Güncelleme Tarihi:
İsmin Latince’deki “teyit etmek” ya da “beraber kaynatmak ya da yetiştirmek” anlamlarına gelen confirma’dan geldiği düşünülebilir. Cins ismi Symphytum, benzer anlama sahip olan Yunanca’daki sympho kelimesinden gelir. Çıkrık, kemik örgüsü gibi diğer isimleri bitkinin yüzyıllar boyunca zedelenmeler, burkulmalar, çatlaklar ve kemikler için kullanılageldiğine işarettir. (ç.n.: Türkçe’de Karakafes otu’nun diğer isimleri Eşek Kulağı, Mayasıl Otu ve Kafes Otu’dur) Karakafes otu en azından Antik Yunan’dan beri kullanılmaktadır; büyük olasılıkla kullanımı M.Ö. 400’lere dayanır.
Romalı doğa bilimci Büyük Pilnius (M.S. 23-79) karakafes otunun köklerinin suda kaynatıldığında et parçalarını birbirine yapıştırabilen bir macun ürettiğini keşfetti. Bu keşif, karakafes otunun et yırtıklarını ve kemik kırılmalarını onarmadaki rolünün altını çizer. Karakafes Orta Çağ boyunca oldukça popüler bir bitkiydi. Yaygın olarak ekilen karakafes otu manastır bahçelerinin vazgeçilmeziydi. Bitki genellikle yapraklardan ve köklerden oluşan bir lapa şeklinde harici olarak zedelenmeler, burkulmalar, ufak yaralar ve kemik kırılmaları için uygulanırdı. Karakafes otu çayı ve bitkinin diğer preparatları aynı zamanda bronş problemleri, mide ekşimesi, ülser, ishal gibi rahatsızlıklar için dahili olarak alınırdı. Karakafes otu 1700’lerde ve 1800’lerde hem Avrupa’da hem de A.B.D.’de bitki bahçelerinin ve bitkisel tedavinin vazgeçilmeziydi.
Karakafes otu 1970’lerin sonuna dek baş tacı edildi; ta ki yapraklarının ve özellikle de köklerinin yenildiğinde içinde bulunan pyrrolizidine alkaloitler nedeniyle şiddetli ciğer tahrişlerine yol açabildiği anlaşılana dek. Bu buluşun ardından birçok ülke
karakafes otu ürünlerinin dahili tüketimini yasakladı. Ancak bitkinin lokal preparatlarının güvenli olduğu düşünülür. Karakafes otu yağları, kremleri, lapaları ve ovalamaçları zedelenmeleri iyileştirmek, kas ağrılarını gidermek, çatlakların, burkulmaların ve gerilmelerin iyileşmesini kolaylaştırmak için kullanılır. Son zamanlarda karakafes otunun sırtın üst ve alt taraflarındaki şiddetli ağrıların lokal tedavisinde işe yaradığı anlaşılmıştır.
Hangi tarihlerde nasıl kullanıldı?
M.Ö 484-425; Yunan tarihçi Herodot karakafesin kanamayı durdurduğundan bahsetti.
m.s. 1672; İngiliz yazar J. Josselyn karakafesten, kolonyal bitki bahçelerinde bulunan bir bitki olarak bahsetti.
1978; Araştırmacılar laboratuar farelerinin, karakafes diyetinden sonra karaciğer tümörü edindiklerini kaydettiler.
2001; Karakafes içeren ürünlerin ağızdanalımı ABD’de yasaklandı.
Symphytum’un 35 türünden 2’si olan yaygın karakafes otu (S. officinale) ve Rus karakafes otu (S. x uplandicum) bitkisel gelenekte yaygın olarak kullanılır. Yaygın karakafes otu yarım ila bir meytre boylanabilen çok yıllık bir bitkidir. Bitkinin alt kısmında bulunan geniş mızrak şeklindeki yapraklar 30 cm uzunluğa ve 10 cm genişliğe ulaşabilir; üst kısımlarda yer alan yapraklar ise gittikçe küçülür. Sert, tüylü, zımparamsı yaprakları belirgin bir biçimde dalgalıdır. Çiçekleri sarmal bir çiçek başı şeklinde açar. Borumsu beyaz, pembe ya da mavimsi birer cm’lik çiçeklerinin kısa memeleri vardır.
Rus karakafes otu 2 metre boylanabilen kaba birçok yıllık bitkidir; yaygın karakafes otuyla dikenli karakafes otunun (S. asperum) melezidir. Rus karakafes otunun yaprakları yuvarlak ya da kalp şeklindedir. Yaklaşık bir cm uzunluğunda olan çiçekleri koyu mordur; mavi ya da pembe gölgeleri vardır. Karakafes otunun kazık kökü geniş, etli ve siyahtır; içinde kremsi bir renk barındırır. Rus karakafes otunun ve yaygın karakafes otunun yaprakları ve kökleri bitkisel tedavide geleneksel olarak kullanılır.
Yetişme Alışkanlıkları
Yaygın karakafes otu Avrupa’nın çoğunda yerelleşmiştir; nemli çayırlarda, akarsu ve nehir kenarlarında yetişir. Orta Avrupa’da daha yaygın; Güney Avrupa’da ise nadirdir. Karakafes otu Kuzey Amerika’nın doğusunda ve Kanada eyaletlerinin güney sırasında yerleşikleşmiş; bazı batı eyaletlerine de yayılmıştır. Rus karakafes otu Orta ve Kuzey Avrupa’nın çoğunda yetişmeye başlamıştır. Asıl kökeni bilinmemektedir. Daha önceleri Avrupa’da hayvanlar için yem bitkisi olarak ekilen karakafes otunun dönüm başına tonajı, ılıman iklim bitkilerinin neredeyse hepsinden daha fazladır. Derin kazık kökü yanal sürgün verir; bu da bir kere ekildikten sonra kökünün kurutulmasını zorlaştırır. Karakafes otu bir yere ekildikten sonra hemen hemen her zaman orada yetişmeye devam eder.
