OluÅŸturulma Tarihi: Eylül 08, 2002 00:00
Tunç Fındık dünyanın en yüksek dağı Everest'in zirvesine ulaÅŸmış ikinci Türk daÄŸcı. Hazirandan beri Pakistan sınırlarındaki Karakurum bölgesindeydi. Maceralı geçen bu üç ayda Kolombiyalı Fernando Gonzales'le birlikte 2002 Barış Tırmanışı yaptılar. Ancak kötü hava koÅŸulları zirveye ulaÅŸmalarına imkan vermedi. Yine de ikili tümü 5 bin metrenin üzerinde bulunan dört daÄŸa tırmandılar ve isim verdiler: Ä°kili tümü 5 bin metrenin üzerinde bulunan dört daÄŸa tırmandılar ve ÅŸu isimleri verdiler: Türkiye-Pakistan DostluÄŸu Zirvesi, Meteksan Sistem Zirvesi (sponsor firmanın adı), Balistar zirvesi (Balistan bölgesinin yıldızı anlamında) ve Soner Ãœnal Zirvesi (Toros AladaÄŸlar'da hayatını kaybeden bir daÄŸcı). Buzullarla kaplı olan bölgedeki bir buzula da Atatürk adını koydular. Her tırmanışa yaklaşık ikiÅŸer gün ayırdıktan sonra kesin dönüşe geçtiler. Ä°simlerin tescil edilmesi için Pakistan makamlarına resmi baÅŸvuru yapmayı da ihmal etmediler. TÃœRKLE KOLOMBÄ°YALI BARIÅž TIRMANIÅžINDABarış Tırmanışı, Everest'e tırmanmış olan deÄŸiÅŸik milletlerden daÄŸcıların bir arada dünya barışını simgeleyecek bir tırmanış yapmaları fikrinden doÄŸdu. Bunun için geçen yıl AÄŸrı Dağı seçildi. Yedi ülkeden yedi daÄŸcı tırmanışa katıldı. Bu yılki Barış Tırmanışı'na geçen yılki ekipten Tunç Fındık ile Kolombiyalı Fernando Rubio Gonzales katılmaya karar verdi. ve 8 bin 47 metrelik Broad Peak tepesi seçildi. 230 KİŞİLÄ°K HAMAL ORDUSUTek aracın bile zor sığdığı uçurum dibindeki daracık yollarda ciplerle ilerlediler. Bu zorlu parkurda zaman zaman suya batan cipleri taşımak, nehirleri aÅŸmak ve tonlarca eÅŸyayı taşımak zorunda kaldılar. Ama Askole'ye vardıklarında iÅŸleri bitmemiÅŸti, üç bin metre civarındaki Askole köyünden ana kampa kadar zorlu bir yürüyüş onları bekliyordu. Yaklaşık altı ton malzemeyi ve erzağı taşımakla yükümlü 230 kiÅŸilik hamal ordusunun eÅŸliÄŸindeki bu zorlu yürüyüşün büyük bir kısmı buzullar üzerinde geçti. Buzulların yarattığı tehlikelere ve kötü hava ÅŸartlarına karşın beÅŸ bin metre yükseklikteki ana kampa beÅŸ günde ulaşıldı. Tunç Fındık, ‘‘Bu iÅŸten geçimini saÄŸlayan binlerce yerel rehber savaÅŸ yüzünden Batılıların daÄŸlardan elini ayağını çekmesiyle çaresiz kalmış. Eskiden bölgede rehber bulmak zorken ÅŸimdi iÅŸ bulabilme umuduyla herkes birbirini yiyor.’’ diyor.KOÅžULLAR HER ÅžEYÄ° TAHRÄ°P ETTÄ°Fernando'yla neredeyse 40 gün kadar 5 bin metreden aÅŸağı inmedik. Ä°lk beÅŸ altı gün çok kötü tipi ve kar oldu. Dolayısıyla kar birikti ve çığ tehlikesi ortaya çıktı. KoÅŸulların düzelmesi için biraz beklemek zorunda kaldık. Üç ayrı seferde üç kamp kurduk ve malzemeleri oraya taşıdık. Bazı tehlikeli yerlere sabit hatlar döşedik. Artık zirve yapmaya hazırdık fakat çok ÅŸiddetli bir yağış ve çığ sonucunda 6 bin 800 metrede kampımız tahrip oldu. Yiyecekler, uyku tulumumuz ve çadırımız gitti. Havanın düzelmesi umuduyla bir ayı boÅŸuna ana kampta bekleyerek geçirdik. Ama hava koÅŸulları düzelmeyince çaresizce kalan malzemelerini topladılar ve ana kampa döndük. Bundan sonrası 100 hamal eÅŸliÄŸinde meÅŸakkatli bir dönüş yolculuÄŸuydu. EL KAÄ°DE KAMPININ YAKININDAN HIZLA GEÇTÄ°KBelki insanlar yüzünüze söylemiyorlar ama o bölgede Pakistan-Hindistan arasındaki savaşın havası Pakistan'ın Karakurum bölgesinde hep hissediliyor. Nükleer savaÅŸ tehdidi yüzünden Pakistan'da daÄŸ ekspedisyonu yapanların sayısı bu yıl çok düşmüş. Normal bir senede binlerce kiÅŸi yerine bu sene topu topu 100 kiÅŸi gitmiÅŸtir. KeÅŸmir'deki çatışma bölgesine, zaman zaman top seslerini duyacak kadar yakındık. Pakistan'ın tam kontrol altına tutamadığı bu bölgede uçaksavar ve tank dahil, her çeÅŸit silah satın almak mümkündü. Hatta aÄŸustos ayındaki ikinci ekspediyonda Karakurum Yolu üzerinde El Kaide kamplarından birinin bulunduÄŸu söylenen bir kasabadan geçtik. Rehberimiz açıkça söylemedi ama çok tedirgin oldu. Kasabayı geride bırakana kadar etrafı kollayıp durdu.Â
button