Güncelleme Tarihi:
Aksaray Üniversitesi Rektörü, Uygulamalı Biyoteknoloji Çevre Kirliliği Uzmanı Prof. Dr. Necdet Sağlam, AA muhabirine yaptığı açıklamada, üniversite ve turizm işletmelerinin olduğu bir yerde pis kokular ve sivrisineklerin olmaması gerektiğini belirtti.
Üniversite yakınlarından geçen Karasu Deresi'ndeki koku ve çevresindeki sivrisineklerin, Aksaray Organize Sanayi Bölgesi'nin (OSB) sıvı atık suları içindeki ağır kimyasal maddeler, ev ve çiftliklerin organik madde içeren atık sularından kaynaklandığını ifade eden Sağlam, şunları kaydetti:
“Çevreden Karasu Deresi'ne atılan ağır metal ve organik madde içeren atık sular, artan sıcaklıkla birlikte oksijen kullanılmadan parçalanmakta olup azot ve fosfor oranının artmasıyla birlikte yosun oluşmaktadır. Yosunlar da suyun oksijenini tüketerek kötü kokuların kaynağını oluşturmaktadır. Atık sular içinde bulunan bakterilerde, metan, hidrojen ve hidrojen sülfür gazı üretmekte olup, bunlar yanıcı patlayıcı maddeleri oluşturmakta ve çevreye büyük zarar vermektedir. Karasu içindeki sular ise durgun sular olduğu için sivrisineklerin yaşamsal alanlarıdır.
Sivrisinekler larvalarını (yumurtalarını) bu sulara bırakmakta ve belli dönemlerde etkin bir biyolojik ve kimyasal mücadele edilmediği için yerleşke sahası ve tüm turizm yerleşim alanları ile yörede yaşayan halkı sağlık açısından, özellikle sıtma hastalığı tehlikesiyle karşı karşıya bırakmaktadır.”
TUZ GÖLÜ DE RİSK ALTINDA
Karasu Deresi'ndeki kirlilik oranının tehlikeli boyutlarda olduğunu bildiren Sağlam, “Aksaray'da sanayi, çiftlik ve evsel atıkların kirlettiği Karasu Deresi'nde yüksek oranda azot ve fosfor içeriğine rastlandı” diye konuştu.
Üniversite içinde yer alan göletlerde sivrisinek ve pis kokuyla mücadelenin kendilerinin işi olduğunu anlatan Prof. Dr. Necdet Sağlam, şöyle devam etti:
“Karasu Deresi'nin geçtiği yerlerdeki belediyeler, çiftlikleri kontrol altına alıp, dereyi tehdit edenleri tamamen yok etmelidir, diğerlerini de çağdaş koşullara uygun çiftlikler haline getirmelidirler. Derenin üzerinin, kara yolu çevresinde kapatılması, hem görünüş hem de sağlık açısından iyi olacaktır. Ayrıca OSB'den çıkan ağır metal içeren suların arıtımı yapılarak Karasu Deresi'ne verilmesi sağlanmalıdır.
Deredeki kirli sular, Türkiye'nin tuz ihtiyacının yüzde 80'ini karşılayan Tuz Gölü'ne akıyor. Bu sular Tuz Gölü'ne ulaştığında, tuz üretilen göle zarar vermektedir. Bu kirli suların içindeki organik maddeleri yok edebilirsiniz, ancak ağır metalleri yok edemeyeceğiniz için büyük zarar vermektedir.”
Sağlam, Aksaray'ın bir turizm kenti olduğunu ifade ederek, dışardan gelen ve dinlenme tesislerine uğrayan insanların, buralarda sivrisineklerden ve ağır kokudan rahatsız olduğunu, bunun da insanların kafasında kötü bir izlenim olarak kaldığını vurguladı.