Ekim ve Hasat
Karakafes otu kök çelikleriyle kolaylıkla çoğaltılabilir. Bir cm boyunda bir kök parçasından yeni bir bitki oluşabilir. Karakafes otunu daimi bir yere ekin çünkü daha sonra yerini değiştirmeyi düşünürseniz köklerinin her bir zerresini sökmeniz gerekir. Karakafes hemen hemen her topraktayetişir. Gün boyu güneş ister.
Karakafes kökü bitki uykudayken hasat edilir. Günümüzde karakafes otu asıl olarak Doğu Avrupa’dan ithal edilir. Genellikle baharda çıkan
ilk yaprakları kesilir ve atılır; çünkü ilk mahsuller potansiyel olarak yüksek dozda toksik bileşen içerir.
Tedavi Amaçlı Kullanım
✚✚ Eklem ağrıları
Karakafes otunun yaygın isimleri olan boneset (çıkrık) ve knit-bone (kemik örgüsü), geleneksel kullanımına ve eklem ağrıları, kemik kırıkları ve doku tahrişleri konularındaki tarihsel ününe atıfta bulunur. Karakafes otu dokuların yeniden canlanmasını ve iyileşmesini sağlayan bir bileşen olan allantoin; aynı zamanda anti enflamatuvar ve ağrı kesici özelliğe sahip bir bileşen olan rosmarinik asit içerir. Bu faydalar, karakafes otunun aynı zamanda pyrrolizidine alkaloitler denilen, ciğeri zehirleyen ve büyük olasılıkla kansere bile yol açabilen bir grup tehlikeli kimyasala ev sahipliği yapmasıyla dengelenir. Hükümetler ve bilimsel gruplar bu alkaloitlerin yenilebilir miktarlarına sınır koymuşlardır. Bazı bitkisel tedavi şirketleri karakafes otunun alkaloitlerini ayıran teknikler geliştirmiş ve daha güvenli olduğu varsayılan formülasyonlar sunmuşlardır.
Yakın zamanda yapılan bir çalışmada tehlikeli alkaloitlerinin yüzde 99’u alınmış bir alkol bazlı karakafes otu kökü ekstresi yağla birleştirildi ve 3 hafta süreyle dizlerinde osteo artrit olan 220 kişi üzerinde uygulandı. Bu deneklerin ağrılarının
hem dinlenme hem de hareket halindeyken plasebo grubuna kıyasla azaldığı tespit edildi. Aynı zamanda dizlerde hareketin ve yaşam kalitesinin arttığı gözlemlendi. Aynı ekstre ayak bileği burkulan kişilerde de kullanıldı ve en azından yaygın olarak ağrı ve şişlik için kullanılan eczai jel kadar etkili olduğu görüldü. S. officinale’nin diğer türlerinden elde edilen ekstrelerin kullanıldığı diğer lokal preparatlar sırt ağrısı çeken kişilerde denendi ve karakafes otunun anti enflamatuvar ve analjezik etkilerinin hareketi arttırdığı ve ağrıyı azalttığı görüldü.
ŞİFALI BİTKİLER ANSİKLOPEDİSİ İSİMLİ KİTABI SATIN ALMAK İÇİN TIKLAYIN
Kullanım Şekli
KREM, JEL YA DA YAĞ: Almanya E Komisyonu yetkilileri karakafes otunun günde 1 mg’ından fazlasını ciğerin ve diğer organların zehirlenmesini önlemek amacıyla önermemektedirler. Karakafes otunun zehirliliği, tehlikeli alkaloitlerin çıkartıldığı, anti enflamatuvar ve ağrı kesici özelliğe sahip bileşenlerin bırakıldığı özel formüllerle giderilebilir.
Pyrrolizidine alkaloitlerden arınmış ekstre markalarının kullanımı karakafes otundan faydalanmanın en etkili yolu gibi görünmektedir. Bu preparatlar zarar görmüş eklemlere günde 3-4 defa masaj şeklinde uygulanabilir.
Uyarılar
Karakafes otu yaprağı ve kökü yenildiğinde ya da deriye uygulandığında ciğerleri zehirleyebilen ve kansere neden olabilen bileşenleri dolayısıyla tehlike potansiyeline sahiptir. Bu bileşenlerinden arındırılmış preparatların daha güvenli olduğu varsayılır. Yine de birçok kaynak karakafes ürünlerinin açık yaraya uygulanması konusunda uyarıda bulunur.
Rahatlatıcı merhem
Bir bardak zeytinyağını 1 yemek kaşığı kurutulmuş karakafes yaprağı, 1 yemek kaşığı lavanta çiçeği ve 1 yemek kaşığı aynısefa açyaprağıyla karıştırın. Bir tencerenin içine koyup benmari usulü 40 dakika boyunca karıştırın. Soğumaya bırakın, süzün ve yağını saklayın. ½ bardak malmumunu benmari usulü eritin ve bu karışıma ekleyin. tezgâh üstü