALON MERSİN’DE
Ama sorunlar bununla da bitmiyor. Antrenmanlar Ankara’da yapılıyor ama bu branş için tek uygun salon Mersin’de. Zira 14 metre yüksekliğe sahip tek salon orası. Uzun kamp çalışmaları orada yapılıyor. Problem gibi gözüken tek salon seçeneği bir anlamda avantaja dönüşüyor. İnancı, arkadaşlığı ve arzuyu daha da pekiştirip takım ruhunu burada kazanıyorlar. Sonuçta bırakın madalya kazanmayı, finallere kalmanın bile başarı sayıldığı bu branşta düne kadar hayal olan gerçekleşiyor. Türkiye 6 yılda sıfırdan zirveye ulaşıyor.
AİLELERİ UNUTMADI
Türkiye Jimnastik Federasyonu Başkanı Suat Çelen, Avrupa Şampiyonası’ndaki üç çember + iki lobut aletinde 31.150 puanla şampiyon olan sporcuların ailelerini de unutmadı. Çelen, “Bu başarıda bize güvenip fedakârlık gösteren sporcularımızın ailelerine sonsuz teşekkür ediyorum” dedi.
TÜRKİYE'NİN İLK ŞAMPİYONLUĞU
Avrupa Şampiyonası’nda altın madalya kazanan Ritmik Jimnastik Grup Milli Takımı, tarihi bir başarı elde etti. Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi’nden (TMOK) yapılan açıklamaya göre Duygu Doğan, Azra Akıncı, Peri Berker, Nil Karabina, Eda Asar’dan oluşan Ritmik Jimnastik Grup Milli Takımı, Ukrayna’nın başkenti Kiev’de düzenlenen Ritmik Jimnastik Avrupa Şampiyonası’nda ‘3 çember 2 lobut’ aletinde şampiyonluğu elde etti. Türkiye bu kategoride ilk şampiyonluğuna ulaştı.
DESTEKLEYENLERE ÇOK TEŞEKKÜR
Türkiye’ye şampiyonluk sevinci yaşatan Kadın Ritmik Jimnastik Grup Milli Takımı adına açıklama yapan kaptan Duygu Doğan şunları söyledi: “Biz bugün tarihimizde bir ilki gerçekleştirerek Avrupa şampiyonasında altın madalya kazandık. Bu başarımızda bizi destekleyen hocalarımız, Kamelia Dunavska’ya ve Beril Berker’e, federasyonumuza ve Gençlik Spor Bakanlığı’mıza çok teşekkür ederiz. Bu gururu yaşattığımız için çok mutluyuz.”