Güncelleme Tarihi:
KARAKÖY İSKELESİ BÖYLE SULARA GÖMÜLMÜŞTÜ
İskelenin çökme anı - Video
Alınan bilgiye göre, Türkiye Denizcilik İşletmeleri binası ile yenilenen İstanbul Liman Bölge Müdürlüğü binası arasında kalan boş alanda yapılması öngörülen iskelenin mimari projesi tamamlandı. Anıtlar Kurulu'ndan geçen projenin ihale süreci başlayacak.
Projeye göre, iskele yapısının tasarımında çevre ile etkileşimi düşünülerek özellikle tarihi yarımada tarafından bakışla yakın mesafede yanındaki ve arkadaki binalar, uzak mesafede Galata Kulesi ile olan ilişkisi göz önüne alınarak cephe oluşumunda rasyonel ve yalın mimari anlatım dili seçildi.
İstatistiki veriler sonucu belirlenen yolcu bekleme alanı, yaklaşık 300 metre kare olacak.
Karaya paralel eni 6 metre, uzunluğu 40 metre olan gemi yanaşma iskelesinin tam aksına oturan iskele kapalı bekleme mekanı, karadan ve denizden yaklaşımda görsel kesintiyi engellememek için yüksek ve şeffaf tutulacak.
Çelik konstrüksiyon taşıyıcı sistemli bina demonte olduğu için gerektiği zaman sökülüp başka bir yere taşınabilecek.
Çelik ve cam görünümlü iskele binası 3 metre yükseklikten sonra saçak altına kadar güneş kırıcı ahşap kafeslerle kaplanarak çevre binalarla yarışmayan bir yapı olarak tasarlanacak.
Gemilerin yoğun saatlerde yanaşması için 1 no'lu iskeleden yaklaşık 70 metre mesafede bulunan eski iskele, birbirine hafif çelik konstrüksiyon üzeri membran örtü sistemi ile kaplanarak bağlanacak. İskeleler ve yürüme yolu masif ahşap döşenecek.
Proje dahilinde yeniden düzenlenecek deniz ile ön sıra binalar arasındaki alanların döşeme kaplaması doğal granit olacak.
Eski iskelenin arkasında yer alan lokanta ve kafeterya açık alanları farklı bir malzeme belirlenerek düzenlenecek ve alan sadece yayaların kullanımına açılacak.
İSKELE NEDEN ALABORA OLDU?
Bu arada, Karaköy İskelesi'nin 21-22 Kasım 2008 tarihinde alabora olmasının ardından Denizcilik Müsteşarlığı İstanbul Bölge Müdürlüğü Gemi Sörvey Kurulu'nca 24 Kasım 2008 ile 8 Ocak 2009 tarihlerinde Kartal ve Tuzla açıklarında demirli ters durumdaki duba üzerine çıkılarak yapılan inceleme sonucunda hazırlanan rapor da tamamlandı.
Raporda, şu tespitlere yer verildi:
“Dubanın 8 tank ve 7 konferdamdan oluştuğu, tankların her birinin 10, konferdamların her birinin de 5 su geçirmez bölümden oluştuğu, dubanın her iki tarafında gemilerin yanaşıp yolcuların inip binmesini sağlayan 3,5 metre eninde yürüme yolunun mevcut olduğu, dubanın üst yapısının yolcu katı, idari kat ve kontrol kulesinden oluştuğu, 83 metre boyunda, 20 metre genişliğinde, 2,80 metre yüksekliğinde olan dubanın üzerinde, duba boyu ve genişliği kadar 80 santimetre yüksekliğinde ayrı bir bölüm olduğu tespit edildi. Dubanın ters durumda iken dibinde ve muhtelif yerlerinde saç kalınlık ölçüleri alınmış ve alınan yerlerde değerlerin kabul edilebilir ve emniyetli sınırlar içerisinde olduğu tespit edilmiştir.”
Raporda, olayın meydana geldiği gün boyunca devam eden lodos fırtınasının gittikçe şiddetlenmesiyle dubanın Karaköy'e bağlı bulunduğu zincir ve halatların koptuğu, dubanın üstünden 20 santimetre aşağıda yürüme yolunun duba ile birleştiği köşenin kenarında yukarıdan aşağıya doğru 80 santimetrelik bir yırtık oluştuğu belirtildi.
Raporda, “Olay sırasında dubanın üst kısmındaki 80 santimetre yükseklikte bulunan bölümdeki saçın yırtılmasıyla söz konusu bölmenin suyla dolması sonucunda oluşan 'serbest satıh etkisi'nin dubanın alabora olmasına neden olduğu düşünülmektedir. Kazada lodos fırtınasının büyük ölçüde etkisi olmuştur” denildi.